70'ten fazla inanç önderi, "olası Uygur soykırımı"na karşı uyardı

Birleşik Krallık'taki 70'ten fazla inanç önderi yayımladıkları bildiride, Çin'in Uygur azınlığa karşı yaptıklarının "potansiyel soykırım" niteliği taşıdığını söyleyerek uluslararası topluma soruşturma çağrısı yaptı

Daha önce Birleşik Krallık'taki 44 milletvekili de İçişleri Bakanı Priti Patel'e Çin'in Uygur Türklerine "soykırım" uyguladığı yönünde kanıtlar içeren bir mektup göndermişti (Reuters)

Birleşik Krallık'ta aralarında eski Canterbury Başpiskoposu Rowan Williams'ın da olduğu Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman 70'ten fazla inanç lideri, Çin'deki Müslüman Uygur azınlığın "Yahudi Soykırımı'ndan beri en korkunç insani trajedilerden" biriyle karşı karşıya olduğunu bildirdi.

Yayınlanan deklarasyonda, Uygurlara eziyet edenlerin sorumlu tutularak yargılanması gerektiği vurgulandı. Dini liderler, tutuldukları cezaevi kamplarında açlık, işkence, cinayet, cinsel şiddet, köle emeği ve zorla organ toplama gibi eylemlere maruz kaldığı bildirilen en az bir milyon Uygur Türkü ve diğer Müslümanlara yapılanların soykırım potansiyeli taşıdığını söyledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İngiltere Kilisesi'nin görevdeki 5 piskoposu, Londra Kıpti Ortodoks Başpiskoposu, Dalay Lama'nın Avrupa temsilciliğinin yanısıra kardinaller, imamlar ve hahamlar tarafından imzalanan bildiride, "Uygurların içinde bulunduğu zor durumun, evrensel insan haklarının herkes için savunulması konusunda uluslararası toplumun istekliliğinin sorgulanmasına" yol açtığı belirtildi.

"Çinli yetkililerin amacının Uygur kimliğini ortadan kaldırmak olduğu açık"

Bildiride "Çinli yetkililerin amacının Uygur kimliğini ortadan kaldırmak olduğu açık. Çin devlet medyası amaçlarının 'soylarını kırmak, köklerinden koparmak, bağlantılarını ve kökenlerini bitirmek' olduğunu açıkladı. Üst düzey Çin hükümet belgeleri 'kesinlikle merhamet edilmeyeceğinden' bahsediyor. Parlamenterler, hükümetler ve hukukçuların bunu soruşturma yükümlülüğü bulunuyor" dendi.

Bildiriye imza atanlar şu ifadelere de yer verdi:

Yahudi Soykırımı'nın ardından dünya 'Bir daha asla' dedi. Bugün 'Bir daha asla' sözünü tekrarlıyoruz. Basitçe adalet çağrısı yapıyor, bu suçların soruşturulmasını istiyor, sorumluların bulunmasını ve insanlık onurunun onarılacağı bir yol oluşturulmasını talep ediyoruz.

Geçen ay Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Çin'i Uygur nüfusa karşı "korkunç insan hakları ihlalleri" ile suçlamış ve sorumlulara yaptırım uygulanmasının ihtimaller dahilinde olduğunu söylemişti.

Birleşik Krallık'ın atılacak hangi adımın uygun olacağını müttefikleriyle görüştüğünü belirten Raab, BBC'ye yaptığı açıklamada "Bunun insani boyutu, zorla kısırlaştırmadan eğitim kamplarına, uzun zamandır görmediğimiz bir şeyin hatırlatıcısı. Çin'le iyi ilişkiler istiyoruz ancak böyle bir davranışı görüp hesap sormamazlık edemeyiz" dedi.

Ancak Raab, uluslararası toplumun Uygurlara yönelik muamelenin soykırımın hukuki tanımına uyduğunu iddia etmeden önce "dikkatli" olunması gerektiğini de söyledi.

Çoğunluğu Çin'in kuzeybatısındaki Şincan'da yaşayan yaklaşık bir milyon Uygur, Çin'in "yeniden eğitim kampı" diye adlandırdığı yerlerde zorla tutuluyor.

Kampta alıkonulanlar bu yerleri kitlesel beyin yıkama ve Çin Komünist Partisi'ne itaatin uygulandığı cezaevleri olarak tanımlıyor. Kamplardaki fiziksel ve psikolojik şiddetin yanısıra kadınların zorla kısırlaştırılması ve diğer nüfus azaltma yöntemlerinin uygulandığı konusunda da kanıtlar ortaya çıkmıştı.

Çin ise Uygur aşırılıkçıların bağımsız bir devlet kurma gayesiyle toplumsal huzuru sabote edecek eylemler gerçekleştirdiğini iddia ediyor.

 

Independent Türkçe, Guardian

DAHA FAZLA HABER OKU