Cezayir: Halk hareketi sokağa inemeden büyük gözaltı operasyonu

Pazartesi günü gözaltına alınan kişiler arasında üniversite hocaları ve öğrencileri, gazeteciler ve farklı vilayetlerden çok sayıda siyasi aktivist bulunuyor

Halid Dararni’nin salınması için başkent Cezayir’de pazartesi günü düzenlenen gösterilerden bir kare (AFP)

 

Cezayir güvenlik güçleri 5 Ekim itibariyle aktivistlere karşı daha önce eşi görülmemiş bir gözaltı operasyonu başlattı. Gözlemcilere göre bu, geçtiğimiz mart ayında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını yüzünden askıya alınan halk hareketinin tekrar sokaklara ineceğine dair iktidarın duyduğu büyük korkunun yansıması. Zira göstericiler vaka oranlarının düşmesiyle birlikte geçen sene ilk kez kullandıkları “Köklü Değişim” taleplerinin yanı sıra anayasa için önerilen değişiklikleri reddettiklerini göstermek için tekrar sokaklara çıkmayı planlıyor.

Pazartesi günü gözaltına alınan kişiler arasında üniversite hocaları ve öğrencileri, gazeteciler ve farklı vilayetlerden çok sayıda siyasi aktivist bulunuyordu. Bunlardan bazıları aynı gün içerisinde salınırken diğerleri polis ve jandarma merkezlerinde gözaltında tutuldu. Gözaltılar 32 yıl önce ülkede yaşanan Cezayir Baharı’nı sembolize eden 5 Ekim’de yoğunlaştı. 5 Ekim 1988 olaylarında kötü hayat koşullarına karşı sokaklara akın eden binlerce kişi, demokrasi ve özgürlük talebi ile tek partili rejimin devrilmesini istemişlerdi.

Bu yıldönümü, halk hareketini destekleyen aktivistlerin başkent Cezayir, Konstantin, Doğu Bicaye, Batı Tilimsan gibi büyük şehirlerde protesto düzenlemeleri için bir fırsat sayılıyordu. Ancak güvenlik güçleri göstericilerin protesto düzenlemelerine engel olmak için yoğun çaba harcıyor.

Bu aktivistler geçen yılın sonunda Abdulmecid Tebbun’un cumhurbaşkanı olarak seçildiği seçimlerin, hayal ettikleri değişimi kendilerine sunmadığını düşünüyorlar. Zira onlara göre Tebbun eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika ile birlikte uzun yıllar boyunca çalışan yetkililerin arasında bulunuyordu. Bu yüzden aktivistler ülkenin başında yeni yüzler görmek istediklerini dile getiriyor. Tebbun ise “kutsal hareketin istediği doğrultuda yürüdüğünü” vurguladı. Tebbun’a göre kabine bakanlarının arasında Sanayi Bakanı Ferhat Ayet Ali, Sinema Endüstrisinden Sorumlu Bakan Yusuf Sehayiri ve Kültür Bakanı Melike bin Dude gibi harekete katılanların bulunması bunun deliliydi. Aynı zamanda Tebbun önümüzdeki 1 Kasım’da yapılacak olan anayasa değişikliği referandumunun “hareketin tüm taleplerini karşılacağını” belirtti.

Gazeteciliğin önde gelen isimlerinden el-Kadi İhsan dün Cezayir’deki Jandarma Teşkilatı’na bağlı Soruşturma Birliği’nin merkezine alındıktan 10 dakika sonra çıktı. İhsan, sorgusunu yapan polislerin kendisiyle ilgili ön soruşturmaları iptal ettiklerini duyurdu. İnternet üzerinden yayın yapan Maghreb Emergent (Gelişen Mağrib) adlı gazetenin yazı işleri ekibi iki gün önce yaptığı açıklamada müdürleri el-Kadi İhsan’ın Jandarma Teşkilatı tarafından soruşturulmak üzere bir çağrı aldığını söyledi. Söz konusu açıklamada, “hükümetin hoşuna gitmeyen siyasi çizgileri olduğu için internet gazetesinin ve ona bağlı radyonun geçtiğimiz nisan ayından bu yana askıya alındığı” vurgulandı.

Enformasyon Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Ammar Belhimer, Kadı ve Maghreb Emergent’in bağlı olduğu vakıftaki ortakları yurtdışından para almak ile suçladı ki bu yasalara göre suç teşkil ediyor. Ancak gazeteci vakfın yararı için yurtdışından para aldığına ilişkin iddiaları kesin bir şekilde reddetti. Aynı zamanda Belhimer, Kadı’yı Abdulmecid Tebbun’a karşı mart ayında cumhurbaşkanlığı döneminin ilk 100 gününün “felaket” olduğunu anlatan bir yazıyı kaleme aldığından ötürü kınadı. Tebbun bir grup gazeteciyle yaptığı röportaj sırasında Kadı’yı kendisine karşı “önyargılı” olarak nitelendirerek yazısına üstü kapalı bir şekilde yanıt vermişti.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) muhabiri gazeteci Halid Dararni şu an hapishanede bulunuyor. Cezayir Temyiz Mahkemesi Dararni’yi “ulusal birliği tehlikeye atma” ve “izinsiz gösteriler yapılmasına teşvik etme” suçlamalarıyla iki yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Aynı şekilde Konstantin Doğu Mahkemesi, gazeteci Abdulkerim Zigileş’i “Facebook üzerinden yaptığı bir paylaşımda cumhurbaşkanına hakaretten” iki yıl hapis cezasına çarptırmıştı.

Gazetecilerin pek çoğu, Cumhurbaşkanı Buteflika’nın istifa ettiği günden beri karanlık bir dönemle karşı karşıya olduklarını ve “gücü öven yeni Cezayir’in büyük bir hapishaneden başka bir şey olmadığını” ifade ediyor.

İki hafta önce Bicaye (başkentin 260 km doğusunda) Mahkemesi berberi siyasi aktivist Halid Tezart’ı “insanları protesto düzenlemek üzere sokağa çıkmaya teşvik etme” suçlamasıyla bir yıl hapis cezasına çarptırdı. Aynı zamanda  hükümetin “düzensizlik ve kaosun tetikleyicisi” olarak gördüğü sosyal medya sitelerindeki paylaşımları nedeniyle aralarında kadınların da bulunduğu her yaştan yüzlerce kişi adli soruşturmalara tabi tutuluyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU