Her melek bir tebessümden doğar

Prof. Dr. Mehmet Çelik Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Pixabay

Üstad bana dört unsuru dört elemanı öğrettikten sonra sordu:

"Anladın mı?"

"Anlamak mı?" dedim. "Sözlerin anlamını evet, fakat ma’nânın kendisini bilemem ki?"

"Evet" dedi;

"O zaman biraz Sühreverdî’den dinleyelim. Rivayet edilmiştir ki, Allah her şeyden önce aklı yarattı. Allah akla üç şey bağışladı. Birincisi, Rabbi'ni bilmek, ikincisi kendini bilmek, üçüncüsü sıfat bilgisi...

Hakk'ı tanımadan güzellik doğdu. Ona sonraları iyilik dendi. Kendini bilme işinden 'aşk' ortaya çıktı, sonra ona sevgi denildi.

Önceden olmayanın bilgisinden de 'hüzün' doğdu; ona da keder adını verdiler. Bu üç sıfat birbiriyle kardeş olup aynı kaynaktan meydana gelmişlerdir.

Bu açıklamaları Sühreverdi'nin 'Cebrail'inKanat Sesi'nde okumuştum. Üstadın bu eserden haberi yok sanıyordum. Ama benim dikkatimden kaçan birliktelikleri de canlı canlı anlatışı sanki eseri ilk defa duyuyormuşum gibi bir keşif hazzı veriyordu.

Güzellik, kardeşlerin en büyüğüydü. Güzellik kendisini seyredip sevindi. Bu sâyede gülümsedi. Gülümsemesinden melekler meydana geldi.

Aşk, ortanca kardeşti. Güzellik ile dosttu. Gözünü onun üzerinden alamıyordu. Güzellik tebessüm edince heyecanından kederlendi. Hareket etmek isteyince, en küçük kardeş hüzün onun boynuna sarıldı. Arz ve sema bu sayede yaratıldı.

Derken toprak adam (Âdem) yaratıldı. Ruhlar alemindeki herkes toprak adamı görme arzusuyla yanıp tutuşmaya başladı. Bu arzularını Güzellik'e ilettiler. Güzellik sultan idi.

'Ben önceden gideyim, eğer bu toprak adamdan hoşlanırsam birkaç gün yanında kalayım. Siz sonra peşimden gelirsiniz' dedi.

Böylece Güzellik, Âdem'in vücut yurduna doğru yolculuğa başladı. Orayı çok hoş buldu ve 'cazip bir eğlenme yeridir', diyerek Âdem'in vücut yurduna yerleşti. Öyle ki Âdem'in içinde dört tarafı kapladı.

Aşk, güzelliğin dönmediğini görünce hüzünle birlikte onun yanına gitmeye karar verdi. Ruhlar alemindekiler de bunun farkına varınca hep birlikte onların peşinden gittiler.

Aşk, Âdem'in yurduna varınca, güzelliği Âdem'in vücut tahtına oturmuş gördü. Başında şeref ve kıymet tacı vardı. O da oraya varmak istedi. Alnı korku duvarına değdi ve bayıldı.

Hüzün onun elinden tuttu. Aşk ayıldığında ruhları üzgün gördü, yüzünü onlara doğru çevirdi. Onlar da Aşk'a bağlılıklarını sundular, onu kendilerine sultan seçtiklerini arz ettiler. Birlikte güzelliğin eşiğine doğru yol almaya başladılar."


Üstad güzellik-aşk-hüzün birlikteliğini derin derin anlatmaya devam etti.

Ben kendi kendime "neden gizlice bu konuşmanın bir ses kaydını almadım?" diye hayıflanırken, birçok ayrıntıyı kaçırdığımı fark ettim.

Üstad birden bire: "İlk günah Âdem'in güzelliği kaybetmesine sebep oldu" dedi.

"Âdem ilk günahı işleyince, güzellik onu terk etti. Bin yıllarca hüzün onu terk etmeden, kendi şanına şerefine uygun bir vücut bekleyerek kendi âlemine çekildi.

Ta ki aşka Yusûf’un sırasının geldiği müjdesini verdiler. Güzellik Yusûf’a doğru akışmaya başladı.

Aşk, hüznün elinden tutup Güzellik'in peşine düştü. Gördü ki Güzellikle Yusûf arasında bir fark yok...

Çünkü Yusûf, aşkın güzelliğe, Züleyha'nın başı ve bedeniyle secde etmesidir. Eğer araya hüzün girmeseydi, Yusuf kibre, Züleyha şirke düşecekti.

Hüzün, aşk ile güzellik arasında edep çizgisidir. Ya da vuslatın faniliğini her an hatırlatan o acı kök tadı."


Aşk bir yaratılış serüveni gibi sunulmuştu bana... Şimdi daha önceleri bilgelerin erenlerin eserlerinde en çok kullanılan kelimeye neden dudak kıvırdığımı düşündüm.

Ben galiba o kelimenin sadece modern âlemdeki behimiyetine takılıp kaldığımdan küçümsemişim bu kelimeyi…

Belki de gençlik yıllarındaki o sert, o bükülmez polat prensiplerimin bir sonucu olarak kayıtsız kalmışım.

Oysa şimdi bu kayıtsızlığım gevşemeğe başlıyordu. Melekut âleminden süzülen bu cevherin bana doğru nazil olduğunu hissediyordum.

Acaba bana daha neler neler anlatacaktı kim bilir?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU