TGC Hasan Ali Toptaş’ın ödülünü iptal etti

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden yapılan açıklamada, "Cinsel tacize karşı toplumun her bireyi ve kurumu karşı çıkmakla sorumludur" ifadeleri yer aldı

Fotoğraf: Youtube

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu Hasan Ali Toptaş'a 2013 yılında verilen Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nün iptal edildiğini duyurdu.

Açıklamada kadınların yaşamın her alanında başarıyla yer aldığı hatırlatılarak önlerindeki en önemli engellerden birinin iş hayatında karşılaştıkları cinsel tacizler olduğu belirtildi.

Her birey ve kurumun cinsel tacize karşı çıkmakla sorumlu olduğunun belirtildiği açıklamada şu ifadeler yer aldı:

TGC Kadın Gazeteciler Komisyonu bu konuda yıllardır bir çalışma yürütmektedir. Hazırlanan Toplumsal Cinsiyet Eşitlikçi Haber Kılavuzu ile hem kadın habercilerin yaşadıkları sorunlar gündeme taşınmış, hem de kadın haberlerinin nasıl hazırlanması ve medyada nasıl yer alması gerektiği ile ilgili ilkeler ortaya konulmuştur.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, son günlerde edebiyat alanında gündeme gelen bazı yazarların isimlerinin geçtiği cinsel taciz iddialarını gündemine alarak değerlendirmiştir. Bu yazarlardan biri olan Hasan Ali Toptaş 2013 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü almıştı.

Hasan Ali Toptaş’ın kamuoyuna yaptığı açıklamalar da dikkate alınarak konu değerlendirilmiştir. Yönetim Kurulu TGC internet sitesindeki 2013 TGC Sedat Simavi Ödülleri’ni kazananlar listesinden Hasan Ali Toptaş’ın adının kaldırılarak verilen Edebiyat Ödülü’nün iptal edilmesine karar vermiştir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak her türlü şiddet ve tacizin karşısında olduğumuzu bir kez daha kamuoyunun bilgisine sunarız.

Toptaş'ın açıklamaları

Yaklaşık 20 kadın yazar Hasan Ali Toptaş'ı tacizle suçlamıştı. Suçlamaların ardından ilk açıklamasında "İnsan eril failliğin ne olduğunu anlayana kadar karşı tarafta ne büyük yaralar açtığını bilmeden, fark etmeden, düşünmeden hatalar yapabiliyor. Failliğin ne olduğunu bugün kadınlardan öğreniyoruz. Bilmeden, farkında olmadan yaptığım davranışlar nedeniyle kırdığım, üzdüğüm, yaraladığım bütün insanlardan samimiyetle özür diliyorum" ifadelerini kullanan Toptaş daha sonra yaptığı açıklamada ise şunları söylemişti:

Kadının beyanını esas almanın bu ülkede nelere yol açtığını da gördük. Ama ben suçlu değilim, sonuna kadar suçsuz olduğumu savunacağım. Gerçek mahkemelerde ve hukuk önünde. Kadının beyanı esastır ama bu iddiaların ciddi bir şekilde incelenmesi gerek, öbür türlü ‘çamur at izi kalsın’a dönüyor. Me Too hareketini tetikleyen olaylar patlamadan önce gazeteciler aylarca, senelerce araştırdılar. Tek telefonla, sadece iddiaların üzerine atlayarak değil. Masumiyet karinesi diye bir şey var, detaylı bir şekilde incelenmeden, araştırılmadan iftira atılması da yaralıyor.

 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU