Gelecek Partisi: Düne kadar Trump'ın nöbetçisiydiniz, şimdi Biden'ın nöbetçisi olmaya mı hazırlanıyorsunuz?

Hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren Gelecek Partisi Sözcüsü Özcan, "Bu Erdoğan affıyla kaçıp giden Bakanın bu ülkeye beş yılda faturası her bir vatandaşın cebinden 6 bin doların buharlaşması olmuştur" dedi

Fotoğraf: AA

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Serkan Özcan, partisinin gündeme ilişkin görüş ve değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaşmak basın toplantısı düzenledi.
Özcan, Kasım ayında Gelecek Partisi’nin 1. Olağan Kongresini gerçekleştirdiğini de hatırlatarak “Gelecek Partisi artık milletimizin karşısına kurumsallaşmış bir şekilde çıkma imkanına kavuştu” ifadelerini kullandı

"İktidarın illüzyon siyaseti"

Konuşmasının başında TÜİK rakamlarını değerlendiren Özcan, açıklanan rakamları illüzyon siyaseti olarak niteledi.

Özcan şunları kaydetti:

Türk ekonomisi 2020 yılının 3. Çeyreğinde yıllık bazda %6,7 oranında büyüdü. Emin olunuz sayıları yönetmeyi ülkeyi yönetmek zanneden, siyaseti İllüzyon mantığıyla idare eden İktidar bu rakamları da hiç fırsat kaybetmeden büyük bir başarı hatta “şahlanış” olarak yorumlayacak.” diyen Gelecek Partisi Sözcüsü, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öncelikle 2020 yılının 3. Çeyrek büyümesinde en önemli rolü, tüm serbest piyasa teamüllerine aykırı bir biçimde zorlama ile verdirilen banka kredilerinin oynadığını belirterek başlayalım. Öyle ki açıklanan rakamlardan da görüldüğü üzere büyümeye en büyük katkıyı %41 ile finansal sistem yaptı. Hani İktidarın sürekli “faizci” diye “lobi” diye adlandırdığı finans kesimi ile büyüdü ülke.

"İktidar olan biteni kenarda seyretti"

Salgın sürecinde dünyadaki bütün ülkelerin vatandaşlarına yardım etmek için seferber olduğunun altını çizen Özcan, “Dünyanın bütün ülkeleri salgınla baş edebilmek için amansız bir mücadele içine girdiler. Vatandaşlarına yardım edebilmek için ellerinden geleni artlarına koymadılar. Emin olun, sadece bizim ülkemizde bu sorumsuz iktidar olan biteni kenarda seyretti" dedi.

Özcan, sağlık politikasına yönelik olarak iktidarın salgını değil rakamları yönetmenin derdine düştüğünün altını çizerken şu ifadeleri kullandı:

İlk günden kendilerine defalarca söyledik: Şeffaflık yaşatır, karartma öldürür dedik. Şeffaflık ekonomiyi korur, karartma ekonomiyi vurur dedik. Dürüstçe, şeffaf bir şekilde Korona verileri ne ise vatandaşla paylaşın dedik. Dürüst ve şeffaf olursanız vatandaş önce kendi tedbirini alır, siz de ekonomik tedbirleri alırsınız dedik. Ama nafile. Bu iktidar açık bir şekilde “ben ne vatandaşı ne bilimi, ne de yaşanan felaketi, ciddiye almam” dedi. Sağlık sistemimiz büyük bir baskı altında ama hala şeffaf olamıyorlar, hala dürüst olamıyorlar. Her gün yüzlerce kişi ölüyor, on binlerce kişiye Korona bulaşıyor ama bunlar ahlaklı ve liyakatli bir yönetim sergileyemiyorlar. Varsa yoksa ekonomimiz uçuyor, sağlık sistemimiz mükemmel, dünyanın en başarılı Korona mücadelesini biz yapıyoruz, bütün dünyaya yardım yapıyoruz vs. Bu nasıl hastalıklı bir ruh halidir Allah aşkına?

"Erdoğan affıyla kaçıp giden bakanın faturasının vatandaş ödüyor"

Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan ayrılan Berat Albayrak ile ilgili de konuşan Özcan, "Bu Erdoğan affıyla kaçıp giden Bakanın bu ülkeye beş yılda faturası her bir vatandaşın cebinden 6 bin doların buharlaşması olmuştur. Erdoğan’ın muvafakatiyle ülkeyi iflasa sürükledi ardından da kaçıp gitti. Devleti aile şirketine, Türkiye’yi kimsenin ağzını açamadığı bir askeri garnizona çevirmenin faturasıdır bu. Şeffaflığa savaş açmanın, hukuka savaş açmanın, demokrasiye savaş açmanın faturasıdır bu" ifadelerini kullandı.

"Şimdi de Biden’ın nöbetçisi olmaya mı hazırlanıyorsunuz?"

Hükümetin ekonomi politikalarıyla ilgili eleştirilerini sürdüren Özcan şöyle devam etti:

Aklı başında herkesin” Para politikası böyle yönetilmez, TCMB rezervleri satılarak kur tutulmaz” demesi fayda etmedi. TCMB'nin karar alabilmesi ancak Sn. Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle “küresel düzeyde yaşanan siyasi ve ekonomik değişimlerle” mümkün oldu. Türkçesi şu: bizim bir alakamız yok dış mihrak yaptı. Yahu siz küresel odaklardan mı talimat alıp görev değişikliği yapıyorsunuz? Düne kadar Trump’ın nöbetçisi oldunuz şimdi de Biden’ın nöbetçisi olmaya mı hazırlanıyorsunuz? Bu nasıl bir zillettir. Bu nasıl bir ülkenin onuruyla oynamaktır. Hiç mi hicap duymuyorsunuz bunları söylemeye. İşte alın size yerli ve milli iktidar. Boşuna söylemiyoruz, bu iktidarın en son alacağı sıfat “yerli ve millidir” Biz her türlü demokratikleşmenin, her türlü hukuk devletinin güçlenmesinin yanında oluruz. Ama biliriz ki başka başkentlerin telkinleriyle gelecek demokrasi de, başka başkentlerin korkusuyla atılacak adımlar da, sahtedir, yalandır ve sürdürülemezdir. Samimi bir iktidar, yerli bir iktidar, yerli bir hükümet, Biden’a, Putin’e, Trump’a bakıp ülkesinin demokrasisini şekillendirmez. Milletine bakar, milletine.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU