Buldan: Halkı kuru ekmeğe muhtaç ettiler, askıda ekmek kampanyası açlığın ve yoksulluğun resmidir

Baskı ve saldırılara karşı eş başkanlık sisteminden vazgeçmeyeceklerini belirten Buldan, "Güçlü bir kadın mücadelesini ve siyasetini açığa çıkardık. Kadın özgürlükçü ilkelerimizi, kadınlarla birlikte inşa ettik" dedi

Pervin Buldan / Fotoğraf: HDP Basın

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Parlamento Kadın Grubu toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

HDP'nin 8'inci kuruluş yıldönümüne ilişkin konuşan Buldan, partisinin ülkenin içinden geçen bu karanlık günlerde, karanlığa karşı ışığın, faşizme karşı direnişin partisi olduğunu söyledi. 

HDP'nin sorunlara dair bir çözüm modeli olduğunu ifade eden Buldan, "HDP, kadın kazanımlarının gasp edildiği ve kadın düşmanı politikaların yükseldiği bir dönemde kendisini bir kadın partisi olarak ilan etti. HDP, kadın mücadelesinin yüzlerce yıllık mirasını sahiplenerek 'bu topraklarda kadınlar vardır' diyen kadınları bir araya getirmeyi başarmıştır" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Değişmez denileni değiştirdik, yenilmez denileni yendik"

"Evet, HDP eşit ve özgürlükçü bir yaşamın rehberidir! Bizler değişir dedik, değişmez denileni değiştirdik, yenilmez denileni yendik" diyen Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü:

HDP demokrasinin ve onurlu bir barışın inşası için halklarımızın ortak mücadele zeminidir aynı zamanda! Bu nedenle, HDP direniştir, cesarettir, umuttur, yeni yaşamın inşasıdır! HDP ile kadın kazanımlarını bu noktaya taşımak elbette kolay olmadı. Çok ağır bedeller ödemek gerekiyordu ve biz bu bedelleri fazlasıyla ödedik ve ödemeye de devam ediyoruz.

AK Parti ve MHP'nin HDP'nin yükselişini öfkeyle izlediğini belirten Buldan, "Acaba HDP’nin yükselişini, halkın iktidarını durdurabilir miyiz diye her türlü faşizan yöntemle bütün güçlerini birleştirmişler ve bize saldırmayı yöntem seçmişler. Onlar sanıyorlar ki; HDP geri adım atacak! Mücadeleden vazgeçecek! Bırakalım gerçeği, onlar bu hayali rüyalarında bile göremeyecekler" diye konuştu.

"HDP kurulan tuzakları boşa çıkaracak"

Kurdukları onca baskı, yalan ve kumpasa rağmen HDP'nin, hakikati, umudu ve cesareti dimdik ayakta tutmaya devam ettiğini kaydeden Buldan, HDP'nin kurulan plan ve tuzakları boşa çıkaracağını söyledi.

Eş başkanlığın kadınların uzun soluklu mücadelesi sonucu elde edilmiş bir kadın kazanımı olduğunu ifade eden Buldan'ın açıklamalarında öne çıkan başlıklar şöyle:

Kadınların politika yapım sürecine dâhil olmasını sağlayan bir sistemdir. Hukuksuzca gözaltına alıp tutukladıkları eş başkanlarımızın dava dosyalarında 'eş başkanlığı' suç olarak göstermeye çalışıyorlar. Suçlular, yargıyı ele geçirmiş, bizi suçlu ilan etmeye kalkışıyorlar! Kars belediye eş başkanımız Şevin Alaca'nın gözaltına alınıp tutuklanması da bu saldırıların son halkası olmuştur.

"Bu iktidar kadınlarla savaş halindedir"

Bu iktidar, dışarıda savaş kışkırtıcılığı yapıyor. Son günlerde buna hep birlikte tanıklık ediyoruz. Eş zamanlı olarak, en büyük savaşı ise içeride kadınlara karşı sürdürüyorlar. Bu iktidar kadınlarla savaş halindedir. İktidara geldikleri günden bugüne kadar sürekli kadınlarla uğraşan, kadınlarla çatışma halini kendine bir yöntem olarak önüne koyan bu iktidar şu an itibariyle de bu zihniyetini hala sürdürmektedir. Siyasi soykırım operasyonları kapsamında bugün binlerce kadın yoldaşımız cezaevlerindedir. Halkın oylarıyla seçilmiş milletvekillerimiz, belediye eşbaşkanlarımız, kadın üye ve yöneticilerimiz kadın mücadelesi aktivistleri cezaevlerinde rehin tutulmaktadır. Kandıra Cezaevi'nde Sincan Cezaevi'nde ve birçok cezaevinde binlerce kadın yoldaşımız ve arkadaşımız haksız ve hukuksuz bir şekilde rehin olarak tutulmaktadır.

"Yönetme basiretini yitirmiş bir erkek ittifakıyla karşı karşıyayız"

Onlar da çok iyi biliyor ki bağımsız meslek örgütleri olduğu sürece ve Şebnem Korur Fincancılar olduğu sürece bu iktidarın ürettiği tüm yalanlar bir bir suya düşmeye devam edecektir. Nitekim dünya çapında pandemi ilan edildiğinden beri Türkiye’deki pandemi sürecinin yalanlarla nasıl yürütüldüğünü gördük! Tüm toplum da aslında buna şahitlik etti, gördü. Bu yalanlarla halkın nasıl bir ateşin içine atıldığına hep birlikte tanık olduk! Yönetme basiretini tamamen kaybetmiş ve siyasi olarak da meşruiyetini yitirmiş bir erkek ittifak ile karşı karşıyayız.

"Erkeklik sözleşmesini değil İstanbul Sözleşmesi'ni uygulayın"

O yüzden bir kez daha uyarıyoruz: Kadın düşmanı erkeklik sözleşmesini değil, İstanbul Sözleşmesi'ni uygulayın! Bu çağrımız sıradan bir talep değil, felaketi önleme amacıyla yaptığımız acil eylem çağrısıdır! Buradan, İstanbul Sözleşmesi'nin etkin uygulanması için siyasi partilerin kadın yapılarına ortak çalışma çağrısında bulunuyorum.

"Binlerce siyasetçi, gazeteci içerideyken kadın katillerini serbest bıraktılar"

İşte pandemi süreciyle beraber ayrımcı infaz ve örtülü af düzenlemesiyle nasıl bir kadın ve çocuk kıyımının yaşandığını hepimiz çok acı bir şekilde yaşadık ve gördük. Binlerce siyasetçi, gazeteci, öğrenci, avukat, yazar, hamile ve çocuklu kadınlar cezaevlerinde tutulurken, kadın katillerini, tecavüzcüleri ve çete liderlerini serbest bırakanlar o kişilerin suç işlemelerine olanak sundular! Bir ülke düşünün; hak arama mercii olan yargı, kadınlar söz konusu olduğunda suçu teşvik eden, şiddete kapı aralayan kararlar üretmektedir. Adalet değil şiddet üreten bir yargı gerçeğiyle karşı karşıyayız.

"Halkı kuru ekmeğe muhtaç ettiler, askıda ekmek kampanyası açlığın ve yoksulluğun resmidir"

Savaş politikalarına, S-400 füzelerine, tanklara, silahlara; yandaş şirketlere verilen usulsüz ihalelere harcadı! Yandaş şirket ve vakıflara yapılan ödemelere ne kadar harcadıklarını da her gün takip ediyoruz. Kendileri bin odalı sarayda yaşarken halkı ise kuru ekmeğe muhtaç ettiler! Askıda ekmek kampanyası açlık yoksulluğun Türkiye’nin yeni resmidir. Bir mermi kaç lira diye soran Cumhurbaşkanının yönettiği ülkede çocuk maması alınamaz hale geldi. İnsanlar pazara, manava gittiğinde ancak patates ve soğan alabiliyor. Çünkü başka bir şey alabilecek gücü ve imkânı kalmadı hiç kimsenin.

"Savaş evlere ve sofralara ateş düşürüyor, bütçeyi halka değil saraylara harcıyorlar"

Peki, bu gerilim politikasından, bu savaşlardan halkın payına ne düşüyor? Savaşların yaşandığı bölgedeki halkın evlerine ateş düşüyor bizim de soframıza her gün ateş düşüyor. Halka gelince kaynak yok diyorlar. Halka yok dedikleri kaynakları ise yazlık, kışlık, uçan saraylara; israfa ve şatafata, kayyımların talan ve yolsuzluklarına harcadıklarını görüyoruz ve biliyoruz.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU