Ruhsal bozuklukların en iyi sergilendiği 10 sinema filmi

Eyüp Kaan Yoksu Independent Türkçe için yazdı

1- Amelie / Jean-Pierre Jeunet

Yapım Tarihi: 2001 
Oyuncular: Audrey Tautou, Mathieu Kassovitz, Jamel Debbouze, Serge Merlin.

 


Montmartre'de geçen film, modern Paris hayatının, idealize edilmiş hali niteliğindedir.

Film bünyesinde birçok metafor barındırmaktadır. Bu da hem filmin yönetmenin hem de senaristin başarısıdır.

Bu metafor kimi zaman aşk mektupları, video kasetler, sahnelerde kullanılan renk tonları, fotoğraflar, cam adam üzerinden verilirken, kimi zaman da kediler, manavda çalışan işçi, çocuklar ve kullanılan müzik üzerinden verilmiştir.

Film adeta Fransız sinemasının Hollywood filmleriyle yarışabileceğini kanıtlayan başyapıtlardandır.

Hem sanatsal hem de ticari anlamda büyük başarılar elde etmiştir. Fakat Les Inrockuptibles yazarı Serge Kaganski'nin ağır eleştirilerine maruz kalmıştır.

Kaganski'ye göre film, Fransız toplumunun realistlikten oldukça uzak, şaaşalı bir betimlemesi, eski, etnik grupların nadir görüldüğü, gizli lepenist bir Fransa kartpostalıdır.

Dünya çapında farklı ülkelerde gösterimleri yapılmış ve vizyona girmiştir.

Amelie, yönetmenin kendi ülkesinde yapılan Cannes Film Festivali'nde yarışmaya katılmamıştır.

Film beş farklı dalda Oscar'a aday gösterilmiştir.

- 2001 yılında Avrupa Film Festivali'nde En İyi Film Ödülü kazanmıştır.

- Toronto Film Festivali'nde halk oylamasıyla En İyi Film Ödülü kazanmıştır.

- Karlovy Vary Film Festivali'nde Kristal Küre Ödülü kazanmıştır.

- 27. Cesar ödüllerinde En İyi Film Ödülü kazanmıştır.

 

2- Forrest Gump / Robert Zemeckis

Yapım Yılı: 1994
Oyuncular: Tom Hanks, Robin Wright Penn, Gary Sinise, Sally Field

 


1986 yılında Winston Groom tarafından aynı isimle yayımlanan romandan uyarlanarak çekilmiştir.

Film içerisinde dram, komedi, romantizm, epik sahneler, psikolojik öğeler ve zaman zamanda gerilim barındırmaktadır.

Film, tutkuların insanları ne denli değiştirebileceğini ve yüceltebileceğini anlatan, Amerika tarihini özet geçmeyi 142 dakikada başarmıştır.

Yapımcısına ciddi bir ticari başarı elde ettirmiştir. Film, en iyi görüntü, aktör, yönetmen, görsel efeckt,uyarlanmış senaryo, en iyi düzenleme gibi dallarda 67. Akademi Ödülleri'ni kazanmıştır.

Başarısının bu sırrı; en can alıcı olayı, filmde gelişen olayların gerçeklik ve hayalgücü ile çok inandırıcı bir şekilde harmanlanmasıdır.

Tom Hanks filmin senaryosunu okuduktan bir buçuk saat sonra filmde oynamayı kabul etmiş.

Filmde birçok gönderme vardır. ''I'm walking here, I'm walking here'' demesi 1969 yapımı Midnight Cowboy filmindeki Dustin Hoffman'ın unutulmaz doğaçlamasına hoş bir gönderme yapılmıştır.

Ülkemizde çeşitli televizyon kanallarında defalarca yayımlanmıştır.

Kimi film eleştirmenleri Forrest Gump karakterinin abartıldığını düşünmektedir. 

Filmin unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:

- ''Annem mi haklıydı yoksa teğmen Dan mı bilemiyorum. Herkesin bir kaderi mi var, yoksa rüzgara kapılmış gibi tesadüfen oraya buraya mı sürükleniyoruz? Bence her ikisi de doğru. Belki ikisi de aynı anda oluyor.''

- '' Aptalca davranan aptaldır.''

- ''Hayat bir kutu çikolata gibidir, içinden ne çıkacağını hiçbir zaman bilemezsin.''

- ''Annem her zaman şöyle söyler: Eğer ileriye gideceksen geçmişi arkanda bırakman gerekir.''

- ''Ben zeki bir adam değilim ama aşkın ne olduğunu çok iyi biliyorum.''

- ''Hayata devam edebilmen için geçmişi geride bırakman gerekir.''

 

3- Memento (Akıl Defteri) / Christopher Nolan

Yapım Yılı: 2000
Oyuncular: Guy Pearce, Carrie-Anne Moss, Joe Pantoliano, Mark Boone Junior, Jorja Fox

 


Memento, psikolojik ve gerilim filmi denildiği zaman akla gelen sinema filmlerinin başında gelmektedir.

Yönetmen Christopher Nolan, filmin senaryosunu, kardeşi Jonathan Nolan tarafından yazılmış kısa hikaye olan ''Memento Mori''den uyarlanmıştır.

IMDB'de tüm zamanların en iyi sinema filmleri arasında gösterilmektedir.

Film, doğrusal olmayan bir kurguya sahiptir. Çok beğenilmesinin sebepleri arasında bu özelliği gösterilmektedir.

Anlatıcının ''gerçek zamanlı'' hikayesiyle iç içe geçmektedir.

Nolan gerçekleştirdiği bu ilginç kurgusuyla izleyiciyi hafıza sorunu olan ana karakterin koltuğuna oturturmayı amaçlamıştır.

Graham Swift tarafından kaleme alınan, 1983 yılında basılan Waterland kitabı, Nolan'ın Memento'su içim büyük bir ilham kaynağı olmuştur. Film içerisinde toplam 113 defa zaman atlaması yaşanmaktadır.

Ayrıca bu zaman atlamaları ile birlikte film bir dairesellik çizmektedir.

Aslında filmin başı ve sonu arasında doğal bir bütünlük vardır. Filmin 2002 yılında yayımlanan özel DVD setinde yer alan ikinci DVS ile izleyicilere büyük bir sanş tanımış ve bu sanş ile birlikte filmin başka bir boyutu da açığa çıkmıştır.

Seyrederken büyük bir konsantrasyon ve zihnin tamamen filme verilmesi gerekmektedir.

Sinemanın aslında sadece teknolojik olarak değil; kurgu, senaryo ve işleyiş olarak hala gelişebileceğini ispatlamaktadır.

Kimi eleştirmenler tarafından da kendi içinde kurgusal bütünlüğü olsa da mantık hatalarının çokça olduğu söylenmektedir.

Filmin unutulmaz repliklerinden biri şöyledir:

Kendimize kim olduğumuzu hatırlatmak için hepimizin aynalara ihtiyacı var.

 

4- Fight Club (Dövüş Kulübü) / David Fincher

Yapım yılı: 1999
Oyuncular: Brad Pitt, Edward Norton, Helena Bonham Carter, Meat Loaf, Jared Leto, Zach Grenier

 


Chuck Palahniuk tarafından yazılmış olan aynı isimli roman üzerinden uyarlanmıştır.

Popüler kültürün sinema dünyasındaki en büyük temsilcilerinden birisi olmuştur.

Filmin tshirtleri, bilgisayar oyunları, sabun markaları vb. popüler kültür ürünleri çıkartılmış, girişimciler tarafından sömürülebildiği kadar sömürülmüştür.

Günümüzde bu sömürü kültürü de devam etmektedir.

Dust Brothers, John King, Michael Simpson, Charles Goodan gibi isimlerin yaptığı filmin müzikleri de film kadar sembol hale gelmiştir.

Bazı eleştirmenler filmi toplumun manipülasyonunu hedefleyen propaganda filmi olarak görmektedir.

Yönetmen David Fincher, kalitesini ve tarzını ağır bir biçimde bütün filme yansıtmıştır.

Film, 90'lı yılları iyi bir şekilde tahlil etmiş, sadece Amerikan tüketim toplumunu değil, insanların ancak tüketici olarak var olabildiği bir sistemin ciddi eleştirisini yapmaktadır.

Gösterimi yapıldığı yılların Oscar ödüllerinde, film tüm güzelliklerine rağmen görmezden gelinmiştir.

İnsanın kendisi üretip ancak kendisinden daha fazla değer verdiği, maddiyata bağlı olan tüketim toplum hayatını anlatmaktadır.

Filmin unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:

- ''Sahip olduklarının bir gün kölesi olursun'.'

- ''Bizim büyük savaşımız kendi ruhlarımızla. Büyük ruhlarımız ise hayatlarımız."

- ''Ancak her şeyi kaybettikten sonra her şeyi yapmakla özgür oluruz."

- ''Kültürümüz hepimizi aynı yaptı. Artık kimse gerçek anlamda beyaz ya da siyah, zengin ya da yoksul değil. Hepimiz aynı şeyi istiyoruz. Teker teker, hiçbirimiz hiçbir şey değiliz. 

- ''Biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük, ama olmayacağız. Şimdi bunu anlamaya başlıyoruz."

 

5- Shutter Island ( Zindan Adası) / Martin Scorsese

Yapım yılı: 2009
Oyuncular: Leonardo Di Caprio, Mark Ruffalo, Ben Kingsley, Michelle Williams, Emily Mortimer

 


Dennis Lehane'nin Shutter Island adlı romanından sinemaya uyarlanmıştır.

Dünyaca ünlü yönetmen Martin Scorsese ile ünlü oyuncu Leonardo DiCaprio bu film ile birlikte toplamda 4 kez aynı filmde çalışmışlardır.

Özellikle film hikayesiyle 1973 yapımı olan ''The Wicker Man'' filmine benzetilmektedir.

Film, izleyenler tarafından hikayesi, kurgusu ve teknik açıdan beğenilmiş olmasına karşın, içerisinde onlarca çekim hatası bulunmaktadır.

Film, içerisinde hem dram, hem gerilim hem de korku barındırmaktadır.

Romandan beyazperde yansıtılan güzel filmlerden birisidir.

Filmi, yönetmen Scorsese'nin ileride ''kült'' olarak hatırlanacak psikolojik gerilim filmidir, diye tanımlayabiliriz.

Ayrıca Shutter Island, şaşkınlık, gerginlik, stres, heyecan ve merak gibi birçok farklı duyguyu hissettiren filmlerden birisidir.

Filmin en unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:

- ''Akıllılık bir seçim değildir. Ona sahip olmayı seçemezsiniz.''

- ''Arzu ettiğin şeyler beklemekten vazgeçtiğin anda gerçekleşir. Bu hayatın; 'Sen bakarken soyunamıyorum' deme şeklidir.''

- ''Dünyayı artık tanıyamıyorum. Bütün şehirleri küle çevirecek bombalar olduğunu söylüyorlar. Bir de televizyon dedikleri şey var. Bir kutuda insanlar ve sesler var. Ben yeterince ses duyuyorum zaten.''

 

6- Shine / Scott Hicks

Yapım yılı: 1996
Oyuncular: Geoffrey Rush, Noah Taylor, Armin Mueller-Stahi, Lynn Redgrave, Alex Rafalowicz, Nicholas Bell, Chris Haywood

 


Avustralya yapımı olan filmde, dünyaca ünlü piyanist David Helfgott'un dram dolu yaşamı anlatılmaktadır.

Filmin isminin anlamı olan parlama, filme konu olan David Helfgott'un karanlık dönemden aydınlığa kavuşmasını imgelemektedir.

Filmin hikayesi Jan Sardi tarafından kaleme alınmıştır ve Scott Hicks tarafından da filme alınmıştır.

Oyuncularıyla birlikte müzikleriyle de izleyicileri büyülemeyi başarmıştır.

Filmin bir sahnesinde Avustralya vatandaşı olan ve Oscar ödüllü aktris Nicole Kidman da kısa süreli olarak görülmektedir.

Bu film için hiç çekinmeden ''Ah!'' çektirecek türden bir kült yapıt diyebiliriz.

Ayrıca yönetmen Scott Hicks'in belirttiğine göre ''Shine'' filminin adı, Pink Floyd klasiği Shine On Crazy Diamond'dan gelmektedir.

Filmin en unutulmaz repliği şöyledir:

Her şey sırlarla kaplı ve hepsinin bir nedeni var. Ve her nedenin de bir bedeli vardır.


7- Miracle In Cell No.7 (Yedinci Koğuştaki Mucize) / Lee Hwan-Kyung

Yapım yılı: 2013
Oyuncular: Seung-Yong Ryoo, Kal So-Won, Park Shin-Hye, Dal-Su Oh, Man-Shik Jeong

 


İzleyenleri hüngür hüngür ağlatan, hatta ağlamaktan hıçkırıklara boğan bir Güney Kore filmi.

Filmin hikayesi kadar, oyunculuklarla da olağanüstü bir performans gösterilmiştir.

Ülkemizi temsilen 2020 Oscar aday adayı olarak bu filmden uyarlanan 7. Koğuştaki Mucize filmi seçilmiştir.
 


Film otoriteleri tarafından filmin Oscar aday adayı olarak seçilmesi tepki toplamıştır.

Dünyanın farklı ülkelerinde filmin telif hakları alınarak uyarlamaları çekilmiştir.

Etkileyici bir senaryoya sahip olan film, kızına çok bağlı masum bir babanın adalet arayışını anlatmaktadır.

Mucizevi hikayesi izleyenlerin hayatlarına dokunarak derin bir etki bırakmaktadır.

Yıllarca unutulmayacak çarpıcı bir baba-kız ilişkisini konu edinen film, farklı ülkelerde büyük ses getirmiştir.

Aile dramı diyebileceğimiz bu film, bütün karakterleriyle birlikte duygusallaşmanıza çok müsait bir ortam hazırlamaktadır.

Filmin bütününe hakim bu dramın yanında, kendisine dram kadar yer edinen mutlu sahneler de yok değil.

Filmin yönetmeni, iyi ile kötüyü çok net ayırmaktadır. Bir tarafta ''kötülük'' yaptıkları düşünüldüğü için 7 numaralı koğuşa tıkılmış ''iyiler'', diğer yanda toplumun ''iyi''si oldukları düşünülen, ama en azılı hapishane mahkumundan daha pis işler yapmış olan ''kötüler'' vardır.

Çekimlerinin yapıldığı Güney Kore Sinema tarihinde The Thieves, The Host, ve Avatar filmlerinden sonra en çok izlenen dördüncü sinema filmi olan Miracle in Cell No. 7, farklı dallarda 12 ödüle layık görülmüştür. 

Filmin en unutulmaz repliği şöyledir:

Senin baban kimselere benzemez, çünkü baban seninle aynı yaşta.

 

8- Taxi Driver (Taksi Şoförü) / Martin Scorsese

Yapım yılı: 1976
Oyuncular: Robert De Niro, Jodie Foster, Martin Scorsese, Cybill Shepherd, Harvey Keitel, Peter Boyle

 


Taxi Driver filmi, basit bir taksi sürücüsünün hikayesi değildir.

Martin Scorsese'in toplum içindeki yabancılaşmayı usta, ama aynı zamanda seyirciyi rahatsız edecek bir şekilde anlatmığı sinema filmidir.

Filmin alt metninde aslında ''kahraman olmak'' arzusunun yattığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Düzene dur deme, kötü günleri geride bırakma ve ''koruyucu'' olma kaygısı taşınıyor.

Oyuncu Robert De Niro, ''Taxi Driver'' filmi için gerçek bir taksici lisansı aldı ve iki ay boyunca taksi şöförlüğü yaptı.

Öte yandan De Niro, aksanı için Ortabatı lehçeleri üzerine çalışırken psikolojik rahatsızlıkları da araştırdı.

Robert De Niro ile devleşirken, Scorsese'in filmografisinin en etkileyici yapımı olarak da adını sinema tarihine yazmıştır.

Film, 4 farklı dalda Oscar'a aday olmuş ve Uluslararası Cannes Film Festivali'nde en iyi filme verilen Altın Palmiye ödülünü kazanmıştır. 

Filmle ilgili yapılan yorumlardan bazıları şunlardır.

Bana göre Bay Scorsese'in Taxi Driver filmi şiddet konusunda en yüksek sanatkarlık seviyesindedir.

Ingmar Bergman

 

İzlediğim en özel sahneler bu filmde yer almaktadır.

Quentin Tarantino

 

9- A Beautiful Mind (Akıl Oyunları) / Ron Howard

Yapım yılı: 2001
Oyuncular: Russell Crowe, Jennifer Connelly, Ron Howard, Paul Bettany, Ed Harris, Adam Goldberg

 


Nobel ödüllü ünlü Amerikalı matematikçi John Nash'ın hayat hikayesini anlatıldığı biyografik bir dram filmidir.

Film, aynı adlı kitaptan senaryolaştırılmıştır. 2002 yılında 4 farklı dalda Oscar ödülü almış ve sayısız uluslararası film festivalinde ödüller toplamıştır.

Oyunculuklar mükemmel olmasa da senaryonun ise oldukça başarılı olduğu söylenebilir.

Jamers Horner filmin müziklerini bestelemiştir. Russell Crowe'un Gladiator filminde sergilediği oyunculuk ve bu filmde gösterdiği oyunculuk her anlamda iyi bir aktör olduğununun göstergesidir.

Filmin durağan bir temposu olmasına rağmen, sürükleyici bir hikayesinin olması filmi başarılı kılmaktadır.

Dünyanın en güzel evlenme tekliflerinden birisi de bu filmde yer almaktadır.

Şizofreni hastalığının ustaca işlendiği film, hasta yakınlarına görsel eğitim olarak izletilebilecek bir sinema filmi niteliğindedir.

Ayrıca film, kadın erkek ilişkilerine farklı bir bakış açısı getirmiştir.

Ülkemizde çeşitli televizyon kanallarında da yayımlanmıştır. Sonradan da periyodik olarak her yıl farklı kanallarda yayımlanmıştır.

Bittiği zaman insanı sersemleştiren sinema filmleri kategorisine girebilecek başarılı filmlerdendir.

Şizofreniden bahsedildiği zaman filmi izleyenlerin aklına ilk olarak bu filmdeki imgeler, görseller, diyaloglar gelecektir.

Filmin en unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:

- ''Yorum yapmak olayı sadece kenardan izleyenlerin lüksüdür...''

- ''Eğer hepimiz sarısına asılırsak, birbirimizin önünü keseriz. Hiçbirimiz onu elde edemeyiz. Sonra arkadaşlarına asılırız, ama hiçbiri bize yüz vermez çünkü kimse ikinci tercih olmaktan hoşlanmaz. Peki ya kimse sarışına asılmazsa?''

- ''Gerçek şu ki, insanlardan pek hoşlanmam.''

 

10- Vizyontele Tuuba / Yılmaz Erdoğan

Yapım Yılı: 2004
Oyuncular: Yılmaz Erdoğan, Demet Akbağ, Tuba Ünsal, Tarık Akan, Altan Erkekli, İclal Aydın, Tolga Çevik, Cezm, Baskın, İdil Fırat, Ata Demirer, Deniz Akkaya

 


Filmin ana hikayesi aslında televizyonun köye geliş hikayesidir, diyebiliriz.

Filmi başarılı bir şekilde çekilmiş dönem filmleri arasında gösterip, nitelendirmek mümkündür.

1980 döneminde gençlerin taşrada yaşamlarını sürdürürken kavramsal kargaşalara, komik bir şekilde göndermeler yapılmıştır.

Film boyunca politik eleştiriler izleyicilere ince ince verilmiştir.  

Filmin en çok beğenilen yanı ise mizahi, dramatik ve trajıkomik öğeleri bir araya doğru bir şekilde getirmiş olmasıdır.

Toplumumuzda darbeyi görmemiş, yaşamamış gençler filmi keyif alarak izlemiştir diyebiliriz.

Filmin en çok son sahneleri izleyenleri politik olarak etkilemektedir.

Film bütün kötü durumlara rağmen binbir güçlükle inşa edilen kütüphane gibi, nasıl darmadağın edildikleri vurgulanmıştır.

Film boyunca ince bir devlet-ordu göndermeleri yapılmaktadır.

Yönetmen Yılmaz Erdoğan tarafından politik öğeler çok zarif bir şekilde filme işlenmiştir. 

Filmin en unutulmaz repliği şöyledir:

+Görevini biliyorsun değil?

-Biliyorum, Mehmud abey.

+Devrimci kime denmez?

-Cahit abigillere

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU