Birleşik Krallık'ın Uygurlar için Çin’e yaptırım uygulamaması "acı verici"

Aktivist, kararın "siyasi olduğunu ve kanıtlara dayanmadığını" söylüyor

Uygurlar ve destekçileri 15 Mart 2018'de New York'taki Birleşmiş Milletler binasına yürürken (AP)

Önde gelen bir Uygur aktivist, Britanya hükümetinin insan hakları ihlalleriyle ilgili "Magnitsky Yaptırımları”nın son turuna Çinli yetkilileri dahil etmemesini "acı verici ve kırıcı” olarak niteledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Birleşik Krallık'ın (BK) perşembe günü, yani Dünya İnsan Hakları Günü'nde duyurulan Küresel İnsan Hakları Yaptırımları Venezuela, Rusya, Gambiya ve Pakistan'dan yetkilileri hedef aldı. Dışişleri Bakanı Dominic Raab, ismi geçenlerin varlıklarının dondurulması ve seyahat yasaklarıyla karşı karşıya olduğunu söyledi ve "Küresel Britanya dünyada iyinin yanındaki bir güç olarak demokrasinin, insan haklarının ve hukukun üstünlüğünün arkasında duracak” diye ekledi.

Ne var ki, 1 milyon kadar Müslüman Uygur'un hapishane kamplarına gönderildiği ve topluluğun dini ve kültürel pratiklerini baskı altına alan gaddar yasalara tabi tutulduğu Sincan'daki kitlesel istismar nedeniyle Pekin hükümetine yönelik herhangi bir yaptırım yoktu.

Dünya Uygur Kongresi'nin BK proje direktörü ve Çin Üzerine Parlamentolar Arası Ortaklık'ın danışmanı olan Rahima Mahmut, Britanya'nın eylemsizliğinin ticaret konusunda "altın çağ” başlatma umuduyla Pekin'in yanlış eylemlerine göz yuman David Cameron hükümetinin mirası olduğunu söyledi.

Mahmut, yaptırım uygulanmamasının "çok acı verici, çok kırıcı” olduğunu söyledi ve "Önceki hükümet altın fırsatlara, ‘Altın Çağa' inandığında değişim hızlı gerçekleşemiyor” dedi. Dünya İnsan Hakları Günü için Londra'daki ABD Büyükelçiliği'nin organize ettiği bir etkinlikte konuşan Mahmut, sözlerine BK'nin gelecekte Pekin'in istismarına karşı harekete geçeceğini söyleyerek devam etti. Ama bu süreçte "insanlarının katledildiğini, tecavüze uğradığını ve zorla kısırlaştırıldığını” vurgulamak istediğini söyledi ve ekledi:

Özellikle gençler hedef alınıyor. Bu konuda artık bir yığın kanıtımız da var.

Hong Kong Watch mensubu ve Muhafazakar Parti'nin İnsan Hakları Komisyonu üyesi Luke de Pulford, ABD'nin Çinli yetkililere yaptırım uyguladığına ve bu konudaki kanıtları Britanya hükümetinin erişimine açtığına işaret etti.
 


De Pulford, kendisinin de Uygurlara uygulanan istismar hakkında Britanya hükümetinin önüne bir dosya kanıt bıraktığını söyledi.

Öne çıkan demokrasi yanlısı aktivist ve Hong Kong'da eski bir öğrenci lideri olan Nathan Law, BK'nin kararının kanıt eksikliğine dayandırılamayacağını söyledi. "Eğer bu kanıtlarla ilgiliyse, Sincanlı yetkililere çoktan yaptırım uygulanmış olmalıydı. Bu siyasi bir karar” dedi.

Law, Britanya hükümetinin yaptırım tehdidini Çin'den tavizler almak için kullandığını savundu ve bu stratejinin başarısız olacağını öngördü.

Law şunları söyledi:

Bunun gerçekten de BK'nin risk dengeleme stratejisiyle ilgili olduğunu düşünüyorum ve sona ereceğini umuyorum. Çin'e karşı sert ve güçlü olmak konusunda birçok farklı mesaj verdiler. Politika başka etkileşimler söz konusu olduğunda koz olarak kullanılabilir. (Ama) Çin'den beklenebilecek hiçbir şey yok, Çin Komünist Partisi'nin ve Çin hükümetinin politikalarının doğası hakkında fanteziler kurmanın da yeri yok.

ABD yönetimi, Hong Kong'da dayatılan cezalandırıcı Ulusal Güvenlik Yasası'nın "geliştirilmesi, yürürlüğe konması veya uygulanması” konusunda oynadıkları rol nedeniyle bu hafta Çin'in 14 kıdemli yetkilisine yaptırım uyguladı. Dışişleri Bakanlığı "Bu kişilerin ve yakın aile üyelerinin Birleşik Devletler'e seyahat etmesi yasaklanacak. Birleşik Devletler'in yetki alanında veya ABD'li kişilerin kontrolünde veya mülkiyetinde bulunan varlıkları bloke edilecek ve ABD'lilerin onlarla ticaret yapması genel anlamda yasaklanacak” ifadelerini kullandı.

Pekin'in Dışişleri Bakanlığı'ysa "Çin hükümeti ve halkı ABD tarafının bu çirkin, ilkesiz, çılgın ve alçakça adımını büyük bir öfkeyle karşılamakta ve şiddetle kınamaktadır” yanıtını verdi. Bakanlık, ABD'yi "uluslararası ilişkileri yönlendiren temel normları ciddi bir şekilde ihlal etmekle” suçladı.   


 

independent.co.uk/news/world

Independent Türkçe için çeviren:  Noyan Öztürk

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU