Bir sessizliğin çığlığında: Semiramis

Şeyhmus Çakırtaş Independent Türkçe için yazdı

Sabahın ilk ışıklarında Van Gölü'nün yüzeyi gümüşümsü bir ışıltı ile kaplanır. Özellikle yaz mevsiminin bahardan kalma günlerinde, her şey o kadar dingin olur ki, insan ister istemez sessizlik içinde kaybolur.

Göl donar sanki. Bir ayna gibi, gökyüzündeki ışıltıyı doğaya yansıtır. Arada bir oluşan yakamozlar ve balıkların su yüzeyindeki hareketi dışında göl alabildiğince hareketsiz ve pürüzsüzdür.

Ortamın sessizliği insana zaman zaman ürperti verir, yüreğini ıssızlaştırır.  
 

DSC_6522.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Ne bir dalga, ne bir kıpırtı. Her şey sessiz, her şey tetikte. Kuşlar bile, sessizce kanat çırpıyor, gümüşümsü göl yüzeyinde.

Güneş, doğdu doğacak. Batıdan akan uykusuz yolcular ve güne başlayan dağ rüzgarı göl kıyısında yolları kesişiyor ve hoş bir serinlikle doluyor ortalık.
 

DSC_6515.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Her nedense bütün yolculuklar güneş doğmadan sonlanıyor Van Gölü'nde ya da bana öyle geliyor.

Göl demek belki de yetersiz olur. Bu nedenle Van Denizi demek daha doğru. Zaten Vanlılar göl demez, Behra Vanê der, yani Van Denizi.
 

DSC_6582.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Her şeyin sessizlik içinde yol aldığı saatlerde, güneş doğar dağların ardından. Önce Artos'un dorukları som sarı renge boyanır, sonra bütün göl yüzeyi gök mavisine dönmeye başlar, olabildiğince sessiz.

Tarih canlanır bir an, sessizlik paramparça, dinginlik bir kasırgaya döner. Savaşlar, acılar ve insanın içini acıtan göçler canlanır birden bire. Efsane olur gölün gümüşümsü yüzeyi.
 

DSC_6268.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Aşkın en derin sancısı ve dağlar arasında sıkışmış bir hikayeye döner ortalık.

Biraz efsane, biraz tarih ve sancısı insanın.
 

DSC_6274.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Sonra efsaneler sıralanır bir bir tarih sarmalında. Acılardan, ölüm ve ayrılıklardan yana anlatımlar medcezir yaratır göl sularında.

Yakamozlarında kaybolur, kalenin surlarında ölümsüzleşir anlatılanlar.
 

DSC_6348.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


En çok da yürek sancısından dem vuran efsaneler.

Semiramis, Tamara,  Xecê…  

Kavuşamamanın derin acısıdır yaşanılan, dilden dile dolaşan ve bugüne gelen. Anlatılan insanın sancısıdır aslında.

Ve denilir ki, dağ ülkesinde doğan Semiramis, -ki adını kumrulardan alır- bir mucizevi kurtuluştan sonra güzelliği ile yaşama tutunur.
 

DSC_6300.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

Efsane bu ya, gel zaman git zaman Asur Kralı'nın aşkına maruz kalır Semiramis. Ansızın gelen aşk, yüzüğü parmağına geçirmesiyle hayatı değişir ve kraliçe tahtına oturur.

Semiramis kraliçe olur, ama doğduğu toprakları unutamaz, bir ömür doğduğu topraklara özlem duyar.

Hatta denilir ki, Babil Bahçeleri bu hasretliğin tasavvuru olarak inşa edilir ve bazı tarihçiler bu olağanüstü bahçelere Semiramis Bahçeleri adını verir. 
 

DSC_6286.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Semiramis zaman içinde doğduğu topraklara dönmek için kral eşiyle sefere çıkar, doğduğu toprakları ziyaret eder.

Bu sırada Van dolaylarında Ara adında bir Urartu hükümdarına gönlünü kaptırır. Semiramis aşk ateşinde yanarken, askerleri ise sevdiği Ara'nın topraklarını işgal etmekle meşguldür.  
 

DSC_6295.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Semiramis aşkının izini sürse de, Asur Ordusu önüne geleni keser, öldürür, yakar. Aralarında sevgilisinin de olduğu Ara ülkesinin birçok insanını kılıçtan geçirilir.

Askerleri Ara'nın topraklarını almakla yetinmez ve kendisini de öldürür. Ara'nın öldüğünü duyan Semiramis'in dünyası kararır.
 

DSC_6359.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş


Yüreği yaralı bir halde seferi durdurma emrini verir. Ara'nın acısıyla Van Gölü kıyısında konaklar ve buraya sevgilisi adına bir kale yaptırır.

Bir süre sonra da Asur'a geri döner, hayata küser ve Babil Bahçelerindeki sarayında acı içinde ölür.
 


Efsane bu ya, dilden dile dolaşır, dağların doruklarında yaşayanların dilinde gezer ve günümüze ulaşır… 

Ait olduğu yere, insan yüreğine geri döner. 
 

DSC_6356.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş​​​​​​​

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU