Avukatlar, adliyelerdeki "keyfi" uygulamaya isyan ediyor: Hakim hasta oluyor, duruşmaya gelemiyor, mazereti avukattan istiyor

Pandemi döneminde artan ve avukatlarca "keyfi" olarak nitelendirilen bir uygulama eleştirilere neden oluyor. Mahkemeler yapmadıkları duruşmalarla ilgili talep sanki avukatlardan gelmiş gibi mazeret dilekçesi istiyor

Son süreçlerde sıklıkla yaşanan duruşma iptalleri hukuk dünyasında ciddi sıkıntı yaratıyor / Fotoğraf: AA

Özellikle pandemi sürecinde birçok mahkeme heyeti duruşmaları ertelemekte.

Ertelemelerin artması geçmişte de var olan ancak "münferit" bir uygulamayı son süreçlerde yaygınlaştırdı.

Bu da mahkeme heyetlerinin iptal ettikleri duruşmalar için o davanın avukatlarından gelemeyeceklerine dair mazeret istemesi.

Mahkeme heyetleri, kendilerinin iptal ettirdiği duruşmalara dair bir mazeret açıklamak yerine topu avukatlara atıyor.

Bazı hakimler, duruşması olan avukatlardan mazeret isteyerek, bundan dolayı duruşmanın iptal edildiğini kayıtlara giriyor.

Avukatlar yaygınlaşan ve "keyfi" olarak nitelendirdikleri bu uygulamadan rahatsızlık duyuyor.

Kimi avukatlar, sosyal medya platformalarında buna dair eleştirilerini sürekli sıralıyor.

mazeret.jpg
Avukatlar, mahkeme heyetlerince iptal edilen duruşmalar için mazeret dilekçesi dolduruyorlar / Fotoğraf: Twitter@AvukatHG

 

"Hakim hasta oluyor, duruşmaya gelemiyor, mazereti avukattan istiyor"

Avukat Mehmet Köksal bu sorunu yaşayan ve bundan rahatsızlık duyan avukatlardan sadece birisi.

Köksal'a bu uygulamanın hukuki bir prosüdür gereği olup olmadığını sorduk.

Cevabı şu oldu: 

"Bu prosüdür değil alışkanlık. Herhalde hakim kendisine herhangi bir sorun gelmesin diye yapıyor. Hakim hasta oluyor. Duruşma yapılamıyor. Avukatlardan mazeret isteniyor. Sanki avukat duruşmaya girmemiş gibi. Örneğin şimdi hasardan dolayı İzmir Adliyesi'nde duruşmalar yapılmadığından avukatlardan mazeret isteniyor."

mehmetköksal.jpg
Avukat Mehmet Köksal / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Müvekkillerimize karşı güven kaybına yol açabilir"

"Mahkeme yerine mazeret vermenin avukatlara açısından bir sıkıntısı var mı?" sorusuna ise Köksal şu cevabı verdi:

"Avukatlar açısından müvekkiline karşı bir sorumluğa yol açıyor. Müvekkil dosyasına baktığında avukatın o duruşmaya girmediğini gördüğünde bu onda bir güven kaybına yol açabilir, 'Niye davaya girmediniz?' dediğinde avukatın verecek cevabı olmayabilir. O davadan azletmesine veya parasını ödememe gibi sonuçlara yol açabilir." 

"Mahkemeler sorumluluğu üzerlerinden atıyorlar"

Köksal, son olarak Adalet Bakanlığı'nın ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun sürekli mahkemelere pandemi sürecinde avukatların gönderdiği mazeretler konusunda esnek olunması yönünde tavsiyelerde bulunduğunu belirterek, "Halbuki avukatların bir nedenle duruşmaya girememesi durumu yok. Mahkemeler sorumluluğu kendi üzerlerinden atıyorlar. Onlardan kaynaklanan sebepten yapılamıyor. Sorumluluğu kendi üzerlerinden atıp avukata yüklüyorlar" iddiasında bulundu.

taşer kara.jpg
Avukat Taşer Kara / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Avukatlar son dakika iptallerine de tepkili

Avukat Taşer Kara ise duruşmaların iptal edildiğinden çok zaman son dakikada haberdar olduklarını da öne sürdü.

İstanbul şartlarında bir duruşmaya gidebilmek için ciddi bir performans harcandığına dikkait çeken Kara, duruşma salonunun önüne gelindiğinde "Avukat bey hakimimiz raporlu, izinli, bakacak hâkim de belli olmadı mazeret topluyoruz'' beyanı müthiş bir enerji boşalmasına, hayal kırıklığına dönüşüyor. Bu durum birçok meslektaşa bir gün kalp krizine, inmeye neden olabilir. Orda olmasa dahi sonrasında tetikleyebilir" diye konuştu.

Kara duruşmalara avukatla dışında tarafların ve ailelerinin de geldiğini belirterek söyle konuştu:

Bu gelelerin her biri işinden izin almakta, işine gidememekte, bizatihi o kişinin bakacağı işler ise doktor öğretmen, memur ise genelde orada da mazeret nedeniyle işler uzamakta, mağduriyetlere sebep olmaktadır. Çocuklu olanlar çocuklarını ya birilerine bırakıyor ya da sarıp sarmalıyor duruşmaya getiriyor. 

Kara, bu durumun kimi zamanda şehir dışındaki duruşmalarda yaşandığını belirterek "İstanbul'dan yola çıkıp Ankara'ya gittiğinizde mahkeme salonu önünde hakimimiz dün gece rahatsızlanmış duruşmaya mazeret topluyoruz beyanı karşısında yaşadığı sıkıntıyı tahmin edebiliyorsunuzdur" diye devam etti sözlerine.

aynı saate duruşma.jpg
Aynı saate verilen duruşmalar avukatların tepkisine neden oluyor / Fotoğraf: Twitter@mert_yasar

 

Aynı saate 10 duruşma birden

Avukatların en çok sıkıntı duyduğu konulardan biri de aynı güne ve aynı saate çok sayıda duruşma saati verilmesi. Bazen aynı saatte 10'dan fazla duruşma birden görülüyor. Ancak saat 10'da duruşması görünen birine sıra gelmesi belki de mesai saatlerinin sonunu bulabiliyor. Bu da uzun bir bekleyiş, zaman ve iş kaybı demek oluyor.

Kara, bu duruma tepkisini şu sözlerle dile getirdi:

"Aynı gün aynı saate 10 tane duruşma koyan hâkimin, avukata saygı duyduğunu düşünmediğim gibi işinden gücünden gelip duruşma bekleyen tanıklara, çocuklu insanlara, hasta yaşlı insanlara büyük bir haksızlık ve eziyettir.  Hele pandemi şartlarında kalabalık adliyelere girmek, oturacak dinlenecek yeri olmayan duruşma salonları önünde beklemek, kapalı ortamda hava solumak sağlık açısından da büyük tehlikedir." 

"UYAP üzerinden ivedi bir bilgilendirme atılabilir"

Kara, yaşanan sorunun aşılması için de şöyle bir öneride bulundu:

"2004 yılından bu yana uygulanan bir UYAP geçmişimiz, tecrübemiz var. Bu mecradan hâkimlerin izinli olduğu bilgisi bazı zamanlar rastlamak mümkün ise de güncel olmuyor. Bunu yerine mazeretli olan hâkimin bakacağı dosyanın taraflarına, vekillerine, kayıtlı cep numaralarına, e- tebligat adreslerine ivedi bir bilgilendirme mesajı atılabilir. Bunun için UYAP'a bir yazılım, ek program yapılması zor almayacağı düşüncesindeyim." 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU