Murat Bardakçı: "Kel Hasan’ın kavuğu" doğaçlama bir teşekkür konuşması yapmaktan çekinen dizi oyuncularına değil Cem Yılmaz'a gitmeliydi

Bardakçı, Şevket Çoruh’a devredilen “kavuk” ile ilgili olarak eleştiride bulundu. Habertürk yazarı Çoruh’un kavuk töreninde doğaçlama yapmadığını ifade etti

Oyuncu Rasim Öztekin, Kel Hasan Efendi'nin kavuğunu, düzenlenen törenle oyuncu Şevket Çoruh'a teslim etti. Fotoğraf: AA

Rasim Öztekin, Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun önemli simgelerinden biri olan kavuğu 20 Eylül'de Şevket Çoruh’a devretti.

Habertürk yazarı Murat Bardakçı kavuğun devredildiği törene dair eleştirilerde bulundu.

“Rasim Öztekin’in kavuğu Şevket Çoruh’a devretmesi münasebeti ile geçenlerde Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde yapılan merasimi TV’den, internetten, vesaireden bilmem seyrettiniz mi?” sorusunu gündeme getiren Bardakçı, “Şevket Çoruh kavuğu devralırken tabii ki duygulandı, galiba gözleri de yaşardı, sonra teşekkür konuşması yaptı ama temeli ‘hazırcevaplık’ olan tulûata hiç yakışmayan bir iş etti ve konuşmasını ‘irticalen’, yani ‘doğaçlama’ değil; önceden hazırladığı notların yazılı olduğu kâğıda bakarak okudu!” dedi.

“Bu hareket tulûatın da, lûbiyatın da, ortaoyununun da mânâsına terstir ve herhalde geçmişteki bütün tulûatçıların ruhlarını muazzep etmiştir!” eleştirisinde bulunan Bardakçı Habertürk’teki yazısında ‘kavuk’un tartışmalı olduğunu belirterek şöyle devam etti:

Ortada kimin külâhının nereye ve hangi kavuğun kime gittiğine dair bir muamma mevcuttur ama tekrar söyleyeyim: Kavuğun senelerdir devam eden devriâlemi, oyunculukta ortaoyununu temel alan üslûba şimdilik zayıf da olsa bir gelenek teşkil etmesi bakımından hoş bir iştir.
Ama, böyle bir heves ile çaba bazı kurallara riayeti ve kavuğun eşe-dosta ikramını değil, Kel Hasan’ın yahut İsmail Dümbüllü’nün yolunu takip edenlere, yani tulûat erbabına gitmesini gerektirir!
İnce bir zekâ ve imbikten geçmiş nükte kabiliyeti gerektiren “ortaoyunu”, “tulûat” ve “lûbiyat”; zamanımızda artık “stand-up gösterisi”dir; hattâ bu gösterilerde arada bir sarfedilen müstehcen ifadeler de eski devirlerin erkek meclislerine mahsus “dalyan muhaveresi”ni andırır.

“Stand-up’ın günümüzdeki üstadı Cem Yılmaz’dır”

Neticede, “Kel Hasan’ın kavuğu” olduğuna inanılan serpuş doğaçlama bir teşekkür konuşması yapmaktan çekinen dizi oyuncularına değil zamanımızın gerçek tulûatçılarına gitmelidir ve bu işin başta gelen erbabı da tulûat ve benzeri sanatların, yani “stand-up”ın günümüzdeki üstadı Cem Yılmaz’dır!

Fakat, böyle bir ihtimal şayet hakikat olsaydı Cem Yılmaz külâhı kabul eder miydi, etmez miydi, işte onu bilemem…

Cem Yılmaz kavuk sorusuna yanıt vermişti

Haber Global’de Candaş Tolga Işık'ın sunduğu "Az Önce Konuştum" programında '"Kavuk neden bana verilmedi?' diye hiç düşündüğünüz oldu mu?" sorusuna Cem Yılmaz yanıt vermişti.

Yılmaz, "Bu konu gerçekten duygusal yaklaştığım bir konu. Kavuk meselesi çok spesifik bir konu. Gençliğimden beri benim adım arada geçer, bu konuda benim fazla cüretkar olduğum zannedildiği havalar da estirildi ama bu başka bir disiplin” demişti.

Yılmaz şöyle devam etmişti:

Kültür sanat dünyasında böyle zincirlerin devam ettiği çok az şey var. Bu olaya magazin tarafından bakmamak gerekiyor. Çanak çömleği patlatmamak lazım. Ben başarılı bir komedyen olabilirim ama ben o dünyanın adamı değilim. Şevket Çoruh kavuğu hak ediyor.

 

Independent Türkçe, Habertürk, Haber Global

DAHA FAZLA HABER OKU