İran, ekonomik krize rağmen silah pazarına girmeye kararlı

Geçen pazar günü İran rejim lideri Hamaney'e yakınlığıyla bilinen Keyhan gazetesi, Ruhani'yi sert bir dille eleştirerek onu, nükleer anlaşmanın geride bıraktığı ağır hasardan sorumlu tuttu

İran riyali, rekor düşüşünü sürdürürken, 14 Ekim'de Tahran'daki döviz kurlarını gösteren bir tablo (EPA)

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2231 sayılı kararı uyarınca silah ambargosunun sona ermesinden üç gün önce İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, bu durumu reddeden ABD’nin tavrına meydan okudu. Ruhani, ülkesinin silah pazarına gireceğini ve istediği her ülkeyle silah alışverişi yapabileceğini açıklarken, İran Merkez Bankası Başkanı ise ülkesinin Irak’taki 5 milyar dolarlık kaynağını iade alabileceği yönündeki umudunu dile getirdi.

İran Cumhurbaşkanlığı internet sitesine göre Ruhani, 14 Ekim’de Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın açıklaması yaptı. İran Cumhurbaşkanı, “Nükleer anlaşma bize ne getirdi?’ diye soranlar var. işte silah ambargosunun kalkması nükleer anlaşmanın bir sonucudur. Artık istediğimiz ülkeye silah satabiliriz, istediğimiz yerden de silah alabiliriz” ifadelerini kullandı.

Ruhani, ABD’nin silah ambargosunun sonlanmasına karşı muhalefeti ve Avrupa’nın Rusya ile Çin’in desteğine sahip şekilde, BM ambargosunu uzatma hususundaki isteksizliği ortasında ülkesinin, gelecek hafta bu yönde bir ilk anlaşma ilan edip etmeyeceğine ilişkin yorum yapmadı.

“Bu, hükümetin adımlarından biridir. Düşündüğümüz programlara ulaşabilmemiz için sabırlı ve yavaş olmalıyız” diyen Ruhani, “Halka, gelecek pazar günü İran’ın silahlanmasına yönelik 10 yıllık yaptırımların sona ereceği müjdesi veriyorum. ABD, bu mesele için 4 yıl savaştı ve bunun olmasını önlemek için ellerinden geleni yaptı. Ama halkın kararlılığı, yetkililerin ve diplomatların çabaları nedeniyle bu yaptırımları aşıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumartesi günü ABD Başkanı Donald Trump’ın sert uyarılarını eleştirmeden önce İran Cumhurbaşkanı, ABD’nin Ortadoğu’nun farklı alanlarında mağlup edildiğini belirtti ve “Bu, İran halkının onlara kızdığını gösteriyor” dedi.

Geçen pazar günü İran rejim lideri Hamaney’e yakınlığıyla bilinen Keyhan gazetesi, Ruhani’yi sert bir dille eleştirerek onu, nükleer anlaşmanın geride bıraktığı ağır hasardan sorumlu tuttu.

Gazete, 20 dakikalık bir oylama oturumundan önce İran Dışişleri Bakanı’nı da nükleer anlaşma hususunda parlamentonun sorduğu 40 soruta yanıt vermekten kaçınmakla suçladı. O sıralarda anlaşmayı destekleyen milletvekillerini de ‘nükleer anlaşmayı güzel göstererek ve kusurlarını örterek’ hükümete ortaklık etmekle suçladı. Gazete, nükleer anlaşmanın 36’ıncı ve 37’inci paragraflarının varlığını da ‘en büyük kusur’ olarak değerlendirdi.

İki paragraf, nükleer anlaşmayı imzalayan tarafların, yükümlülüklerini yerine getirmeyen herhangi bir tarafa karşı eylemde bulunmasında izin veriyor. Bu çerçevede geçen ay ABD, Tahran’a yönelik BM silah ambargosunu uzatma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından 2231 sayılı karar uyarınca askıya alınan, İran’a kapsamlı yaptırımlar uygulayan 6 BM kararını yeniden gündeme getirdi.

ABD, İran’a yönelik BM yaptırımlarının ihlal edilmemesi uyarısı yaparken, uyarıyı görmezden gelen ülkelere, oluşumlara ve partilere de yaptırımların imasında bulundu.

Keyhan’ın haberinin ardından rejim lideri “Devrim Rehberi” Ali Hamaney, geçen pazartesi günü yaptığı açıklamada, mevcut sorunların çözümünün ‘ülkenin ve bölgesel sorunların doğru bir görünümü ve hesaplanması’ olduğunu söyledi. “Ekonomi alanındaki ve ekonomi dışındaki tüm yetkililer ve aktörlerin, tüm sorunların tedavisinin içeride olduğunu anlamaları için önceki bir sözlerimi tekrarlıyorum” diyen Hamaney, “Sorunlarımızın çoğu dışarıdan, ancak çözümleri içsel. Kimse yurtdışında tedavi aramıyor” ifadelerini kullandı.

Ruhani, bu ayın başlarında ‘hükümetinin yurtdışına bakmakla suçlanmasından’ şikayet etmişti.

Aynı şekilde Ali Hamaney, ‘doğru ve akıllıca hesap verebilirlik’ ile ‘düşman korkusu ve çatışma alanından çekilme’ arasında ayrım yapmakta ısrar ederken, “Akılcılık, doğru hesaplamalar ve adil aritmetik birimler demektir. Bazıları rasyonellikten bahsederken, korkuyu kastediyorlar. ‘Mantıklı olun’ derlerken de korku, kafa karışıklığı ve düşmanlardan kaçmayı kastediyorlar” dedi.

Hamaney, ses tonunu daha da yükselterek, “Sıradan olanların, rasyonellik adını anma hakkı yoktur. Korku, kaçma ve savaş alanını terk etme akılcılık değildir; bunlar korku, kaçış ve benzerleridir. Rasyonellik, elbette doğru hesaplamalar demektir. Düşman yanlış anlam önermeye çalışır ve bazıları da bilmeden bazen düşmanların sözlerini tekrar eder” ifadelerini kullandı.

İran Cumhurbaşkanı’nın, 14 Ekim’de bu hafta dini olayları savaş ve barış vizyonunu savunmak için kullanması ve İslam tarihindeki barışla ilgili olaylara değinmesi dikkat çekiciydi. Ruhani ayrıca, barış, tedbir ve ılımlılık seçeneğini savunmasını güçlendirmek için gelecek hafta ölüm yıldönümünü alacakları 2’inci ve 8’inci imamların hayat hikayelerine değindi.

Öte yandan ülkedeki kötü ekonomik yönetimle ilgili açıklamalardan alıntı yapılarak Hamaney’in Twitter hesabı üzerinden, “Ülkenin ekonomik kısımlarındaki idari kapasiteler zayıf. Yönetim güçlü ve verimli olmalı, kesintisiz yürütülmelidir. Yorulmak bilmeyen, aktif ve verimli bir yönetimle karşı karşıya kaldığımızda, işin ilerlediğini göreceğiz ve bunu yitirdiğimizde de sorunları göreceğiz” ifadelerine yer verildi.

Ruhani ise 14 Ekim’de yaptığı açıklamada, İranlıların karşı karşıya olduğu ekonomik sorunların kötüleştiğine dikkati çekerken, hükümetin para ve temel ihtiyaçları sağlamak için çaba sarf ettiğini söyledi.

Geçen birkaç gün içerisinde İran riyali rekor seviyelerde düşüş kaydetti. ABD yönetiminin finansal sistemini izole etmek amacıyla 18 İran bankasına yaptırım uygulama kararının ilk doğrudan etkisi olarak dolar, 320 bin riyale ulaştı. Bununla ilgili olarak İran Merkez Bankası Başkanı Abdunnasır Himmet, 14 Ekim’de Bağdat’taki Iraklı yetkililerle 5 milyar dolarlık kaynakla ilgili son anlaşmaya değindi.

Bakanlar Kurulu toplantısının ardından İran’daki ajanslara göre Himmet, İran'ın parasının bloke edildiği ülkelerle müzakerelerin sürdüğünü söylerken, ABD seçimlerine de dikkati çekerek ülkesinin, gelecek 3 hafta içerisinde artan bir baskı ile karşı karşıya kalabileceğini kaydetti.

Aynı şekilde İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Japon mevkidaşı Toshimitsu Motegi ile yaptığı telefon görüşmesinde, Japonya’daki İran varlıklarını ele aldı ve ABD’nin mali borsalar üzerindeki kısıtlamalarını kınadı.

İran medya organları, Japonya’da bloke edilen İran varlıklarının on milyar dolar olduğunu tahmin ediyor.

Zarif, ABD’yi ilaç ve gıda alımını engellemekle suçlarken, bu durumun ‘insanlığa karşı bir suç’ olduğunu vurguladı. İranlı Bakan, “Japonya hükümetinin, ülkelerin BMGK tarafından yayınlanan 2231 sayılı kararı uygulama taahhüdü çerçevesinde ABD’nin yasadışı hareketinden kaçınmasını bekliyoruz” dedi.

Ülkesinin rolünü de savunurken, ‘bölgede istikrar ve barışın tesis edilmesi için yapıcı ve etkili olma’ taahhüdünde bulunan Zarif, “Yabancı güçlerin varlığı, sadece herhangi bir yardım sağlamakla kalmaz, bölgede karışıklıklara neden olur ve bölgenin sorunlarını şiddetlendirir” dedi.

Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada, iki bakanın bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ve ikili ilişkileri görüştüğünü belirtti. Açıklamada, yeni Japonya Başbakanı Yoshihide Suga da görevi dolayısıyla tebrik edilirken, İran’ın koronavirüs salgınıyla mücadelesinde Japonların yardımları takdir edildi.

İran Dışişleri Bakanlığına göre Japon Bakan, ülkesinin bölgesel istikrar konusundaki tutumunun değişmediğini söylerken, nükleer anlaşmaya verdiği desteği bir kez daha  dile getirdi. Aynı şekilde Reuters’ın haberine göre ön gümrük verileri, Güney Kore’nin geçen Eylül ayında ve geçen yıl hiçbir düzeyde İran’dan ham petrol ithal etmediğini ortaya koydu.

Rakamlara göre dünyanın en büyük beşinci ham petrol ithalatı, bir önceki yıldaki 10,5 milyon tona kıyasla geçen ay 10,6 milyon ton ham petrole ulaştı.

Bu ayın ilerleyen vakitlerinde Kore Ulusal Petrol Şirketi, Güney Kore’nin geçen ayki ham petrol ithalatına ilişkin nihai verileri yayınladı.

Irak ve Japonya’daki bloke edilmiş kaynaklarına paralel olarak İran, 7 milyar dolar olarak tahmin edilen bloke edilmiş fonlar elde etmek için, Güney Kore ile temaslarını sürdürüyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Kübra Şahin

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU