FBI muhbirliğini reddeden üç Müslüman, Yüksek Mahkeme'ye başlarına gelenleri anlattı

Davacılar, ajanlar tarafından sorgulandıklarını ve bazı haklarının ellerinden alındığını söyledi

FBI ajanlarının davacı Müslümanları birçok kez sorguya çektiği belirtiliyor (AFP)

ABD'de yaşayan üç Müslüman adam, FBI adına muhbir olmayı reddettikleri için maruz kaldıkları haksızlıkları Yüksek Mahkeme'ye taşıdı.

Kendilerine yapılan teklifi geri çevirdikleri için yıllarca "uçuşu yasaklı kişiler" listesinde yer aldıklarını ve dinleri nedeniyle hedef alındıklarını belirten bu kişiler, olayda adı geçen ajanların yargılanmasını istedi.

Mahkemede söz alan New Yorklu avukat Ramzi Kassem, "Federal ajanlar müvekkillerimi, inançlarının yasakladığı bir şekilde, masum dindaşları hakkında casusluk yapmayı reddettikleri için uçuşu yasak kişiler listesine koydu. Müvekkillerim kıymetli yıllarını sevdiklerini göremeden geçirdi, iş ve eğitim fırsatlarından da mahrum kaldı" diye konuştu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Washington Post'un haberine göre Muhammed Tanvir, Jameel Algibhah ve Naveed Shinwari, Dini Özgürlüklerin Restorasyonu Yasası (RFRA) uyarınca yetkililer aleyhinde dava açtı.

Davacıların yurtdışında doğduğu, içlerinden ikisinin ABD yasalarına göre daimi oturma iznine sahip olduğu, birinin de Amerikan vatandaşı olduğu kaydedildi.

Mahkemeye sunulan şikayet dilekçesine göre davacılardan her biri New York şehrinde kendileriyle farklı ajanların irtibata geçtiğini ve FBI ajanları tarafından sorgulandıklarını belirtti.

Pakistan doğumlu Tanvir, FBI ajanları tarafından 2007'de sorgulanmaya başladığını anlattı.

Tanvir ve diğer iki Müslüman adamın ibadet yerleri ve katıldıkları dini topluluklar hakkında genel bilgi isteyen ajanların bu girişimlerine direndiği belirtildi.

Kassem mahkemeye verdiği bilgide, müvekkillerinden hiçbirinin "inançlarına aykırı olduğu için kendi dini toplulukları aleyhinde ajanlık yapmak istemediğini" kaydetti.

Haberde, RFRA'nın bireysel olarak FBI ajanlarına karşı maddi tazminat yetkisi verip vermediği sorusunun mahkemenin önünde durduğu belirtilirken, yasada bu soruya açıkça "evet" ya da "hayır" yanıtının verilmediği ifade edildi.

 

Independent Türkçe, Washington Post

DAHA FAZLA HABER OKU