Avrupa Birliği'nden Hasankeyf'ten tabutlu göç filmine ödül

Yönetmen Mehmet İsmail Çeçen’in Ilısu Barajı altında kalan tarihi Hasankeyf’ten mezarlıktaki ölüleri ile birlikte göç edenlerin hikayesini anlatan Şîn* Yas* filmi, Avrupa Birliği 10. İnsan Hakları Kısa Film Yarışması”nda en iyi film ödülüne layık görüldü

Şîn (Yas) Kısa Filminden bir kare

Avrupa Birliği'nin 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle düzenlediği "10. İnsan Hakları Kısa Film Yarışması" sonuçlandı. Yarışmada birincilik ödülünü, Batman'da Ilısu Barajı'nın suları altında kalan 12 bin yıllık tarihi Hasankeyf ilçesini anlatan Diyarbakırlı genç yönetmen Mehmet İsmail Çeçen'in "Şin* Yas*" filmi aldı.

YÖNETMEN MEHMET İSMAİL ÇEÇEN.jpeg
Mehmet İsmail Çeçen / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Oyuncu Songül Öden, akademisyen Nezih Orhon, eleştirmen-oyuncu Emrah Kolukısa, yönetmen Semra Güzel Korver ve gazeteci Doğan Şentürk'ün jüri üyeliğini yaptığı yarışmada, 85 film yarıştı. Jüri, Ilısu Barajı altında kalan tarihi Hasankeyf'e dikkat çeken "Şin" filmini "En İyi Film Ödülü"ne layık gördü.

ŞİN FİLMİ5.jpeg
Şin filmi afişi

 

"Boş tabutla başlayan film, dengbêjin ağıtıyla bitiyor"

Sekiz dakikalık filmde genç bir adam ve 10 yaşındaki oğlu, Hasankeyf'in bir kısmı su altındayken mezarlıktaki babasının kemiklerini nakletmesinin hikayesini anlatıyor. Soğuk ve karlı bir havada boş bir tabutla mezarlığa tekneyle giden bu genç adam ve oğlu, babasının kemiklerini aldıktan sonra bir daha göremeyeceği doğup büyüdüğü mekanlara uzun uzun bakıyor.

ŞİN FİLMİ4.jpeg
Şin filminden bir kare

 

Film biterken bir dengbêjin yaktığı ağıt, adeta Hasankeyf'e ağlıyor.

ŞİN FİLMİ2.jpeg
Şin filminden bir kare

 

"Hasankeyf'in yok oluşuna bir daha dikkat çekmek istedik"

Independent Türkçe'ye konuşan yönetmen Mehmet İsmail Çeçen, yapımcılığını Mehmet Akyıl ve Melih Nazlıcan'ın üstlendiği filmde, köylülerin hikayesini kurmaca olarak ele aldıklarını, dede, oğul ve torun oyuncularla üç kuşaktan birinin yok oluşunu canlandırmak istediklerini söyledi.

Çeçen, şöyle devam etti:

 "Film, Ilısu Barajı ile sular altında kalan 199 köyün göçünü anlatıyor. Baraj sadece tarihi sular alında bırakmadı, aynı zamanda insanların ölülerini de sular altında bıraktı. Uzun yıllar önce doğup büyüdükleri yere baraj yapılacağını bilen yaşlılar, yakınlarına vasiyet ediyor. Ölürsek, bizim mezarımız sular altında kalmasın diye. Bu hikaye de göç eden ailelerin bir kısmının yakınlarını mezardan çıkarıp taşımasının hikayesini anlatıyor.

Avrupa Birliği, insan hakları konusunda oldukça duyarlı. Benim için büyük başarı. Amacımız zaten Hasankeyf'in yok oluşunu bir kez daha dünya gündemine taşımaktı. Bu ödül, amacımıza ulaştığımızın bir göstergesidir."

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU