Cumhurbaşkanı Erdoğan: BM'nin güçlü bir tavır almasının vakti gelmiştir

Bölgesel gelişmeler ve aşı çalışmalarına değinen Erdoğan, BM'nin etkin bir politika üretmesi gerektiğini vurguladı

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, video konferans yöntemiyle gerçekleşen Birleşimiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulundu.

BM başta olmak üzere çok taraflı örgütlerin reform ihtiyacı olduğunu kaydeden Erdoğan, Güvenlik Konseyi'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınını gündemine almasının aylar sürdüğünü ifade etti.

Salgının başında ülkelerin kendi haline terk edildiği bir manzara ortaya çıktığını vurguşayan Erdoğan, "Dünya 5'ten büyük tezinin haklılığını bir kez daha görmüş olduk" dedi.

Erdoğan, Güvenlik Konseyi'nin yeniden yapılandırılması gerektiğini ifade ederek, "Şeffaf ve hesap verilebilir bir yapıya dönüştürmeliyiz. Küresel sorunlara karşı yerel çözümler ancak günü kurtarır. Çok taraflı iş birliği için elimizdeki kurumları ve mekanizmaları en etkin şekilde kullanmalıyız. Uzun vadeli çözümler için uluslararası dayanışma şart" diye konuştu.

"Aşı, insanlığın ortak istifadesine sunulmalıdır"

Salgın sürecinde Türkiye'nin attığı adımlara ilişkin bilgi veren Erdoğan şunları kaydetti:

141 ülkedeki 100 binden fazla vatandaşımızın evlerine dönüşünü sağladık. 5 bin 500'den fazla yabancıyı vatanlarına kavuşturduk. Kimseden herhangi bir karşılık beklemedik, beklemiyoruz. Milletimizin mayasında girişimci ve insani dış politikamızın özünde vardır.

Tüm dünyada gerçekleşen aşı çalışmalarına da değinen Erdoğan, "Hangi ülkede üretilirse üretilsin, kullanıma hazır hale getirilecek aşılar, insanlığın ortak istifadesine sunulmalıdır. Buradan bir kez daha tıbbi malzeme, ilaç tedariki, aşı geliştirme çalışmalarının rekabet konusu yapılmaması çağrısında bulunuyorum" dedi.

"Suriye'deki ihtilaf ülkemizin güvenliği için tehdit oluşturuyor"

Erdoğan, Suriye'de 10. yılına giren ihtilaf Türkiye'nin güvenlik ve istikrarı için tehdit oluşturmaya devam ettiğini belirterek, "Bölgede PKK/YPG terör örgütü ile mücadeleyi sürdürüyoruz. Tüm terör örgütlerine karşı aynı ilkeli durumu takınmadan Suriye meselesine kalıcı çözüm bulamayız" ifadelerini kullandı.

Milyonlarca Suriyeli'nin vatanlarından ayrılmalarının ülke olarak önüne geçtiklerini vurgulayan Erdoğan şunları kaydetti:

Son olarak bu kardeşlerimiz için İdlib'de ve diğer yerlerde on binlerce briket konut inşa ediyoruz. Bütün bu faaliyetleri uluslararası toplumdan ve kuruluşlardan kaydadeğer destek almadan kendi imkanlarımızla yürütüyoruz. Özellikle BM'nin himayesinde başlatılan Suriyeliler tarafından da sahiplenilen, yönlendirilen siyasi sürecin başarıyla sonuçlandırılması gerekiyor. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi bütünlüğü korunmuş olarak kalıcı bir barışa dönüşmesi ancak bu şekilde mümkündür.Bugün dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye gibi ülkeler yaptıkları fedakarlıkla tüm insanlığın onurunu kurtarıyor. Avrupa'da bazı devletler malesef sığınmacılar ve göçmenlerin hakkını ihlal ediyor. Bu ihlaller karşısında BM'nin güçlü bir tavır almasının vakti gelmiştir.

Libya'daki gelişmelere de değinen Erdoğan, "Libya'da darbecilerin geçen yıl meşru milli mutabakat hükümetini devirmek için başlattığı saldırılar bu ülkeye sadece acı ve yıkım getirmiştir. Libya'nın yardım çağrısına somut cevap veren ve destek sağlayan tek ülke Türkiye olmuştur" dedi.

"İsrail, işbirlikçilerin yardımıyla kaleyi içeriden fethetme girişimine hız vermiştir"

İsrail ve bazı Arap ülkeleri arasında başlatılan normalleşme adımlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Asrın anlaşması adı altında Filistin tarafına dayatılmaya çalışalan teslim belgesi reddedilince İsrail işbirlikçilerin yardımıyla kaleyi içeriden fethetme girişimine hız vermiştir. Türkiye olarak izin vermeyeceğiz" dedi.

Erdoğan ayrıca, "Yukarı Karabağ sorunu başta olmak üzere bölgedeki itilafların Azerbaycan'ın ve Gürcistan'ın toprak bütünlüğünü AGİT kararlarıyla bir an önce çözülmesinden yanayız. Keşmir sorunu halen çözüm bekliyor. Keşmir'in özel statüsünün ilgasının ardından atılan adımlar sorunu daha da karışık hale getirmiştir" diye konuştu.

"Doğu Akdeniz'de 'kazanan hepsini alır' anlayışıyla hareket eden ülkeler var"

Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmelerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Bir süredir yaşanan gerilimin gerisinde kazanan hepsini alır anlayışıyla hareket eden ülkeler bulunuyor. Ülkemizi dışlama amaçlı nafile adımların kesinlikle başarı şansı yoktur. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, meşru çıkarlarında gözümüz bulunmuyor" dedi.

Erdoğan şöyle devam etti:

Yunanistan ile Kıbrıs Rum kesiminin maksimalit taleplerle attıkları tek yanlı adımlar atmıştır. Bölgedeki doğal kaynaklar sözkonusu olduğunda ülkemizin yok sayılması ne akıl, ne vicdan ne de uluslararası hukukla izah edilebilir. Anlaşmalarımızın samimi diyalogla, uluslararası hukukla çözümü öncelikli tercimizdir. Ancak saldırıya asla müsamaha göstermeyeceğimizi ifade etmek istiyoruz. Diyalog ve işbirliğini tesis edecek çağrımızı bu amaçla buradan yinelemek istiyoruz. İçinde Kıbrıs Türklerinin de yer aldığı bölgesel bir konferans düzenlenmesini teklif ediyoruz.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU