İngiltere'de "Noel ve Müslümanlar" yazısı İslamofobi tartışmasını tetikledi

"Müslümanlar Noel'i kutlamayı reddediyor" başlıklı yazıyla başlayan tartışmaya The Independent yazarı farklı bir bakış açısı ve hoşgörü çağrısıyla yanıt verdi

The Independent muhabiri Bilal Hassam, bir İngiliz gazetesinin "Müslümanların, Hristiyanların bayramı olan Noel'i kutlamayı reddettiğini" iddia etmesi üzerine, bir yazı kaleme alarak hoşgörü çağrısında bulundu.

Hassam yazısında şu satırlara yer verdi:

Müslümanlar, İsa’yı sever. Peki neden herkes, Noel’den nefret ettiğimizi düşünüyor?

İngiliz Müslümanların çoğu, bu yılki kutlamalara kayıtsız kalsa da, belki bizler bu bayramla ilgili cömertlik, nezaket ve gerçek Noel ruhunu canlandırmakta küçük birer rol oynayabiliriz.

İçinde bulunduğumuz şu günler, Noel dönemi. Bu nedenle ulusal bir gazete, İngiliz Müslümanları kastedip, onların “Hristiyan bayramını kutlamayı reddettiklerine” ilişkin haber yayınlamakta gecikmedi. Buradaki bu tehlikeli İslamofobinin ironisi ise şudur, ülkemizin Yahudi-Hristiyan değerlerini savunurken, İslam herhangi bir olumlu anlayıştan mahrum bırakılmaktadır.

Görüyorsunuz ki, aslında Müslümanlar, İsa'yı seviyor. Gerçekte, Hz. Muhammed şöyle demiştir:

“Arkadaşlıkta ve aşkta benim için en sevgili kişi, bu dünyadadır ve bir sonraki kişi ise Meryem'in oğlu İsa’dır.”

Kur’an’da İsa’dan 100’den fazla kez bahsedilirken, Hz. Muhammed’den beş kez söz edildiğini öğrenmek, birçok kişi için sürpriz olabilir. Kur’an’da “Meryem” için ayrılmış özel bir ayet yer almaktadır ve kendisinden “dünyaya ayak basmış en iyi kadın” diye söz edilmektedir. Kutsal kitapta ismiyle belirtilen tek kadın da yine O’dur.

İsa’yı sadece o Müslümanlar sevmiyor, biz de onun, Allah’ın en büyük elçilerinden biri olduğuna inanıyoruz. Onun mucizevi doğuşuna inanıyoruz. Biz de Hristiyanlar gibi, Allah’ın, İsa’ya, ölüleri hayata döndürme, iyileştirme,  görme yeteneğini geri getirme yeteneği kazandırdığına ve dünyaya ikinci kez döndüğüne inanıyoruz.

Tıpkı Müslümanların, İsa'ya karşı derin bir sevgi ve saygı duydukları gibi, bizlere de şu öğretildi: İsa'nın kim olduğu hakkında farklı görüşlere sahip Hıristiyan arkadaşlarımızı sevmek ve onlara saygı duymak.

Ne yazık ki, çoğu zaman İslamofobi destekçisi medyaya yakın aşırılık yanlıları yüzünden, kişiler, Müslümanlar hakkında şu yanlış fikre sahip olma eğilimindedir: kişilerin dönüştürüldüğü ve şiddet uygulandığı.

Oysa Kur’an’da “dinde zorlama olmadığı” kesin bir şekilde vurgulanır. Bu da, hiç kimsenin Müslüman olmaya zorlanamayacağı anlamına gelir.

Dünya genelinde, özellikle Müslüman topraklarının kalbinde, Müslümanlar ve Hıristiyanlar, 1000 yıldan fazla süredir yan yana yaşamışlardır. Barışçıl şekilde birlikte yaşama kültürü, günümüzde hala mevcut olsa da tehdit altındadır. Ülke genelinde, toplumlarımızda işbirliği ve paylaşım ruhunu yeniden canlandırmamız gerekmektedir. 

Hristiyanlık ve İslam arasındaki derin teolojik farklılığa rağmen, iki büyük dini gelenek, insanların düşündüğünden çok daha fazla ortak noktaya sahiptir. Her iki gelenekte de, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. Davut ve Hz. Nuh gibi büyük peygamberlerle ilgili bilgelik ve zeka kıvraklığı içeren benzer hikayeler yer alır. Her iki gelenekte de, meleklerin tanımları, yaşam sonrası ve daha pek çok şey bulunur. Ancak, İsa'nın radikal mesajı hepimizdir: Müslümanlar, Hristiyanlar, tüm inançlara sahip olan ya da hiçbiri olmayan kişiler, bu kafa karıştırıcı zamanlarda bunu hatırlamaya gayret etmeli.

İsa, derin alçakgönüllülüğü, adaletsizliğe karşı mücadelesi ve başkaları için kendi arzularından vazgeçmesiyle biliniyordu. Toplumda en savunmasız ve ihmal edilenlere duyduğu radikal aşk, ilahi olana derin bağlılığından kaynaklanıyordu. İsa'nın yaşamını yansıtan dinamik mesajda, odağımızı bu dünyanın boş, anlamsız parıltısından uzağa; bir anlam, amaç ve hizmet yaşamına doğru yönlendirmeye çalışmayı görüyoruz.

Müslümanları, “sim, balon ve Noel Baba şapkaları” bulundurmadıkları için azarlamak yerine, eğer Noel bir şeyle bağdaştırılacaksa, bu İsa olmalı. Onun öğretilerinin dünyayı nasıl daha iyi etkileyebileceği ve değiştirebileceğiyle ilgili olmalı. Bu ruh haliyle, hava sıcaklıklarının düştüğü ve sıcacık evlerimizde rahatladığımız şu günlerde, pek çok ödül sahibi olan İngiliz Müslümanların yardım kuruluşundan Penny Appeal, #İsaOlsaNeYapardı hashtagını başlattı.

Kampanya, geçtiğimiz hafta Canary Wharf metro istasyonunda başladı. Beş büyük buz kütlesiyle, ülkemizdeki derin maddi eşitsizliklere ve sokaklarımızdaki evsizlerin durumuna dikkat çekildi. Her gece binlerce kişi, her yıl daha da soğuyan hava şartlarında üşüyerek sokakta uyumaya çalışacak. Buna karşılık, Penny Appeal, kendisiyle çalışacak gönüllüler buluyor ve kış dönemi boyunca üşüyebilecek ve yalnız kalacak yaşlılar için çay ikramları düzenliyor.

Birleşik Krallık’ın yarısından fazlasının günümüzde hiçbir inanca sahip olmaması, önümüzdeki yıllarda ve 10’ar yıllık süreçlerde, bir ülke olarak dini bayramları nasıl kutlayacağımızı değiştirecek olması kaçınılmazdır. Noel’in, Hz. İsa'nın bizleri uyardığı boş tüketime dönüşmesi, İngiliz halkının büyük bir bölümü arasında depresyon, aşırı mali stres ve yalnızlıkta karşı keskin bir artışın görülmesi, kutlamaların sürdüğü şu günlerde hiç şaşırtıcı değildir.

Pek çok İngiliz Müslüman, hali hazırda devam eden kutlamalara kayıtsız kalabilir. Ancak, bizler, gerçek Noel ruhunu canlandırmakta küçük de olsa rol oynayabiliriz. Her şeyden öte, biraz da olsa zevklerimizden vazgeçmekten ve ihtiyaç sahibi komşularımıza destek olmaktan daha fazla Hz. İsa benzeri davranış yoktur.

Dr. Bilal Hassam, yazar, televizyoncu ve İngiliz Muslim TV’de kreatif direktör 

https://www.independent.co.uk

 

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU