İspanya'da klinikler pandemide gerçekten devletleştirildi mi?

Koronavirüs pandemisinin söylendiği gibi İspanya'da özel kliniklerin devletleştirilmesine yol açması iyi bir gelişme olurdu ama gerçek çok farklı

İspanya, dünyada Kovid-19 vaka sayısının en yüksek seyrettiği ülkeler arasında yer alıyor (Reuters)

Hem anaakım hem de ilerici İngilizce basında duyuyoruz: "Kovid-19 krizi İspanya'nın özel klinikleri devletleştirmesinin önünü açtı!" Bu doğru olsa harika olurdu. Dahası, hükümetler koronavirüsle "savaşta" olduğumuzu söylemeyi sevdiğine göre, savaşın insanları evlere kapatmaktan, yüzlerine maske takmalarını ve ellerini yıkamalarını istemekten daha fazlasını içermesi gerekmez mi? Neticede savaşlar genelde düşmana karşı zafer kazanmak için özel sektör de dahil olmak üzere ekonomiyi kontrol altına almayı içerir, buna virüslere karşı savaşlar da dahil olsa gerek.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu sene 15 Mart'ta, İspanya Sağlık Bakanı Salvador Illa, özel sağlık tesisleri ve bunların kaynaklarının özerk bölge hükümetlerinin tasarrufunda olacağını duyurdu. Mülkiyetin devrine dair herhangi bir atıf olmadığına dikkat edin. Bunun yerine, bu kaynaklar (potansiyel olarak) sınırlı bir zaman diliminde bölgesel hükümetlerce yönetilecekti. İspanyol devletinin 17 özerk bölgesi bulunuyor. Kovid-19'un etkisinin de bu bölgeler arasında epey değişken olması nedeniyle, özel kurumların rolünün de buna mukabil farklılaşacağı öngörülüyordu. Görünen o ki özel sektörün olanakları, küresel salgından en çok etkilenen özerk bölgeler olan Madrid ve Katalonya'da önemli rol oynadı.

İspanya devletinin tümünde halk sağlığı sisteminin son 20 yıldır bütçe kaybettiğinin farkında olmak önemli. Tıpta özel sektör büyüyor ve halk sağlığı giderek daha fazla sayıda prosedür ve testi dışarıdan destekle yürütüyordu. Elbette bu özelleştirmenin üstü kapalı bir biçimi. Göreceğimiz üzere özel kliniklerin aldıkları yüksek ücretler gerekçe gösterilerek sözümona devletleştirilmesi, taşeronlaşmaya ya da bütçelerin kamunun hazinesinden özel teşebbüse geçişine uygun şekilde ilerliyor. 

Örneğin Katalonya'da özel kurumlar, yoğun bakım ünitelerinde kalan her bir hasta için 43 bin 300 euro (yaklaşık 378 bin 616 TL) aldı. Bu durumun özel tıp kuruluşu ASPE'yi son derece memnun ettiği belirtiliyor. Navarra'da, yoğun bakım ünitesinde 21 gün geçiren hasta başına verilen telafi ücreti 24 bin euroya (yaklaşık 209 bin 727 TL) yakındı. Bask bölgesinde özel tıp kuruluşlarıyla onlara "daha az para vermek" istediği iddia edilen hükümet arasında çekişme yaşandı. Madrid'le ilgili bilgi az. Buna rağmen ASPE yaz başında, İspanya devletinin bütününde alacağı azami meblağın 246 milyon euro (yaklaşık 2 milyar 150 milyon TL) olacağını duyurdu ve anlaşılacağı üzere Katalonya'yı model olarak görüyor.

Yukarıdaki meblağ özel sektörde her Kovid hastası için 10 ila 20 bin euroya (87 ile 175 bin TL) tekabül ettiğinden, özelleştirme ve özel sektör taşeronlaşmasının norm olduğu bir bağlamda özel katılımda işlerin tıkırında gittiğini görüyoruz. Peki insanlar İspanya'nın özel klinikleri "devletleştirildiğini" tekrar etmeye neden bayılıyor? Elbette sol için bu muhalefet etmenin bir yolu. Eğer Boris Johnson veya Donald Trump gibi açıktan gerici siyasetçilerin yönettiği bir ülkede yaşıyorsanız, İspanya yönetiminin örnek yaklaşımını kendi ülkenizin yetersiz hamlelerini eleştirmek için öne çıkarabilirsiniz.

Bunun iyi kötü bir mantığı var. Bununla birlikte, küresel salgının dar görüşlü milliyetçi hamleleri her yerde teşvik ettiği bir zamanda (özellikle de Küresel Kuzey'in zengin ülkelerinin Küresel Güney'in daha yoksul ülkelerine karşı sorumluluklarından gamsızca kaçtığı göz önüne alındığında) solun İspanya devletindeki gerçek durumu görmezden gelerek aynı tuzağa düşmesi epey sorunlu. Özelleştirme mantığının ve toplumsal sorunlardan hızla kâr etme güdüsünün İspanya devletinde de hakim olduğunu kabul etmek, daha devrimci ve daha enternasyonalist tavır olurdu.

Kapitalist ülkelerin krize karşı hamlelerinde özel teşebbüsün kârını kamu refahının önüne koyması ve virüsün yayılmasının başlıca nedeni olan kâr amaçlı faaliyetleri denetlemekten kaçınırken bireysel sorumluluklar üzerinde gereğinden fazla durması burada da geçerli. Mevcut krizin pek çok yönünde olduğu gibi bu durumda da asıl zorluk, muğlak açıklamalar aramaktan kaçınıp gözümüzün önünde olanı görebilmek.

 

 

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

counterpunch.org/2020

Independent Türkçe için çeviren: Şafak Küçüksezer

DAHA FAZLA HABER OKU