HDP'li Beştaş: Kürt meselesi Diyarbakır'da "rojbaş" diyerek popülist politikalarla çözülmez

HDP Grup Başkanvekili Beştaş, "CHP, Kürt halkına karşı yürütülen baskı politikaları karşısında hiç bir zaman net bir tavır almamıştır" dedi

Meral Danış Beştaş / Fotoğraf: HDP Basın

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Beştaş, Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi'nin, geçen hafta açıkladığı Türkiye raporunda, vahim değerlendirmelere yer aldığını söyledi. 

Raporda, pandemi koşullarının cezaevlerinde ne kadar ağır seyrettiğinin gözler önüne serildiğini savunan Beştaş, TBMM'nin, bu rapora duyarsız kalamayacağını ileri sürdü.

Pandemi sürecinin, cezaevlerindeki görüşü engellemek için bir fırsat olarak kullanıldığını iddia eden Beştaş, AVM'lerin açık, sahillerin tıklım tıklım dolu olduğu bir dönemde, "Biz tutukluları düşünüyoruz" diyerek görüş yaptırılmamasının iki yüzlülük olduğunu belirtti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"İstanbul Sözleşmesi'nin dine ve kültüre aykırı' iddiası yalan"

Kadınlar olarak İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeye izin vermeyeceklerini ve konunun HDP gündeminde kalacağını aktaran Beştaş, "Kadının adını silmeye ve sadece aile olarak tanımlamaya dönük bir politika var. Sözleşmenin, dine ve kültürümüze aykırı olduğu söyleniyor. Bu büyük bir yalan. Çünkü sözleşmede dine dair doğrudan hiçbir madde yok. 'Sözleşme, boşanmayı artırıyor' deniliyor. Bu da başka bir yalan, sözleşmede, evlenme ya da boşanmayı teşvik edici hiçbir madde yok" diye konuştu.  

"Bunun adı uçuş modu değil, bun adı çakılmak"

"Erdoğan uçuş moduna geçtik' diyor ama bunun adı uçuş modu değil bunu adı çakılmak" diyen HDP'li Beştaş, devamında şunları söyledi:

"TL hızla dibe gidiyor. 5 yıldır ilan edilmeyen devalüasyonlar yaşanıyor, döviz her birim yükseldiğinde bütün bunlar halklarına enflasyon, borç olarak, işsizlik olarak dönüyor. İktidar ise powerpoint sunumu yapmaktan başka bir şey yapamıyor. Bu iktidar istemediği için değil yapamadığı için olumlu adım atmıyor ve sorumlusu kendisidir. Sofralardan eksilen yiyeceklerin sorumlusu AKP iktidarıdır. Tek dertleri var; kendi iktidarları, gelecekleri ve bekaları. Enflasyon, dolar, işsizlik yoksulluk AKP iktidarı düşmeden düşmez. Gidişat onu gösteriyor. 18 yılın acı gerçeği bu."

"Halkın parası savaşa harcanıyor"

Halkın hakkını ve kursağına girecek ekmek ve parasının savaşa harcandığını belirten Beştaş, şunları kaydetti:

"Diyor ki merminin fiyatı nedir. Bu kadar büyük bir cesaret var. Boğazından kesilen paranın mermiye gittiğini bilmiyorum demesin kimse. Kürt meselesi çözülmeden savaş devam ediyor. Savaşa karşı net bir şekilde barışın yanında olmak lazım. Ekonominin uçuş moduna geçmeyi bıraktık normal bir seyirde izlemesi bile mümkün değil. Hazine bir ülkenin değil bir ailenin hazinesine dönüşmüş durumda. Hazine damatlara gidiyor. Ne kadar kötü yönetildiğini halk gayet iyi biliyor."

"Kürt meselesi popülst politikalarla çözülmez"

Kürt sorunun sadece Kürtlerin değil aynı zamanda Türkiye'nin de meselesi olduğunu ve herkesin bundan zarar gördüğünü aktaran Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sadece Diyarbakır'a giderek "rojbaş" diyerek güzel sözler söyleyerek Kürt meselesi popülist politikalarla çözülmez. Davutoğlu'da Diyarbakır'a gitmiş rojbaş diyerek birkaç güzel cümle sarf ederek Kürtlerin oyunu alabileceğini sanıyor. Ama Kürt halkının buna karnı tok. Demirel'den Çiller'den Mesut Yılmaz'dan daha nicelerinden iyi biliyor. O güzel sözler söyleyenlerin Kürtlere neler yaptığı hafızamızda diridir. Kürt halkının iradesi yok sayılarak çözüm mümkün değildir."

"CHP yeterli duruş göstermekten kaçınmıştır"

CHP'nin Kürt halkına karşı yürütülen baskı politikaları karşısında hiç bir zaman net bir tavır almadığı kaydeden Beştaş, sözlerini şöyle tamamladı:

"Her zaman ikircikli olmuş,  geri durmuştur. Partimize yönelik yapılan siyasi soykırım operasyonlarında bile yeterli bir duruş göstermekten kaçınmıştır ama yine de bu girişimi anlamlı buluyoruz. Bu ülkede demokrasinin yeşerebilmesinin tek koşulu demokratik yollarla çözülebilmesidir. Sadece Diyarbakır'a giderek, güzel laflar söyleyerek Kürt meselesi çözülmez. İki gün önce Ahmet Davutoğlu da Diyarbakır'a gitmiş, bir kaç güzel cümle sarf ederek Kürtlerin oyunu alabileceğini savunuyor. Ama Kürt halkının karnı tok. Davutoğlu'na çağrımız; önce o güvenlik gözlüğünü bir çıkartsın. Bu işe hak, hukuk ve tarihsel bir arka planla bakmayı öğrensin."

 

Independent Türkçe
 

DAHA FAZLA HABER OKU