Gelecek Partisi'nden 21 maddeli "Ekonomik Krizden Çıkış Rehberi": Öncelikle yanlış ve yetersiz politikalar nedeniyle milletten özür dileyin

Gelecek Partisi’nin "Madde madde anlattık, belki Kafdağı'ndakiler görür de çözüm için adım atarlar diye" ifadeleriyle paylaştığı açıklamada 42 madde ile ekonomik krizin nedenleri ve nasıl çıkılacağı açıklandı

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 9 Ağustos'ta Diyarbakır'daki il kongresindeydi/ Fotoğraf: AA

Ahmet Davutoğlu'nun Genel Başkanlığındaki Gelecek Partisi, toplamda 42 maddeden oluşan "Neden Ekonomik Kriz Var ve Ekonomik Krizden Nasıl Çıkarız?" adlı raporunu yayımladı. 

Türk Lirası’ndaki değer kaybını, Merkez Bankası’nın şeffaflığı ile ilgili endişeleri, artan dolarizasyonu, yabancılara uygulanan TL’ye erişim kısıtlamalarını eleştiren Gelecek Partisi, "21 Madde’de Ekonomik Krizden Nasıl Çıkarız?" kısmına şöyle başladı: 
 

Öncelikle uyguladığınız yanlış ve yetersiz politikalar nedeniyle milletten özür dileyin. Eleştirileri ihanet gibi görmeyin, aksine onlardan istifade etmeye çalışın. Düşünce özgürlüğünden korkmayın; düşünce özgürlüğü ile gelen fikirler sizin de önünüzü açacaktır.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile ilgili kamuoyunda oluşan şüphelere de dikkat çeken Gelecek Partisi, TÜİK’i yandaş medyanın kullanabileceği propaganda malzemesi sağlayan bir araç olmaktan çıkarın ve gerçek istatistiklere itibar edin. Unutmayın, gerçeği görmekten kaçınan siyasetçi en çok da kendisine zarar verir" ifadelerine yer verdi. 

Ekonominin etki analiz yapılmadan "ayaküstü alınan kararlarla" değil devlet kurumlarının ortak aklıyla yönetilmesi gerektiğini belirten Gelecek Partisi açıklaması şöyle devam ediyor: 

1. Başta bağımsız kurumlar olmak üzere tüm ekonomik kurumların yeniden itibarlarını kazanabilecekleri bir ortam oluşturun.

2. Ekonomi ve finans yönetiminde ehliyet ve liyakâte ağırlık verin. Arpalık niyetine atadığınız bütün yönetim kurulu üyeliklerini iptal edin ve yerlerine gerçekten işin ehli insanları atayın.

3. Hazine ve Maliye Bakanı’ndan başlayarak nepotizme ve akraba kayırmacılığına son verin. Başarısız yöneticileri gözünüzü kırpmadan görevden alın. Sizin göreviniz yakınlarınızı ya da bakanlarınızı değil milli onurumuz olan Türk Lirasını ve milletimizin uluslararası refah seviyesini korumaktır.

4. Akla, bilime, onlarca ülke gözlemi ile sabit bilgiye dayanan yeni, güven veren bir ekonomi programı hazırlayın.

5. Bu programda kaynakları öncelikle her kriz döneminde daha fazla rant sağlama imkanı bulan dar bir çevreye değil aş ve iş derdinde olan geniş toplum kesimlerine ayırın.

6. Yeniden arka kapı politikalarına, makyaj önlemlerine başvurmayacağınızı açıkça ilan edin.

7. Rekabet Kurulu’nu objektif kriterlerle çalıştırarak, kamunun kaynaklarını birkaç şirkete aktarma işlevi gören ihale düzenine son verin.
 


8. Şeffaflaşma temelinde kapsamlı bir yolsuzluklarla mücadele paketi hazırlayın ve ona en önce kendiniz uyun.

9. 2020 bütçesini derhal revize edin.

10. Parasal ve mali genişleme ile piyasaya enjekte ettiğiniz parayı ve bütün fonları bütçe disiplini içinde öncelikle işsizler, işçiler, kayıtsız işçiler, çiftçiler ve esnaf için kullanın.

11. Kullanmakta olduğunuz lüks uçaklardan ve konutlardan başlayarak israfa son verin ve kendinizden başlayarak bir tasarruf paketi ilan edin.

12. Pandemi şartları içinde stratejik nitelik taşıyan sağlık, gıda ve eğitim gibi öncelikli alanlar dışında kalan popülist ve verimsiz yatırım harcamalarını yeniden gözden geçirin ve gereksiz olanları askıya alın.

13. Pandemi şartlarında parasal ve mali genişleme ile oluşan fonları gelir adaletini sağlayacak şekilde gelir düzeyi en düşük kesimlere hibe olarak kulanın. Hane halkı borcunu artırarak bir müddet sonra büyük bir kredi krizi sarmalına yol açacak krediye yönlendirme politikalarından vazgeçin.

14. Ülkeyi her an yeni bir krizin eşiğine getirerek ülke risk priminin artmasına sebep olan hamasi, konjonktürel ve kişiselleştirilmiş dış politika yaklaşımını terk edin.

15. Hepsinden önemlisi hukuk devletine geri dönün. Adaleti, kuralları ve şeffaflığı tesis edin.

Raporun ilk 21 maddelik bölümü ekonomik krizin nedenleri, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilen, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın görevi devraldığı 2018 yılından bugüne kadarki süreci kapsayacak şekilde açıklanıyor. 

"Sizden başka kimsenin inanmadığı 'faiz düşerse enflasyon düşer' teoriniz" 

Birinci ve ikinci maddesinde "Tüm uluslararası standartlara aykırı para, rezerv ve kambiyo politikaları uygulayarak Türk Lirasının küresel piyasalardaki derinliğine zarar verdiniz. Tüm dünyaya, TCMB’nin bağımsız olmadığını, tüm kararları siyasi otorite ile birlikte alacağını duyurdunuz" açıklamalarının yer aldığı rapor şöyle devam ediyor:

Bütün iyi niyetli uyarılara rağmen para politikasını, dünyada sizden başka hiç kimsenin inanmadığı ve dile getirmediği, aklı başında herkesin "yapmayın yazıktır" dediği, "faiz düşerse enflasyon da düşer" teorinize uygun bir biçimde oluşturdunuz.  Ancak her geçen gün kamunun faiz yükünü artırmakta da bir beis görmediniz. Faizcileri ve rantiye sınıfını gözeten uygulamalara öncelik verdiniz.

Asıl görevi fiyat istikrarını sağlamak olan TCMB Başkanı’nı, enflasyonu düşüremediği için değil "Faizi düşür" talimatınızı yerine getirmediği için tüm teamüllere aykırı bir biçimde bir gece kararnamesi ile görevden aldınız. Böylece bütün dünyanın ve Türkiye’deki bankalarımızın Merkez Bankası’na olan güvenini sıfırladınız.

TCMB kanalıyla yatırım taahhütlü avans kredisi kullandırılacağınızı duyurup, sözüm ona ‘ülkemiz açısından kritik önemde olan seçilmiş sektörlerdeki yatırımları’ destekleyeceğinizi ilan ederek, yatırımcılar nezdinde TCMB’nin ve uyguladığı politikaların kredibilitesini yok ettiniz.

Piyasalara verdiğiniz yanlış politika sinyalleri nedeniyle gelişen tepkileri savuşturmak için, doğru yolu seçip uygulamalarınızı gözden geçirmek yerine, küresel piyasalardaki Türk Lirası arzını kurutmayı hedeflediniz.


Bankacılık sisteminin swap işlemlerini öz kaynaklarıyla ilişkilendiren sınırlamaları da hatırlatan Gelecek Partisi açıklaması, "Bütün bunlar yetmezmiş gibi bankalara küresel piyasaya TL vermemeleri için sözlü yönlendirmelerde hatta tehditlerde bulundunuz" ifadelerini kullandı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"İçeride ‘Ekonomimize saldırıyorlar’, dışarıda ‘bizi de dahil edin’" 

Yurt içindeki döviz işlemlerinden alınan kambiyo vergisini ve döviz teslimatlarını işlemden bir gün sonra yaptıran valör uygulamasını hatırlatan açıklamada "Yıllarca Türk şirketleri ile karşılıklı güven esasına dayalı işlemler yapan uluslararası kurumları, TL yükümlülüklerini vadesinde yerine getirmedikleri gerekçesiyle cezalandırmaya başladınız denildi. 

Serbest piyasa kurallarının tüm ekonomi kuralları gibi hiçe sayıldığını, 20’nci yüzyılda terk edilen sermaye kontrollerine başlandığını belirten Gelecek Partisi şöyle devam etti: 
 

Ülke içinde "Ekonomimize saldırıyorlar", ülke dışında ise "Lütfen küresel dayanışmaya bizi de dahil edin" diyen tutarsız, iki yüzlü ve ilkesiz yaklaşımınız nedeniyle; bir gün Londra’da diğer gün Washington’da merkez bankalarını kapı kapı gezdiğiniz halde tek kuruş swap anlaşması yapmayı da beceremediniz.

Korona krizi ile birlikte Merkez Bankası’na 72 milyar TL’lik menkul kıymet sattığınız halde bu kaynağı nereye nasıl kullandığınızı şeffaf bir biçimde açıklamadınız.


"95 milyar dolarlık rezervi sattınız"

Türkiye’nin yatırımcılar nezdinde "90’lı yılların enflasyonist politikalarına saplanmış bir ülke durumuna" düştüğünü söyleyen Gelecek Partisi, şöyle devam etti: 
 

"Kredi ver de nasıl verirsen ver", "Ekonomideki tüm sorunları borç ve faizle çözeriz" deyip, masa başında hazırladığınız basit bir rasyo ile bir yandan dövize olan talebi patlatıp diğer yandan büyük bedellerle rehabilite edilmiş olan bankacılık sisteminin bilanço sağlığını bozdunuz.

Şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini yok sayıp ‘kimin koyduğu belli olmayan kur hedefine’ ulaşabilmek amacıyla ülkenin yaklaşık 95 milyar dolarlık uluslararası rezervini kamu bankaları üzerinden sattınız.

Merkez Bankası rezervlerini sattığınız yetmiyormuş gibi kamu bankaları üzerinden de bankacılık kurallarına aykırı bir biçimde 11 milyar dolarlık yeni döviz pozisyon açığı yarattınız.


Hazine dâhi TL ile değil dolar ile borçlanıyor

Yıllardır gözümüz gibi koruduğumuz mali disiplini öylesine zedelediniz, öylesine kötü bir bütçe performansı gösterdiniz ki; Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi’ni dahi kendi vatandaşlarından Türk Lirası ile değil, dolar ve altın ile borçlanan bir kuruma çevirdiniz.

Ancak bunların hepsinden daha önemlisi; yaptığınız gerçeklikten uzak açıklamalarla "Dünyada en çok yatırım çeken ülke ve demokrasi, aynı cümlede kullanabiliyor muyuz?" gibi niyetinizi açıkça ortaya koyan çok tehlikeli bir soru sorarak nasıl bir akla sahip olduğunuzu bütün yatırımcılara ayan beyan gösterdiniz.

"Demokrasiye ihtiyacımız yok" diyerek yatırımcıyı içeride ve dışarıda ürküttünüz.

 

DAHA FAZLA HABER OKU