Hukuk fakültesi mülakatında ikinci usulsüzlük iddiası… Avukat Solak, "Yenilenen mülakatta da usulsüzlük yapıldı" derken, üniversite yönetimi "yok" dedi

Cumhuriyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki sınavı kazanan kişiyle mülakatı yapan jüri komisyonu başkanının önceden tanıştığını öne süren avukat Solak, ikinci mülakatı da yargıya götüreceğini belirtti. Fakülte yetkilisi usulsüzlük iddialarını reddetti

Avukat Merve Solak, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin araştırma görevlisi alımı için yapılan mülakatta usulsüzlük olduğunu öne sürdü / Fotoğraf: AA

Üniversitelerde yapılan kadro atamalarında zaman zaman torpil iddiaları gündeme geliyor.

Bu iddialara bir yenisi eklendi.

Zonguldak'ta avukatlık yapan ve evlilik nedeniyle soyadı Solak olarak değişen Merve Panca, Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlarda Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi bünyesinde İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku alanında araştırma görevlisi alımı için yapılan mülakatta usulsüzlük yapıldığını öne sürdü.

Solak'ın usulsüzlük yapıldığı iddiası ilk mülakatın ardından kimi basın organlarında haber olmuştu.

Ancak Solak, mahkemeye yaptığı başvurunun ardından yenilenen ikinci mülakatta da usulsüzlük olduğunu iddia etmekte.

Söz konusu iddiaları sosyal medya hesabından dile getiren Avukat Merve Solak'a ulaştık.

mervesolak.jpg
Avukat Merve Solak, ikinci mülakatı da mahkemeye götüreceğini söyledi / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Kadroya alınan kişinin jüri başkanın görev yaptığı üniversitede lisans yaptığını fark ettim"

Independent Türkçe'ye konuşan Solak, iddia ettiği olayı başlangıcından itibaren şöyle özetledi:

13 Şubat 2020 tarihinde Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nde iş ve sosyal güvenlik hukuku alanında araştırma görevlisi alımı için mülakat yapıldı. Ben dahil bu sınava 5 kişi girdi. Sonuçlar açıklandığında çok şaşırdım. Bir kişi 98 almıştı ve bir puan aşağı alsa birinci sıraya yerleşemeyecekti. Diğer adaylara 70 - 65 - 60 gibi rastgele puanlar verilmiş ve hepimiz elenmiştik. Bunun üzerine Sivas İdare Mahkemesi'nde iptal davası açtım.

Öne sürdüğüm gerekçeler sınavın, anayasanın 125. ve 2. maddelerine aykırı olarak, yargısal denetime elvermeyecek biçimde yapılmış olması ve idari işlemin maksat unsurunda sakatlık bulunmasıydı. Dava aşamasında jüri üyelerinin isimlerini öğrenip biraz araştırma yaptım. Kadroya alınan adayın jüri komisyon başkanının görev yaptığı üniversitede yüksek lisans yaptığını fark ettim. Hatta kadroya alındıktan sonra da jüri komisyon başkanı Prof. Dr. İbrahim S.'nin bulunduğu üniversiteye görevlendirilmişti.

Bu üniversitenin iş ve sosyal güvenlik hukuku anabilim dalı kadrosu da oldukça şaşırtıcıydı. Bir profesör 4 araştırma görevlisinden oluşuyordu. Tüm bunlar göz önünde tutularak değerlendirme yapıldığında liyakatsizlik anlaşılıyor zaten. Sadece 1 profesör bulunan anabilim dalında o kadar araştırma görevlisine ihtiyaç var mı?”

"Soruların rastgele seçilmesi gerekirken herkese aynı sorular soruldu"

Başvurusu sonunda mahkemenin işlemi hukuka aykırı bularak yürütmeyi durdurma kararı verdiğini ve bunun üzerine üniversitenin sınavı yenilediğini kaydeden Solak, sonraki gelişmeleri şöyle anlattı:

Bu kez sözlü sınav kamera kaydına alındı. Ancak herkese aynı sorular soruldu. Danıştay'ın ilke kararlarında belirttiği bazı mülakat kriterleri var. Bunlardan biri de sorulacak soruların adaylara rastgele seçtirilmesi. Yenilenen sınavda da bu kritere aykırı davranıldı zira herkese aynı sorular soruldu, rastgele seçilmedi sorular. Sorular bir öncekine göre gerçekten çok çok zordu. Muhtemelen sınav öncesi soruları alınan adaya verdiler. Bu konuda iddiamı ispatlayacak bir delilim yok. Zaten olması da mümkün değil. Ama bu kadar hukuka aykırılıktan sonra bu bekleyebileceğimiz bir şey.

mülakat.jpg
Solak, mülakatta herkese aynı soruların sorulmasının usule uygun olmadığını, üniversite yetkilisi ise uygun olduğunu iddia etti / Fotoğraf: Twitter

 

"Her gün torpil haberlerini duyuyoruz, ikinci kez dava açacağım"

"Bir önceki sınavın hukuka aykırılığı zaten mahkeme kararıyla tespit edildi ve iddia olmaktan çıktı. Her ne kadar karar kesinleşmemiş olsa da" diyen Solak, sözlerini şöyle tamamladı:

Henüz ikinci sınav için hukuki süreci başlatmadım ancak çok yakında benimle aynı sınava giren ve her zaman destek olan Sümeyye Elgörmüş ile birlikte dava açacağız.  O da bu sınavın mağdurlarından biri ve durumdan çok rahatsız. Bizim amacımız bu kadroyu elde etmek değil adaletin yerini bulmasını sağlamaktı. Ancak maalesef ki mahkeme kararına rağmen aynı şekilde usulsüzce sınav yapmaya devam ettiler. Bir hukukçu olarak bunun karşısında durmak görevimizdi. Ülkemizde bu tarz olaylar artık çok çok fazla yaşanmaya başladı. Her gün torpil ve liyakatsizlik haberleri duyuyoruz. Mücadeleye bir yerden başlamak gerektiğini düşünüyoruz.

Üniversite yetkilisi: "İddiada bulunan kişi 10'uncu sıradaydı"

Solak'ın iddialarıyla ilgili görüş almak üzere Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi yönetimini aradık.

Basına açıklama yapması için resmi izin olması gerektiğini belirten ve bu nedenle haberde adının geçmesini istemeyen üniversite yönetiminden üst düzey bir yetkili sorularımızı cevaplandırdı.

Yetkili yeni kurulan fakültenin akademik kadrosunu oluşturmak amacıyla bu yılın başında "İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Ana Bilim Dalı'na" araştırma görevlisi almak için ilana çıkıldığını belirtti.

Söz konusu ilana 16 kişinin başvurduğunu ancak bir kişi alınacağı için bu kişilerden sadece 10'unun mülakata kabul edildiğini söyleyen yetkili şu iddiada bulundu:

Mahkemeye başvuran Merve Panca, Ales ve yabancı dil değerlendirmesine göre alınan ortalamaya göre 10'uncu sıradaydı. Henüz akademik personelimiz olmadığından sınav komisyonunu farklı üniversitelerden gelen üyelerden oluşturarak yaptık. Hiçbiri bizim üniversiteden değil. Gelenler de hukuk kuralları çerçevesinde ne yapılması gerekiyorsa yaptı. Sonuç olarak şu an sosyal medyadan yayınlar yapan kişi de sınavı kaybetti.

"Herkese aynı soruların sorulması mevzuat gereği"

Mahkemenin kamera görüntülerinin olmaması, hangi adaya hangi soru sorulacağının önceden belirlenmemesi ve puanlamanın belli olmaması gibi kriterlerle yürütmeyi durdurma kararı verdiğini ancak bunun kesin karar olmadığını belirten yetkili, "Bunun üzerine 10 kişiyi tekrar 23 Ekim 2020'de mülakata soktuk. Sınav kamera kaydına alındı ve yine sonuç değişmedi" dedi.

Solak'ın iddia ettiği "Herkese aynı sorular soruldu" iddiasıyla ilgili yetkili de mahkeme kararının bu yönde olduğu, mevzuat gereği aynı soruların sorulduğunu öne sürdü.

"Sınavı kazansaydı bu iddiaları gündeme getirecek miydi?"

Sınavı kazanan kişi ile jüri başkanının önceden tanıştıkları iddialarının da gerçeği yansıtmadığını öne süren yetkili, iddialarını şu şekilde tamamladı:

Akraba olduklarını da öne sürdü. Biri İstanbul'dan, diğeri Erzurum'dan geldi. Şu an sizinle konuşuyoruz. Bu farklı bir ortamda karşılaşsak irtibat içinde hareket ettiğimiz anlamına gelmez. Ayrıca mülakat sınavının sınava etkisi sadece yüzde 30. Geri kalan Ales, mezuniyet değerlendirmesi ve yabancı dil puanından oluşuyor. Merve Hanım sınavı kazansaydı diye bu iddiaları gündeme getirecek miydi?

Solak'tan 10'uncu sırada olduğu iddiasına cevap ve karşı iddia

Yetkilinin değerlendirmede 10'uncu sırada olduğu için bu iddiaları ortaya attığını öne sürdüğü Solak'a söz konusu iddiayla ilgili ne dediğini bir kez daha sorduk.

Evet bunu dava aşamasında da söylediler ben bin kere açıkladım dilekçelerimde.  Ön değerlendirme aşamasında 10. olduğum doğrudur. Ön değerlendirmede ALES yüzde 60, dil yüzde 40 etkili, lisans not ortalaması etkili değil. Nihai değerlendirmede İngilizce oranı yüzde 10'a, ALES yüzde 30'a düşüyor. Lisans not ortalaması yüzde 30 oranında sonuç puana etki ediyor. Yani bileşenler farklı nihai değerlendirme aşamasında kazanma şansı en düşük olan sınavı kazanan Aslıhan O.'ydu.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU