Korona günlerinde çevre ve sağlık

AFED bu korona günlerinde ilk kez sanal konferans düzenliyor. Arap ülkelerinde sağlık ve çevre ile ilgili uzmanlıklarda tecrübelerin paylaşılmasına ihtiyaç var

Fotoğraf: afedmag.com

Çevrenin insan sağlığı ve refahı üzerindeki etkisi yeni keşfedilmiş bir şey değil. Ancak dünyanın koronavirüs salgınının pençesinde olduğu şu günlerde ikisi arasındaki ilişki şimdi daha fazla dikkat çekiyor.

Bununla birlikte insan aktivitesi ile doğa arasında dengeli bir yönetimin gerekliliğini bir kez daha fark ediyoruz.

Arap Çevre ve Kalkınma Forumu'nun (AFED), "Arap Ülkelerinde Sağlık ve Çevre" başlıklı 2020 raporu bu bağlamda gayet uygun bir zamanda geldi. Bu raporda insanlığın karşılaştığı önemli sağlık sorunlarına yanıt veriliyor.

Raporu hazırlamak zor oldu. Bu zorluğun sebebi, yalnızca salgının yol açtığı stresli çalışma koşulları ve araştırmacılar arasındaki etkileşime getirilen kısıtlamalar değildir.

Nitekim Lübnan'da finansal çöküşün ve politik istikrarsızlığın çalışmalarımız üzerindeki etkileri de bu sebepler arasında yer alıyor.


Beyrut Limanı'ndaki patlama durumu daha da kötüleştirdi. Patlama, örgütün genel sekreterliğinin ve ortaklarının Beyrut'taki çalışmalarını ciddi şekilde etkiledi.

Pek çok kişiyi etkileyen ekonomik kriz ve trajedinin yanı sıra örgütün ofisleri de ciddi zarar gördü. Bölgedeki çoğu ülkede istikrarsızlığın hükümferma olmasının yanı sıra ortaklar ve geleneksel sponsorlar tarafından sağlanan fonlarda endişe verici bir düşüş oldu.

Bu durum yıllık raporun hazırlanmasına ilişkin sorunlar bir kenara, örgütün etkin bir bölgesel organizasyon olarak devamlılığını da tehdit etmektedir.


Bu rapor, AFED'in 2008'de başlattığı "Arap Çevresinin Durumu" dizisinin on üçüncü bölümünü teşkil etmektedir.

Çevresel sorunlara ve çözüm önerilerine ışık tutan bu dizi, politika değişikliklerine ve bilgi paylaşımına ilham verdi.

Ayrıca Arap bölgesindeki pek çok çalışmayı hızlandırdı. Dizi diğer konuların yanı sıra iklim değişikliği, su, enerji, yeşil ekonomi, sürdürülebilir tüketim, sürdürülebilir kalkınmanın finanse edilmesi ve çevre eğitimi gibi ana konuları da kapsıyor.


Çevresel risklerin iyi bir şekilde idare edilmesiyle birçok hastalık ve salgının ortaya çıkışı, yayılması ve etkisi azaltılabilir. Bu durum, herhangi bir sağlık planının bir parçası olarak çevresel nedenleri ele almayı zorunlu kılar.

Bu her ne kadar küresel bir gerçeklik olsa da çevresel tehlikelerin daha yüksek ve kalkınma oranlarının düşük olduğu ülkelerin yer aldığı Arap bölgesi için daha da önemlidir.

Son yıllarda dünyada bulaşıcı hastalıklarda bir düşüş yaşanırken, kötü çevre koşullarının yol açtığı hastalıklarda muazzam bir artışa tanık olundu.

Dünya Sağlık Örgütü, 676 binden fazla Arap vatandaşın, çevresel tehlikelere maruz kalmaları nedeniyle yaşamlarını daha erken kaybedebileceklerine işaret ediyor.

Arap ülkelerinde çevresel nedenlerden kaynaklanan hastalıklar arasında kalp-damar hastalıkları, ishal, solunum yolu enfeksiyonları ve kanser yer alıyor.

Bu hastalıklara yol açan temel faktörler arasında, hava kirliliği, temiz su eksikliği, deniz kirliliği, kontrolsüz kentleşme, arazinin bozulması ve atık ve zararlı kimyasallara maruz kalma yer almaktadır.

Öte taraftan endüstriyel ve tarımsal faaliyetlerin doğal yaşam alanlarına doğru sınırsız genişlemesi, hayvanlardan insanlara yüksek oranlarda hastalık bulaşmasına yol açacaktır.


17. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin üçüncüsü, 2030'a kadar herkes için sağlıklı bir yaşam ve refah sağlamaktır.

Bu hedefe ulaşmak için çevreyle ilgili hastalık sorununun ele alınması gerekmektedir. Zira çevresel sorunlar insan sağlığını etkileyen önemli bir faktördür.

Halk sağlığı için mütekamil bir çevresel yaklaşıma ihtiyaç vardır. Çevresel hastalık yükünün azaltılması yalnızca kapsamlı bir şekilde tasarlanan ve uygulanan önlemlerle mümkündür.

AFED 2020 raporu bu bağlamda, Arap ülkelerinde insan sağlığını etkileyen temel çevresel faktörleri tartışmakta ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin üçüncüsü için bir eylem planı önermektedir.

Bu öneriler, sağlığın sosyal, ekonomik ve çevresel durumlarla ele alınmasıyla birlikte entegre bir kalkınma bağlamına yerleştirilebilir.


Arap bölgesindeki üniversitelerde öğretim görevlisi olan örgüt üyeleri, raporun geliştirilmesinde önemli bir rol oynadılar. Beyrut Amerikan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, bir konferansa da ev sahipliği yaparak raporun hazırlanma sürecindeki ana ortaklardan oldu.

Bahreyn'deki Arap Körfezi Üniversitesi ve Mısır'daki Kahire ve İskenderiye Üniversitesi'nden araştırmacılar da rapora katkıda bulundular. DSÖ Çevre Sağlığı Bölgesel Merkezi sürece dahil oldu.

AFED bu korona günlerinde ilk kez sanal konferans düzenliyor. Arap ülkelerinde sağlık ve çevre ile ilgili uzmanlıklarda tecrübelerin paylaşılmasına ihtiyaç var.

Sağlık ve çevre felaketleriyle yüzleşmek için bir acil durum hazırlığı da dahil olmak üzere bölgesel işbirliğinin güçlendirilmesi gerekmektedir.

Sağlık eğitiminin de içerisinde yer aldığı temel sağlık sistemi kurmak öncelikli bir görev olmaya devam etmektedir.

Bu raporun çevre ve sağlık arasındaki karşılıklı ilişkiye ışık tutarak, Arap ülkelerinde çevre yönetiminin insan sağlığını daha iyi koruyacak şekilde güçlendirilmesine yardımcı olmasını ve çevresel faktörlerin etkilerine cevap verecek sağlık sistemlerinin etkinleştirilmesine katkıda bulunmasını umuyoruz.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU