Erdoğan: Ailelerin tercihine göre okul öncesi ve ilkokul 1. sınıf öğrencilerinden başlayarak okullarımızı eğitim öğretime açıyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim öğretime, salgın şartlarını dikkate alarak yüz yüze ve uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştirilecek bir sistemle devam edileceğini kaydetti

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eğitim öğretimde, yüz yüze ve uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştirilecek bir sistemle devam edileceğini kaydetti. 

Erdoğan, "Ailelerin tercihine göre okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerinden başlayarak okulları eğitim öğretime açıyoruz" dedi.

Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından açıklama gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamada bulundu.

Yeni tip koronovirüs (Kovid-19) salgınına dair tedbirleri değerlendiren Erdoğan, şunları kaydetti:

Kafe ve restoranlar kurallara uygunluk bakımından çok daha sıkı şekilde denetlenecektir. Toplu taşımada tüm illerimizde ayakta yolcu alınmasına kesinlikle müsaade edilmeyecektir. Maske kullanımı başta olmak üzere kurallara uymayanlara kesilen cezalar muhakkak tahsil edilecektir. Hükümet olarak marttan sonra açtığımız çok sayıda yüksek kapasiteli hastaneyle teşhis ve tedavi imkanlarını sürekli genişletiyoruz. Mevsim hastalıklarının yükü üzerimize binmeden günlük vaka sayılarını 100'ün altına, vefat sayılarını da mümkünse sıfıra indirmeliyiz. Kalabalık etkinliklerden uzak durmadığımız, kurallara uymadığımız sürece ne açtığımız hastaneler ne cezai tedbirler bizi virüsten koruyabilir.

Salgınla mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü ifade eden Erdoğan, "Salgınla mücadele için gereken her türlü araç gereci yerli olarak üretip kullanıma soktuk, mesela ürettiğimiz 9 bin 350 solunum cihazından 2 bin 750'sini ihraç ettik" dedi.

"Veriler üçüncü çeyrekte güçlü bir toparlanma yaşayacağımıza işaret ediyor"

Erdoğan, salgının ekonomideki etkisine ilişkin olarak "Yılın ikinci çeyreğinde, beklendiği gibi bir küçülme yaşamış olsak da, gelişmiş ülkeler dahil dünyadaki pek çok devletten daha iyi durumda olduğumuz bir gerçektir. Tüm veriler üçüncü çeyrekte güçlü bir toparlanma yaşayacağımıza işaret ediyor" değerlendirmesinde bulundu.

Eğitim - öğretim ailelerin tercihiyle açılıyor

Erdoğan, "Ailelerin tercihine göre okul öncesi ve ilkokul 1. sınıf öğrencilerinden başlayarak okullarımızı eğitim öğretime açıyoruz" diyerek, eğitim öğretimde, yüz yüze ve uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştirilecek bir sistemle devam edileceğini ifade etti.

"Başarı vatandaşlarımızın vereceği desteğe bağlıdır"

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın salgının seyri ile ilgili her hafta kapsamlı bilgilendirme yaptığını hatırlatan Erdoğan, "Günlük vaka, vefat, yoğun bakım istatistikleri de her akşam yayınlanıyor. Şeffaf bir şekilde yürüttüğümüz bu sürecin başarısı vatandaşlarımızın vereceği desteğe bağlıdır. Koronavirüs henüz tam olarak çözülememiş dolayısıyla etkin ve kullanılabilir tedavisi bulunamamış bir hastalıktır. Bu durum sağlam veya hasta bir bireyin veya her bireyin kendi tedbirini kendisinin almasını zorunlu kılıyor. Hükümet olarak mart ayından sonra açtığımız çok sayıda yüksek kapasiteli hastane ile teşhis ve tedavi imkanlarını sürekli genişletiyoruz" değerlendirmesinde bulundu. 

Sağlık çalışanlarının çok büyük bir özveriyle vatandaşlara hizmet vermek için canla başla çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, "Bu vesileyle doktorundan temizlik görevlisine kadar 1 milyon 100 bin sağlık ordumuzun her bir mensubuna şükranlarımı sunuyorum. Valisinden kaymakamına, polisinden jandarmasına kadar mülki idare teşkilatımız da bu sürece büyük destek veriyor. Vefa sosyal destek grupları, bünyesinde görev alan 144 bin kişiyle toplamda 16 milyon talebi karşılayarak vatandaşlarımızın hizmetine koşmuştur. İçişleri Bakanlığımız yayınladığı genelgelerle, yürüttüğü denetim faaliyetiyle salgın tedbirlerinin en etkin şekilde uygulanmasını sağlamıştır" ifadelerini kullandı.

"Asıl iş vatandaşlarımızın kendinde bitiyor"

Salgınla mücadelede görev alan tüm mülki idare teşkilatına, polislere, jandarmaya ve 112 personeline teşekkür eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: 

Bununla birlikte bir kez daha altını çizerek ifade etmek isterim ki asıl iş vatandaşlarımızın kendinde bitiyor. Kalabalık etkinliklerden uzak durmadığımız, sokakta, iş yerinde hatta evde belirlenen kurallara uymadığımız sürece ne açtığımız hastaneler ne cezai tedbirler tek başına bizi virüsten koruyabilir. Her vatandaşımızı kendimizin, evlatlarımızın, aile büyüklerimizin, sevdiklerimizin, yaşadığımız şehirdeki herkesin sağlığı için seferberlik ruhuyla bu sürece destek vermeye davet ediyorum. Daha iyi bir çözüm bulunana kadar hayatımızı temizlik, maske, mesafe tedbirlerine göre yeniden düzenlemeliyiz. Sonbaharın yaklaşmasıyla birlikte soğuk algınlığı ve grip gibi mevsim hastalıklarının yükü üzerimize binmeden, günlük vaka sayılarını 100'ün altına, vefat sayılarını da mümkünse sıfıra indirmeliyiz. Dünyanın geri kalanında bu salgın tamamen bitmeden bizim gerçek anlamda kendimizi güvende hissedemeyeceğimizi elbette biliyoruz. Önemli olan ülke ve millet olarak salgından korunma yöntemlerini en ideal düzeyde uygulamamızdır. Tedbiri hakkıyla aldıktan sonra takdiri Rabbimize bırakacağız.

Salgında hayatını kaybeden tüm vatandaşlara Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Erdoğan, "Halen tedavisi süren vatandaşlarımıza Mevla'dan şifalar niyaz ediyorum. Rabb'im ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten, hastalıktan iç ve dış saldırıdan muhafaza eylesin diyorum" ifadelerini kullandı. 

Salgın döneminde Türkiye'ye yaptıkları hizmetleri aksatmadıklarını ve sağlıkta yaklaşık 10 bin yatak kapasiteli şehir hastanelerini ve diğer hastaneleri hizmete sunduklarını aktaran Erdoğan, "Aldığımız ilave personelle sağlık kurumlarımızın insan kaynağını tahkim ettik. Maskeden koruyucu elbiseye, solunum cihazından teste, ilaçtan dezenfektana kadar salgınla mücadele için gereken her türlü araç gereci yerli olarak üretip, kullanıma soktuk. Mesela ürettiğimiz 9 bin 350 solunum cihazından 2 bin 750'sini ihraç ettik" dedi. 

Salgınla mücadelede attıkları her adımda bilim insanlarının tavsiyelerini göz önünde bulundurduklarına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

Vatandaşlarımızın testten ilaca ve yataklı tedaviye kadar ihtiyaçlarını ücretsiz olarak karşıladık. Bu kritik dönemde dünyanın neresinde olursa olsun hiçbir vatandaşımızı sahipsiz bırakmadık. Salgının başından itibaren 141 farklı ülkeden 100 bin vatandaşımızı kurduğumuz ulaşım köprüleri ile ülkemize getirdik. Bu süreçte tüm dünyanın gıptayla baktığı genel sağlık sigortası sistemimizin ve sağlık alt yapımızın gücünü bir kez daha test etme imkanı bulduk. Ekonomide teşviklerden organize sanayi bölgelerine ve gümrüklere test merkezleri kurmaya kadar üretim çarklarının durmaması için her türlü tedbiri aldık. Sosyal koruma kalkanı altında istihdamı ve gelir seviyesi düşük vatandaşlarımızı desteklemeye yönelik çok sayıda programı hayata geçirdik. 'Biz Bize Yeteriz' kampanyasında toplanan 2 milyar 76 milyon liralık meblağı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu üzerinden hane başı biner liralık ödemelerle vatandaşlarımıza aktarıyoruz.

Kovid-19 tedavisi yapan hastanelere bakım hizmeti bedeli olarak hasta başına 666 lira ödeme yaptıklarını belirten Erdoğan, yoğun bakımda bu miktarın iki katına çıktığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa çalışma ödeneği, nakdi ücret desteği, işsizlik ödeneği ve sosyal destek programı gibi başlıklar altında çalışanlara ve vatandaşlara yaklaşık 34 milyar liralık karşılıksız kaynak aktardıklarını, fesih kısıtlamasını ve nakdi ücret desteğinin süresini 2 ay daha uzattıklarını anımsattı.

Kısa çalışma ödeneğinin 31 Ekim'e kadar verilmeye devam edeceğini aktaran Erdoğan, ağustos sonu itibarıyla 2,3 milyon kişi için kısa çalışma ödeneğinin uzatılması talebinde bulunulmamasının, iş yerlerinin pek çoğunun normal çalışma düzenine geçtiğini gösterdiğini dile getirdi.

"Ağustos ayı ihracatımızı geçen yılın aynı ayının bile üzerinde bir rakamla kapattık"

Erdoğan, normal çalışma düzenine geçen iş verenlere de 3 aya kadar asgari ücret üzerinden sigorta prim desteği vererek faaliyetlerini sürdürmeye teşvik ettiklerini vurguladı. Erdoğan şöyle devam etti:

Böylece devletimizin hastalıkta ve sağlıkta her zaman vatandaşının yanında olduğunu gösterdiğimize inanıyoruz. Yılın ikinci çeyreğinde beklendiği gibi bir küçülme yaşamış olsak da gelişmiş ülkeler dahil dünyadaki pek çok devletten daha iyi bir durumda olduğumuz bir gerçektir. Tüm veriler üçüncü çeyrekte güçlü bir toparlanma yaşayacağımıza işaret ediyor. Yılın 8 ayında sanayi siciline kayıt yaptıran firma sayısının geçen yıla göre yüzde 8 artarak 9 bin 352'yi bulması bu alandaki canlılığın işaretlerinden biridir. Aynı şekilde yılın 8 ayında 7 yeni organize sanayi bölgesi faaliyete geçti. Tüm organize sanayi bölgelerimizde 50 bin istihdamla 761 yeni fabrika üretime başladı. Yatırım teşvik belgeleri özel sektörün yatırım talebinde yüzde 30'luk bir artış olduğunu ifade ediyor. Ağustos ayı ihracatımızı geçen yılın aynı ayının bile üzerinde bir rakamla kapattık. İhracatçılarımızın ihtiyaç duydukları tüm bilgileri Kolay İhracat Platformu adı altında tek çatı altında topladık. Bu platformda pazar önerilerinden vergi oranlarına, rakip ülke bilgilerinden uluslararası mevzuata kadar geniş bir yelpazede ihracatçılarımıza destek sağlanıyor. Sanayi üretimindeki kapasite kullanım oranlarındaki güven endekslerindeki tüm veriler yılı pozitif bir büyümeyle tamamlayacağımızı gösteriyor. Pek çok gelişmiş ülkenin açıkladığı ekonomik paket destekleri kağıt üzerinde kalırken, biz taahhüt ettiğimiz her şeyin neredeyse tamamını hayata geçirdik.

Sadece KOSGEB aracılığıyla yılın 8 ayında KOBİ'lere 963 milyon lira destek ödemesi yaptıkları bilgisini veren Erdoğan, ülkedeki her kesimin açıkladıkları destek ve teşvik paketlerinden yararlandığını söyledi.

"Çocuklarımızın eğitim öğretim hayatlarının aksamadan devam etmesi tek gayemizdir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgının başladığı günden bu yana, ilk, orta ve yüksek eğitim kademelerinde uzaktan eğitim sisteminin en iyi şekilde devam ettirildiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

Yeni dönemde eğitim öğretime salgın şartlarını da dikkate alarak hem yüz yüze eğitimi hem de uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştireceğimiz bir sistemle devam edeceğiz. Buranın altını çiziyorum, ailelerin tercihine göre, okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerinden başlayarak okullarımızı eğitim öğretime açıyoruz. Bu uygulama salgının seyrine göre şehirlerimizde farklılık gösterebilecektir. Çocuklarımızın eğitim öğretim hayatlarının aksamadan devam etmesi tek gayemizdir.

Salgın döneminden en menfi etkilenen sektörün turizm olduğunun altını çizen Erdoğan, "Ülkemiz için oldukça önemli bir istihdam ve gelir kaynağı olan bu sektörün kısmen de olsa sezonu kurtarabilmesi için gerçekten çok gayret gösterdik. Yaptığımız görüşmeler ve kurduğumuz sistem sayesinde dün itibarıyla 10 milyon turist rakamını geride bırakmayı başardığımız ortada. İnşallah yıl sonuna kadar bu rakamı çok daha yüksek seviyelere çıkartacağız" diye konuştu.

Salgın döneminde içeride alınan tedbirlerin ve dünya genelindeki olumsuzlukların ekonomik ve sosyal etkilerini süratle ortadan kaldırmayı amaçladıklarını aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

Sadece bununla kalmayacak, salgının tetiklediği siyasi ve ekonomik yeniden yapılanma sürecinden inşallah ülkemizin en karlı şekilde çıkmasını temin edeceğiz. Özellikle üretimde gerçekten güçlü altyapısı, yetişmiş insan gücü, sürekli gelişen teknolojisi ve lojistik avantajıyla Türkiye'nin önünde yepyeni bir dönemin açıldığına inanıyoruz. Nitekim bunun etkilerini şimdiden görmeye başladık. İş dünyamızı bu yeni dönemin fırsatlarını en geniş şekilde değerlendirmeye davet ediyoruz. Her zaman olduğu gibi önümüzdeki süreçte de tüm imkanlarımızla iş imkanlarımızın yanında yer almayı sürdüreceğiz.

"Karadeniz'de ve Akdeniz'de yeni müjdelerle sevincimizi daha da artıracağız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karedeniz'de keşfettikleri doğal gaz rezervinin, geleceğe ilişkin ümitlerinin hayata geçişinin adeta sembolü haline geldiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

Sakarya doğal gaz rezervi 1,9 milyar varil eş değeri olan petrol karşılığıyla dünyada bu yıl keşfedilen ikinci en büyük kaynaktır. Ayrıca gaz kalitesi bakımından da dünyadaki sayılı rezervler arasındadır. İnşallah Karadeniz'de ve Akdeniz'de yeni müjdelerle bu sevincimizi daha da artıracağız. Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması için hep birlikte daha çok çalışmamız, daha çok ter dökmemiz, daha çok mücadele etmemiz gereken bir döneme giriyoruz. Tabii Türkiye siyasi, ekonomik ve askeri olarak güçlendikçe karşısına çıkan, çıkartılan engeller de artıyor. Özellikle son 7 yıldır bu durumun pek çok örneğini hep birlikte yaşadık. Gezi olaylarında ülkemizden 24 saat canlı yayın yapan uluslararası medya, Avrupa ve Amerika'da çok daha kötü manzaraların yaşandığı toplumsal olayları görmezden geldi. PKK çukur eylemleriyle sivilleri katledip mahalleleri işgale kalkıştığında bizim değil teröristlerin yanında yer aldılar. Ülkemiz sınırları ve şehirleri DEAŞ terör örgütünün kanlı saldırılarına maruz kalırken uluslararası kurumların ve kamuoyunun kayda değer hiçbir desteğini alamadık.

 

Ayrıntılar geliyor…

DAHA FAZLA HABER OKU