Tarikat şeyhinin istismarına uğradığı öne sürülen kızın babası: 50 milyon teklif ettiler, reddedince 100’ü aşkın ölüm tehditi aldık

Para teklifinin şikayetçi olmaması karşılığında yapıldığını iddia eden mağdur kız çocuğunun babası F.A, "Biz Allah ve peygamber sevgisiyle yaklaşmıştık. Cahilliğimizin bedelini kendi çocuğumuzla ödedik" diye konuştu

Uşşaki tarikatı lideri Eyüp Fatih Şağban, cinsel istismarla suçlanıyor / Fotoğraf: Twitter

Kamuoyunda “Uşakki Tarikatı Şeyhi” olarak bilinen Fatih Nurullah lakaplı Eyüp Fatih Şağban, müridinin 12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanmıştı.

Sözcü Gazetesi’nden İsmail Saymaz, istismara uğradığı öne sürülen kız çocuğunun babası F.A’ya ulaşarak konuştu.

Baba F.A., Akyazı Jandarma Karakolu'nda ifade verdikleri sırada Şeyh Fatih Nurullah ve müritleri tarafından, şikayette bulunmaması karşılığında kendisine 50 milyon TL teklif edildiğini ileri sürdü.

F.A, teklifi reddetmesi üzerine de bu kez 100 kez ölüm tehdidi aldığını öne sürdü.

F.A., mesleğinin sıhhi tesisatçılık olduğunu belirterek, Şağban ile yılında bir tesisat işlerini yapması vasıtasıyla tanıştığını zamanla ilişkiyi geliştirerek cemaate dahil olduğunu söyledi.

“Kızım, ‘Bu adam bana kötü şeyler yaptı’ dedi”

Geçen şubat ayında Sakarya Kuzuluk'taki dört katlı inşaatın tesisat işini Şağban’ın kendisine teklif etmesiyle birlikte buraya geldiğini, pandemini de başlamasıyla Şağban’ın teklifi üzerine burada kalmaya başladıklarını söylen F.A., sözlerine şöyle devam etti:

Aslında kızım dergahın çay dağıtım işini yapmıyor. Fatih Nurullah, “Çayı Y. getirsin” diye tembihlemiş. Kurban Bayramı'ndan bir hafta sonra Avcılar'a gittik. Evi taşıdık. Eşyayı yerleştirirken, Fatih Nurullah'ın resminin bulunduğu duvar saatini kızım indiriyor. “Anne, asmasak olmaz mı?” diyor. Annesi “Neden?” diyor. “Bu adam bana kötü şeyler yaptı, birkaç defa öptü” diyor. Annesi “Yanlış anlamışsındır” diye kapatıyor.

Çocuğa ne yaptın diye soran eşine “Bana eş olarak verdin ya” demiş

Kızım birkaç gün sonra Fatih Nurullah'ın avret yerini ellediğinden, dudaklarını defalarca öptüğünden bahsediyor. Eşim 27 Ağustos'ta Fatih Nurullah'ı arıyor. “Çocuğa ne yaptın?” diyor. “Bekaretini bozacak bir şey yapmadım” diyor. Peki, ne yaptın? “Bana eş olarak vermiştin ya” diyor. “Yalan söyleme” diyor.

Fatih Nurullah, çıkmaza girdiğini düşünüyor ve haberim olacağından korkuyor. Saat 14.37'de beni aradı. “Hata ettim” dedi. Zaten o gün kızım, “Rüyada Fatih Efendi'yi gördüm. Ateşe atıyordum” demişti.

“Paraya sıkışmışsındır, sana para göndereceğim”

F.A, iddialarını şöyle sürdürdü:

Kızımın söylediğine göre Fatih Nurullah, iç çamaşırını çıkarmış. “İleri gitti mi?” diye sorunca çocuk ağladı. Tecavüzden şüphelendim. Fatih Nurullah “Bekaretini bozmadım” deyince “Utanmıyor musun!” dedim. Eşim bana dedi ki, “Bunlar güçlü, uğraşamayız. Savcılığa versek bir şey tutturamayız. Allah belasını versin, uğraşmaya değmez.”

Çaresiz şekilde düşünürken, Fatih Nurullah'ın para babalığını yapan Z.H. aradı. “Paraya sıkışmışsındır. Sana para göndereceğim” dedi. İki dakika sonra Fatih Nurullah aradı. “Ebu Bekir olmak istemez misin?” dediği konuşma… Bu sözleri beni tahrik etti. Sandım ki, tecavüz gerçekleşti. Kendisi ne olduğunu söylemiyor. Kızım utanıyor. Eşime dedim ki “Hazırlan, gideceğiz, hesabını soracağız.

"Telefonla kafasına vurmam üzerine müridleri beni öldüresiye dövdü"

F.A., olayın ortaya çıkmasının ardından Şağban ile yüzleşmesini de şöyle anlattı:

İki çocuğumuzu komşuya emanet edip dört yaşındaki kızımızı yanımıza aldık. Kuzuluk'a doğru yola çıktık. Aklımdan geçenler iyi şeyler değildi. Eşim farkına vardığı için yolda jandarmayı aradı.

Baktık ki, jandarmalar orada. Müritler kapının ağzında etten duvar örmüş, şeyhi vermiyorlar. Şeyhin evde olmadığını söylüyordu. Münakaşa ederken, Fatih Efendi odasından indi.

Ses kaydını açtım. Mürit ve jandarmalara dinlettim. Fatih Nurullah'ın “Oğlum, büyütecek bir şey yok, aramızda hallederiz” demesi üzerine telefonla buna iki defa vurdum. Vurmamla beraber beni öldüresiye dövdüler. Kaçıp kurtuldum. Telefon olay yerinde kaldı. Bütün delillerim oradaydı. Eşime “Telefonu al” diye bağırdım. Eşim telefonu alıp çantasına koymuş. Almasaydı ses kayıtları çöpe gidecekti.

"Yolda yalvardı"

Jandarmanın her ikisini de birlikte ifade için götürdüğünü söyleyen F.A., “Onu ön kabine oturttu. Benim elimi kelepçelediler, bir şey yapmayayım diye. Giderken Fatih Nurullah yalvardı. “Seni aklına getiremeyeceğin servete kavuştururum, gel bunları anlatma” dedi. Biliyorum, istesem verir. Gözümü tek bir şey bürüdü: Suçluysa, yaptıysa bir hainlik, cezasını çeksin” diye iddiada bulundu.

"En son teklif ettikleri 50 milyon TL’ydi"

F.A., sözlerini şöyle sürdürdü:

Akyazı Jandarma Karakolu'nda ifademizi aldılar. Fatih Nurullah, jandarmalara yalvarıyor. “F. ve karısıyla beş dakika konuşabilir miyim” diye. Kabul etmedim. Müritleri “Gel vazgeç, ne istersen verecekler. Medya duymasın, aramızda çözelim” dedi.

Uçuk rakamlar teklif ettiler. İlk teklif ettikleri, 5 milyon TL'ydi. Sonra 20 milyon. Tarikatın Kıbrıs halifesi Erdoğan geldi. “Cemaatin 500 milyon serveti var, ne dilersen dile, vereceğiz” diye yemin şart ettiler. En son teklif ettikleri, 50 milyon TL'ydi. Kabul etmedim.

“Bu sefer ölüm tehditleriyle karşılaştık”

Sungurlu'ya geldik. Bu sefer ölüm tehditleriyle karşılaştık. Cemaatten 100'ün üzerinde tehdit aldık. Dost gibi yaklaşıp “Aldığın parayı yiyemezsin, sakat kalırsın, çoluk çocuğuna yazık” gibi tehditler…

Dedim ki, “Para teklif etmenize gerek yok. Bana cennet dahi vaat etseniz, davamdan vazgeçmeyeceğim. Bu yola başımı koydum. Bu adamın sahtekarlığını ortaya çıkaracağım. Öleceğimi bilsem vazgeçmeyeceğim.

Altı polis tarafından korunuyor

F.A., tehditler nedeniyle polis korumasında olduklarını, bir süre Çorum’da bir polis lojmanından kaldıklarını şimdi ise devletin belirlediği bir yerde bulunduklarını ve altı korumalarının olduğunu söyledi.

“Diyorduk ki bu adam mehdi”

F.A., olay olana kadar Şağban’a bakış açısını da şöyle anlattı:

Canımı feda edebileceğim kadar sevdiğim biriydi. Onu Allah dostu bilip sevdik. Son zamanlarda mehdilik çıkarmıştı. Yalan söyleyeceğini düşünmüyorduk. Diyorduk ki, bu adam mehdi. Şüphemiz vardı ama inanmak istiyorduk.

“Cahilliğimizin bedelini çocuğumuzla ödedik”

Baba F.A. şeyh Fatih Nurullah'ın müritlerinin, ona iftira atıldığına, büyü yapıldığına ve cezaevinden mehdi olarak çıkıp otorite kuracağına inanıldığını öne süren F.A. “Onu yıkmak için bu yola başvurmuşuz. Yüzde 80'i hâlâ destekliyor. Ben onun çirkin yüzünü önce kendi cemaatine ve sonra Türkiye'ye göstermek için uğraşıyorum. Bunu Allah rızası için yapmaya çalışıyorum. Bu sahtekarlıklar büyümesin” dedi.

Temiz inançlarının kötüye kullanıldığını söyleyen babanın son sözleri ise şu oldu:

Biz Allah ve peygamber sevgisiyle yaklaşmıştık. Cahilliğimizin bedelini kendi çocuğumuzla ödedik.

 

Independent Türkçe / Sözcü

DAHA FAZLA HABER OKU