İBB'nin kadın ve çocuk politikaları ne durumda?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu'nun seçim vaatleri arasında yer alan kadın ve çocuklara yönelik projelerinin bugün geldiği aşamayı, İBB Sosyal Hizmet Dairesi Başkanı Yavuz Saltık ile Sosyal Politikalar Koordinatörü Zelal Yalçın'a sorduk

Fotoğraf: İBB Sosyal Hizmetler Dairesi

Seçim zamanı adayların en önemli vaatlerinden birisi de çocuklar için kurulması planlanan kreşler ve kadınların güven içinde hareket edeceği bir şehir tasavvuruydu.

Ancak seçimler bitti ve iş icraatlara geldi. Bir yıldan fazladır İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı koltuğunda Ekrem İmamoğlu oturuyor.

İmamoğlu, seçim döneminde 4 yılda 150 kreş yapacağı sözü verdi ve şehrin kadınlar için daha rahat hale gelmesi için projelerinin olduğunu çeşitli platformlarda dile getirdi.
 

PHOTO-2020-09-15-16-15-51.jpg
Fotoğraf: İBB Sosyal Hizmetler Dairesi


Peki, bu sosyal hizmetler projeleri ne durumda ne durumda? Bir yıllık başkanlık sürecinde kadınlar ve çocuklar için hangi adımları atıldı? 

Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı bünyesindeki 5 müdürlükle hizmetlerini sürdürdüklerini ifade eden Sosyal Hizmet Dairesi Başkanı Yavuz Saltık, kenti kadınlar, çocuklar ve engelliler için daha elverişli hale getirmek için birçok projeyi uygulamaya çalıştıklarını söylüyor.  
 

PHOTO-2020-09-15-16-20-07_1.jpg
İBB Sosyal Hizmet Dairesi Başkanı Yavuz Saltık / Fotoğraf: İBB


Kadın ve çocukların kendileri için öncelikli olduğunu ifade eden Saltık, faaliyetlerini şu başlıklarla anlatıyor:

Engelli Hizmetleri Müdürlüğü, vatandaşlarımızı toplumla kaynaştırmaya dayalı yeni hizmet modeli hayata geçiriyor. Var olan pek çok merkez hizmetine devam ederken, Başakşehir Engelliler Rehabilitasyon Merkezi, Tuzla Engelliler Rehabilitasyon ve Sanat Merkezi, Fatih Otizm Merkezi, Bağcılar Görme Engelliler Adaptasyon Merkezi, Beyoğlu Engelsiz Sanat Galerisi ve Sancaktepe İşitme Engelliler Rehabilitasyon Merkezi de faaliyetlerine başlıyor. Bir süredir kapalı olan Florya Engelliler Kampı'nı da yeniden hizmete sokacağız.

Kadın ve Aile Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren İSADEM (İstanbul Aile Danışmanlık ve Eğitim Merkezleri) çalışmalarını sürdürürken, kadına yönelik şiddetle mücadele için ilk kabul merkezi ve sığınma evi, çocuk koruma ve koordinasyon merkezi de çalışmalar yapıyor.

 

PHOTO-2020-09-15-16-15-51_4.jpg
Fotoğraf: İBB


Sosyal Hizmetler Müdürlüğü bünyesinde ise pek çok sosyal destek hizmetinin hayat bulduğunu söyleyen Saltık, "Sosyoloji Ekonomik Destek Sistemi (SEDEP) ile ailelere gerçek ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde sosyal yardım sağlıyoruz. Mahalle kültürünü yeşertmek, dayanışma ilişkilerini güçlendirmek, mahalledeki kadına, çocuğa yaşlıya ve engelliye en yakın hizmet alanlarını oluşturmak için Mahalle Evleri'ni hizmete açacağız. Halkla İlişkiler Müdürlüğü bünyesinde STK Koordinatörlüğü kurduk. Gözüm Kulağım İstanbul Görüntülü Çağrı Merkezi projemiz ile işitme engelli vatandaşlarımızın çağrılarına işaret diliyle yanıt verip çözüm geliştiriyoruz. İBB'nin şimdiye değin iletişim noktası olmayan ilçelerde iletişim noktaları açıyoruz" diye konuştu.


"Bağımlılıkla mücadelede topyekûn bir savaş olması gerekiyor"

Bağımlılıkla da mücadele ettiklerini kaydeden Saltık, pandemi nedeniyle zor durumda kalan vatandaşlara ellerindeki imkanlarla yardımcı olmaya çalıştıklarını söylüyor.

Göç birimini de kurduklarını anlatan Saltık, "Bağımlılıkla mücadele bizim önem verdiğimiz konu başlıklarından biri. Öyle ki İBB bünyesinde sadece bir birim olan bu alanı Bağımlılıkla Mücadele Müdürlüğü'ne taşıyoruz. Yakında bu müdürlüğe bağlı birimler çalışmaya başlayacak ve önemli bir sosyal sorun olan bağımlılıkla mücadelede hizmetin sınırlarını genişleteceğiz" dedi. 

Büyükçekmece, Arnavutköy ve Beykoz'da rehabilitasyon merkezleri projeleri olduğunu aktaran Saltık, "Bağımlılıkla mücadelede topyekûn bir savaş olması gerekiyor. Bu mücadeleyi hep birlikte ve kararlı bir şekilde yürüteceğiz. Bu süreçte öncelikli odağımızı kişilerin bağımlı olmamaları için geliştireceğimiz koruyucu ve önleyici farkındalık çalışmaları olacak" ifadelerini kullandı.
 

PHOTO-2020-09-15-16-17-18_5.jpg
İBB Sosyal Hizmet Dairesi Başkanı Yavuz Saltık / Fotoğraf: İBB


"Dayanışmanın üst seviyeye çıktığı bu günleri İstanbullularla birlikte yaşadık, yaşıyoruz"

"Pandemi süreci tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de oldukça zor geçiyor" diyen Saltık, koronavirüs pandemisinin oluşturduğu etkiyi azaltmaya yönelik çalışmalardan ise şu sözlerle bahsetti:

Özellikle ülkemiz ekonomisinin birincil taşıyıcısı olan İstanbul'da bu süreçte pek çok vatandaşımız ekonomik anlamda zorlandı. İşini kaybedenler, kirasını ödeyemeyenler, evine ekmek götüremeyenler arttı. Bu süreçte İBB olarak odağımızı değiştirdik ve pandeminin etkilerini azaltmak öncelikli hedefimiz oldu.

'Birlikte Başaracağız' üzerinden gelen başvuruların yanı sıra dijital okuryazarlığı daha az ya da online platformlara erişim sınırı olan kâğıt toplayıcılar, Roman gruplar, ev işlerinde çalışan gündelikçi kadınlar, kuaför-berber çalışanları, sokak sanatçıları gibi gruplara özel ağlar üzerinden destek ulaştırdık.

Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı olarak sosyal yardımları arttırdık. Bizi arayıp 'Gıda Destek Paketi' talep eden her vatandaşımızın çağrısına koştuk. 560 bin yardım paketi dağıttık. 'Market Çeki', 'Askıda Fatura' gibi hizmetlerle vatandaşlarımızı buluşturduk. Dayanışmanın üst seviyeye çıktığı bu günleri İstanbullularla birlikte yaşadık, yaşıyoruz… Bu çalışmalarımız dünyada takdir edildi ve örnek gösterildi.


Göçmenler meselesi hakkında da açıklamlarda bulunan Saltık, "İBB olarak pandemi sürecinde İstanbul'da yaşayan göçmenlere gıda ve hijyen paketi, bebek maması-bezi ile maske dağıtımı yapıldı. Ancak göçmenlere yönelik kalıcı çözümler üretilmesi gerekiyor. Bu nedenle Göç Birimi'ni kurduk" dedi.

İstanbul Göç Araştırması ve çalıştaylardan çıkan sonuçlarla bir Göç Birimi stratejisi oluşturulduğunu anlatan Saltık, bu birimin, göçmenlere verilen hizmetlerde İstanbul'daki ilçeler arasında koordinasyon görevini üstleneceğini aktardı.
 

PHOTO-2020-09-15-16-15-51_7.jpg
Fotoğraf: İBB


"Hedefimiz yetmiş beş bin öğrenciye 8 ay üzerinden burs vermek"

Eğitim yardımı konusunda ise üniversite öğrencilerine burs vermenin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun seçim vaadi olduğunu hatırlatan Saltık, "Hedefimiz yetmiş beş bin öğrenciye 8 ay üzerinden burs vermek" diye konuştu.

On beş bin öğrenci ile burs vermeye başladıklarını ve bugüne kadar bu sayıyı otuz bine çıkardıklarını aktaran Saltık, "Bu sayıyı daha da artıracağız. Şehit çocukları, öksüz/yetim çocuklar ve engelli çocuklara yılda bir verilen eğitim desteğini yüzde 20 artırdık. 91 bin 458 çocuğa bu şekilde ulaştık" dedi.

Saltık, "Bizim belediyeciliğimizin bir önceki dönemden en temel farkı ne olacak diye sorsanız, şöyle özetlemek isterim: Bizim hedefimiz, motivasyonumuz ve idealimiz, yardıma ihtiyaç duyan insan sayısını minimize edecek bir sosyal hizmet politikasını hayata geçirmek olacak! Bunun adına 'Sosyal Yardım Siteminden Mezuniyet' diyoruz. Çalışmak her vatandaşın en doğal hakkı. Bunun için hanede iş gününe katılacak durumda olan vatandaşlarımızı meslek ve iş sahibi yapmayı önümüze koyduk" sözleriyle süreci anlattı.
 

PHOTO-2020-09-15-16-15-51_8.jpg
Fotoğraf: İBB


"'Yuvamız İstanbul', kaliteli eğitimiyle geleceğin güçlü bireylerini yetiştirecek"

Başkan İmamoğlu'nun "150 Mahalleye 150 Kreş" projesinin geldiği aşamayı da anlatan Saltık, ilk yılda 15 kreşin tamamlandığını aktardı:

'Yuvamız İstanbul', çocuklarımıza olduğu kadar çalışan annelerimize de büyük kolaylık sağlayan bir proje. Seçim vaatlerimizden biri olan bu projede hedefimiz İstanbul'un 150 mahallesine 150 kreş açmak. İlk etapta 15 kreş tamamladık. Bu kreşler için kayıtlar alındı. Koşullar uygun olduğunda hizmete başlamaya hazırız. Boğaziçi Üniversitesi ve Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ile proje ortaklığı yaptığımız bu çalışmada kaliteli eğitimi, güvenli ve sağlıklı bir ortamda sunacağız.

Kendine güvenen, doğaya duyarlı, insan hak ve özgürlüklerine saygılı ve eleştirel ve analitik düşünen bireyler yetiştirmeyi hedefleyen 'Yuvamız İstanbul', kaliteli eğitimiyle geleceğin güçlü bireylerini yetiştirecek. Böylece anne-babalar gönül rahatlığıyla işlerine gidecek, çocuklarımız ise güvenli ellerde olacak.

Pandemi sürecinin, çalışmaları bir miktar aksatmış olsa da yeni merkezlerin inşaatının devam ettiğini söyleyen Saltık, "Biz bu merkezleri öncelikle yoksulluk ve çocuk sayısını dikkate alarak kuruyoruz. İstanbul'da maalesef bu hizmet için nitelikli yer bulmak zor; ama önümüzdeki dönemde kiralama yöntemiyle süreci hızlandıracağız" dedi.
 

PHOTO-2020-09-15-16-15-51_6.jpg
Fotoğraf: İBB​​​​​​​


Saltık, "Pandeminin ikinci dalgası nedeniyle daha tedbirli olmak, halk sağlığını gözetmek önceliğimiz. Yuvalar, personel ve hatta çocuklar hazır. Hizmete açılması için İBB bünyesinde bulunan Bilim Kurulu'nun görüşleri bizim hareket etmemizde belirleyici olacak" ifadelerini kullandı.

Kabul koşulları için ise, ailelerin gelir düzeyleri, hanedeki çocuk sayısı, ailede engelli bir bireyin olup olmaması, annelerin çalışıyor olması gibi pek çok kriter oluşturduklarını anlatan Saltık, "Ücret için 3 kategori belirlendi: 690 lira tam ödeme yapacak yüzde 70 kabul için geçerli olan ücret. Hane geliri ve diğer ölçütlerle yüzde 50 indirimli kabul yapacağımız yüzde 20'lik bir kontenjanımız bulunuyor. Ayrıca hiç ücret ödemeyecek olan yüzde 10 kontenjanımız var" diye vurguladı. 
 

PHOTO-2020-09-15-16-15-51_2.jpg
Fotoğraf: İBB​​​​​​​

 
"Bu kentte hizmet yaparken kadınlar ve çocuklar unutulmuş ve hatta yok sayılmış"

Kreş meselesinin neden bu kadar gündem haline geldiğini de sorduğumuz Sosyal Hizmet Dairesi Başkanı Saltık, "Yerel yönetimlerin misyonu, insanların hayatına doğrudan temas etmek ve yaşam kalitelerini her yanıyla artırmak olmalı! Bunu yaparken de en çok ihtiyaç sahibi olan en dezavantajlı kesimler öncelik haline getirilmeli" diye yanıtladı ve ekledi:

Bu kentte hizmet yaparken kadınlar ve çocuklar unutulmuş ve hatta yok sayılmış. Oysaki en olağanüstü hallerde dahi 'Önce kadınlar ve çocuklar!' denir, değil mi? Bir aile için (zengin de yoksul da olsa) çocuğuna iyi bir gelecek sunmak ortak bir hayaldir. Ekonomik gücü olan aileler bunu kendi olanakları ile sağlayabilirken, bu güce sahip olmayan hanelerdeki çocuklar kaderlerine terk edilmiş durumda.

Kreş bir çocuğun hayatını değiştirebilecek bir başlangıç imkanı sağlıyor. Onları hayata hazırlıyor, akademik başarılarını destekliyor. Başta anneler olmak üzere tüm ebeveynler bunun farkında. Beni ziyarete gelen erkek misafirlerim dahi, 'Yavuz Bey, kreşler ne zaman açılıyor?' diye soruyor. Bu beni açıkçası gururlandırıyor. İnsanların hayatlarına bu denli etki eden bir projeyi hayata geçiriyor olmak heyecan verici.

 

PHOTO-2020-09-15-16-15-51_1.jpg
Fotoğraf: İBB​​​​​​​


"İnsanı, tekrar odak noktası haline getiriyoruz; hepimizin gözünün nuru çocuklardan başlıyoruz"

"Geçen dönemlerde İstanbul'a pek çok yatırım yapıldı; ancak bu yatırımlar yapılırken insanı odağına alan bir planlamadan ziyade öngörüsüz bir kalkınma hedefi ile gerçekleştirildi" görüşünü dile getiren Saltık, "Şimdi insanı tekrar odak noktası haline getiriyoruz. Buna da hepimizin gözünün nuru olan çocuklardan başlıyoruz. Biz bu dönem için 150 kreşi hedefledik. Ama asıl hedef her mahalleyi ve her çocuğu bu hizmetle buluşturmak. Umarım bundan sonra da yerel siyasetin de genel siyasetin de gündeminde öncelik çocuklarımız olacak" şeklinde konuştu.
 

E27A9046.JPG
Fotoğraf: İBB​​​​​​​

 
"Kadınların çocuk sahibi oldukları ilk günden itibaren çok yönlü desteğe ihtiyaçları var"

İBB Sosyal Politikalar Koordinatörü ve aynı zamanda "Yuvamız İstanbul" projesinin isim annesi de olan Zelal Yalçın ise öncelikle kendisinin yaşadığı sıkıntıları hatırlatarak,  bu projenin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.

Kaldırımların bozukluğu, trafiğin yoğunluğu ve yeşil alanların az olmasından dolayı annelerin ve çocukların zorluklarla şehirde yaşadığını aktaran Yalçın, "Ben 6 yaşında bir kız çocuğu annesiyim. Özellikle çocuğum küçükken gündelik yaşamım engelli bir insanın hayatı kadar sınırlı ve zorluklarla doluydu. Özellikle tekerlekli araç kullanıcısı insanların gündelik pratiğini hemen her ebeveyn deneyimliyor aslında" sözleriyle durumun önemini aktarıyor.
 

E27A9041.JPG
İBB Sosyal Politikalar Koordinatörü Zelal Yalçın / Fotoğraf: İBB​​​​​​​


"Bebek arabası ile hareket etmenin imkansız olduğu sokaklar, yeşil alana ulaşmaktaki zorluklar, bakım yükünün kadınların omzuna kalması, mümkünse de eşiniz ve varsa yakın akrabalar arasında çözmek, sağlık, bakım gibi pek çok ihtiyacın varlığını birebir kendi pratiğimden de çevremdeki anne ve çocukların ihtiyaçlarından da, uzun yıllar alanda gözlemlediklerimden biliyorum" diyen Yalçın, zerinde önemli durdukları projelerden şu sözlerle bahsediyor:

Seçim kampanyasında Ekrem Başkanın Sosyal Politikalar Koordinatörlüğü'nü yürüttüm. Bu süreçte tam da bu ihtiyacın bilgisini ve çözüm olanaklarını politika vaatlerine taşımaya çalıştım. İsim annesi olduğum 'Yuvamız İstanbul' da bu projelerin en önemlilerinden birisi. Kadınların çocuk sahibi oldukları ilk günden itibaren çok yönlü desteğe ihtiyaçları var.

Hayalimizi şöyle özetlemek isterim: Kentimizi, hizmet ve politikalarımızı çocukların ve onlara bakan anne babaların ihtiyaçları doğrultusunda düzenlemek! Bu yüzden yeşil alanların artırılması, kreşler, 0-4 yaş bebeği olan annelere ücretsiz ulaşım gibi politikalar önceliğimiz.

 

E27A9032.JPG
Fotoğraf: İBB​​​​​​​


Kreş hizmetleri sayesinde çocuklu kadınların iş hayatına daha rahat atıldığını belirten Yalçın, kreşlerin doğrudan istihdam yarattığını ve dolaylı olarak da çalışma hayatında kadınlara yer açtığını vurguluyor:

Kreş hizmeti, çalışma hayatına katılmak isteyen kadınların, çocuklarına kaliteli ve erişilebilir eğitim ve bakım hizmeti sağlamak isteyen tüm anne babaların uzun yıllardır talebiydi. Kadın hareketi ve çocuk alanında çalışan sivil toplum örgütleri bunu her fırsatta dile getiriyordu.

Yerel yönetimlerin bu alanda yetki ve sorumluluğu olmasına rağmen, sınırlı sayıda belediye bu hizmeti sağlıyor. İBB ise bütçesi, kaynakları ve imkânları olmasına rağmen bu alanda daha önce hiç varlık göstermemiş. Oysa erken dönem çocuk bakım hizmetlerine yapılan yatırım geri dönüşümü en yüksek olan yatırımdır.

Nobel ödüllü Profesör Heckman'ın araştırmasına göre, bu döneme yapılan 1 dolarlık yatırım ilerleyen yıllarda ekonomide 7 -10 dolarlık geri dönüşüm sağlıyor. Bu yüzden İstanbul'un kaynaklarını İstanbul'un geleceğine ihanet eden Kanal İstanbul gibi projelere değil, çocukların bugününe, yani Türkiye'nin geleceğine yatırmaya karar verdik. Kentin yoksul ve ihtiyaç sahibi çocuklarını iyi bir geleceğe sahip olabilmesi için diğer çocuklarla eşitlemek için Yuvamız İstanbul uzun dönemli planın bir parçası olarak hayata geçiyor.

 
Peki İstanbul'un altyapısı ve sosyal yapısı bugün kadınlar ve çocuklar için ne kadar uygun imkanlara sahip?

"Kör" noktaların kendileri için öncelikli olduğunu ifade eden Yalçın, "Şehir planlaması tüm yanları ile kadınları, çocukları, yaşlıları, engellileri, gençleri etkiler. Şehri çocuklar ve onlara bakım verenlerin ihtiyaçlarına göre planlamak pek çok kesimin ihtiyacı ile kesişen çözümler üretiyor. Şehrin meydanlarını, sokaklarını, ulaşımını, yeşil alanını planlarken bu ihtiyaçları gözetiyoruz" diyor.

Pek çok çalışmayı, çocuk, aile ve engelli katılımıyla gerçekleştirdiklerini söyleyen Yalçın, "Bunu bir kültür olarak da belediyeye yerleştirmeye çalışıyoruz. Park Bahçeler ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı, çocuk çalıştayları düzenleyerek plan ve projelerini geliştiriyor. Kültür Daire Başkanlığı da kültür-sanat faaliyetlerini çocukların ve kadınların ihtiyaçlarını ama öncelikle de yoksul mahalleleri gözeterek gerçekleştiriyor. İstanbul Planlama Ajansı (İPA) bünyesinde yoksulluk ve nüfus verilerine dayanarak geliştirilen Yatırım ve Hizmet Haritası bizim için bir yol haritası niteliğinde. Kentin daha önce hizmet gitmeyen, yoksul ve ihtiyaç sahibi nüfusunun yoğunlaştığı 'kör' noktaları bizim önceliğimiz" diye konuşuyor.
 

PHOTO-2020-09-15-16-15-51_3.jpg
Fotoğraf: İBB​​​​​​​​​​​​​​


İmamoğlu'nun yönetimindeki bir yıllık süreç hakkında da konuşan Yalçın, pandeminin gelmesiyle olağanüstü bir yıl olduğunu hatırlatıyor.

"Geride bıraktığımız bir yıl sadece bizim değil tüm dünya için Kovid-19 pandemisi nedeniyle olağanüstü bir yıl oldu" diyen Yalçın sözlerini şöyle sürüdürüyor:

Yoksullukla mücadele önceliğimizdi. Ama bu olgu, yatırım ve hizmetlerin sürdürülmesinin önünde bir engel ya da bahaneye dönüşmedi bizim için. Pandemi aile içi şiddetle mücadeleyi de öncelememize neden oldu. Bu dönemde 40 odalı sığınma evini hayata geçirdik.

Şiddet yaşantısından kaçan kadın ve çocuklar için güvenli bir alan oluşturduk. Çocuk ihmal ve istismarı ile mücadele için Çocuk Koruma ve Koordinasyon Birimi açtık. 0-3 yaş arası bebeklere ve annelerine yönelik rehberlik programı olan İstanbul95'in hazırlıklarını tamamladık. 0-4 yaş arası anneler için ücretsiz ulaşımı hayata geçirdik.

Her ay 3-6 yaş arası 92 bin çocuğa ücretsiz olarak İstanbul Halk Süt'ü ulaştırıyoruz. 15 Yuvamız hazır ve hizmete açılmayı bekliyor. Tüm bunların yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin yol haritası niteliğinde olan Yerel Eşitlik Eylem Planı için hazırlıklarımızda son aşamaya gelmiş durumdayız.

 

E27A9017.JPG
Fotoğraf: İBB​​​​​​​


150 kreşin açılmasıyla çoğunluğu kadın olmak üzere 3 binden fazla insanın istihdam edileceğini vurgulayan genç kadın sözlerini şöyle bitiriyor:

Kreşlerin tamamı açıldığında, çoğunluğu kadın olan 3 binden fazla kişiye doğrudan istihdam alanı sağlanacak. Ayrıca bakım hizmeti karşılanacak 15 bin çocuğun annesi için de çalışma yaşamına girebilmesi için çok önemli bir destek mekanizması olacak. Şimdiden yüzlerce insan için iş kapısı olmuş olan bu proje bu yüzden çok kıymetli çok anlamlı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU