Diyarbakır'da yürek burkan insan hikayesi: Doktoruna kurduğu turşuyu bu yıl kızı götürdü

Diyarbakır'da üç ay önce ölen kalp hastası 63 yaşındaki Azize Güler, 7 yıldır tetkik ve takibini yapan Dr. Cegerğun Polat'a her yıl olduğu gibi bu yıl da turşu kurdu. Ama bu kez teslimatta kendisi yoktu

7 yıldır tedavi amaçlı görüştüğü doktoruna turşu kurup hediyeyi alışkanlık haline getirmişti.

Bu yıl da yine doktoruna turşu kurdu. Ancak hediyesini getirmeye ömrü yetmedi.

63 yaşındaki Azize Güler'in, Dr. Cegerğun Polat'a özenerek kurduğu turşuyu, hastaneye kızı Berivan getirdi ve acı haberi verdi: "Annem öldü, size hazırladığı turşuyu ben getirdim."

Doktora turşu hediyesiyle gündeme gelen Diyarbakırlı Azize Güler'in hayatı "dram içinde dram çıktı" türünde.

1957 yılında Diyarbakır'ın Dicle İlçesi'nde doğan Azize Güler, evlendikten sonra Adana'ya yerleşti ve burada 6 çocuk dünyaya getirdi.

Yokluk ve perişanlık içerisinde burada 25 yıl yaşayan Güler çifti, iki kız çocuğunu kaybettikten sonra 2006'da Diyarbakır'a dönmeye karar verdi.

Yaşadığı acı kalbine vurmuştu Azize Güler'in. Aynı yıl içinde bir gün aniden fenalaştı ve hastanelik oldu.

Kalp kapakçığında daralma ve ritim bozukluğu oluşmuştu.

AZİZE GÜLER2.jpeg
Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Eşi ile birlikte Ankara'nın yolunu tuttu. Anjiyo oldu, doktorlar ameliyat önerdi. Ancak o ameliyat olmaya ikna olmadı.

Diyarbakır'a dönünce, biriktirdiği parasıyla özel bir hastanede Kardiyoloji Uzmanı Dr. Cegerğun Polat'a göründü.

O tarih 25 Eylül 2013'tü. Zamanla hasta hekim ilişkisi, bir aile yakınlığına dönüştü.

Azize Güler, bir gün kontrole gelince doktoruna kendisinin yaptığı turşuyu getirdi.

Doktor beğenince bu her yıl tekrarlanmaya başladı.

Ancak bu yıl turşu zamanı geçmişti ve Azize Güler, doktoruna tam 5 aydır hiç uğramamıştı.

AZİZE GÜLER3.jpeg
Azize Güler / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Doktorundan acı tweet: Turşuyu bu kez…

Dr. Polat'ın önceki gün attığı bu tweet, geçen sürede nelerin olduğuna açıklık getirdi:

"Ne kötü günler. Uzun zamandır izlediğim hastam vefat etmiş. Her yıl turşu getirirdi. Kızına vasiyet etmiş. Kızı getirdi. Ölürken bile iyi olmayı başaran, fakirlik içinde yaşamasına rağmen paylaşmasını bilen yığınla onurlu insan var…"

 

Independent Türkçe'ye konuşan Dr. Cegerğun Polat, uzun tedavi gerektiren hastaların hekimlerle ilişkisinin bir süre sonra aile bağına dönüştüğünü, bu nedenle Azize Güler'e de "teyze" diye hitap ettiğini anlatıyor.

DR. CEGERĞUN POLAT.JPG

Dr. Cegerğun Polat / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Dr. Polat, şöyle devam ediyor: 

"Mitral kapak hastasıydı. Kalpte olan bir kapakta ciddi bir darlığı vardı. 7 yıldır takibimde olan bir hastamdı. Bana gelme sebebi başka bir hastanede ameliyat önerilmişti. Ben ilaç tedavisi yapalım, şimdilik ameliyata gerek yok demiştim. Daha sonraki takiplerinde de ameliyat gereksinimi doğurmayacak şekilde tedavisini düzenliyordum. Böyle hastalarda kan sulandırıcı ilaç kullanıyoruz. Bu ilacın aylık kontrollerinin yapılması gerekiyor. Aylık kan düzeylerine bakılıyor. O nedenle Azize teyze sürekli gelirdi. Ekonomik durumu çok iyi değildi. Tahlillerini yapardık. Ayak üstü sohbet ederdik. İmkanlarının çok kısıtlı olduğunu biliyordum. Yılda bir giriş yapıyorduk. O da rapor zamanlarında. Bu şekilde yardımcı oluyordum.   

Biz, teyzeyle şöyle bir bağ yakalamıştık. Muayene sırasında, onun kayıt açması, ücret ödemesi gibi bir durum olmuyor. Öyle hastalar oluyor ki bir süre sonra teyze diyorsun, sarılıyor, öpüyor. Biz teyzeyle öyleydik. Karşıdaki size saygı ve hürmet gösterdikçe aile bağı oluşuyor.

Bir kez bana turşu getirdi. Çok beğendiğimi söyledim. Bana devamını getireceğini söyledi. Sözünde hep durdu. Daha sonra çocuklarıma, kazak, patik, yelek örüp getirmişti. En son 5-6 ay önce kendisini gördüm. Öldüğünü dün öğrendim. Kızı elinde turşu ile geldi. Azize teyzenin kızı olduğunu ve annesinin öldüğünü söyledi. Annem turşuyu getirmemi söylemişti, vasiyet etmiş dedi. İçim acıdı, ağladım."

"Oğlumun ölümüne kalbi dayanmadı"

Azize Güler'in eşi Mehmet Güler, Dr. Cegerğun Polat için "Biz ondan çok razıydık, Allah da ondan razı olsun" diyerek başlıyor anlatmaya.

Meğer yıllar önce onu kalp hastası yapan iki evladının acısına bir yenisi eklenmiş. Azize Güler'in evli ve iki çocuğu olan oğlu Muharrem, bu yılın Haziran ayında vefat etmiş. Daha sonra gelini ve çok sevdiği iki torunu kendi rızaları dışında baba evine, İstanbul'a götürüldükten iki gün sonra beyin kanaması geçirmiş.

MEHMET GÜLER.JPG
Mehmet Güler / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Mehmet Güler, o süreci Independent Türkçe'ye şöyle anlattı:

"Oğlum Muharrem, epilepsi hastasıydı. İki yıl önce askere gitmek istedi ancak tedavi gördüğü için ertelendi. Bu yıl Askerlik Şubesi'ne başvurdu. Onu devlet hastanesine sevk ettiler. Yatışı yapılırken, ‘Her gün kullandığın ilacı kullanma, nöbet geçirirken görüntün heyet için lazım' demişler. İlacı kesildi ve sara nöbeti geçirirken, geç müdahale edilmiş. 9 gün komada kaldı ve vefat etti. Taziyede ihmal var, davacı olun dediler. Dava açmaya niyet ettik ancak mezarının açılacağını öğrence eziyet olur diye vazgeçtik. Oğlumun 40'ı bitince, gelinimin babası Diyarbakır'a gelip onu ve torunlarımı İstanbul'a götürdü. İki gün sonra da Azize bunların acısına dayanamadı. Evde fenalaştı, ambulansı aradık. Üç saat sonra geldi. Oğlum geç müdahale, eşim de ambulans geç geldi diye vefat etti."

Eşinin Dr. Cegerğun Polat'ı evladı gibi sevdiğini anlatan Mehmet Güler'in son sözü, "Eşim kızıma söylemiş turşuyu doktora ver diye. Biz ondan çok razıydık, Allah da ondan razı olsun" oldu.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU