"Trump’ın kalan 2 yılı azınlıklar için tam bir yıkım olacak"

Trump’ın göreve başlamasının 2. yıl dönümünde belli ki mevcut başkan görevde olduğu sürece işler siyahiler, LGBT+ üyeleri, dini azınlıklar ve kadınlar için korkunç olacak

Donald Trump’ın ABD başkanı olarak seçilmesinden bu yana 2 uzun yıl geçti. 45. başkanın göreve geldiği Ocak 2017’den bu yana ABD ve uluslararası toplum bu yönetimin göçmen karşıtı gündemlerini izledi.

ABD toplumunun ölümcül kutuplaşması, beyaz üstünlükçü gruplara cesaret verilmesi ve bu grupların Beyaz Saray’ın örtülü ve aleni desteğiyle teşvik edilmesinin yanı sıra Trump’ın insan hakları, medeni haklar ve uluslararası kanun konularındaki sözlerinden caymaları da bu gündemler arasında.

Trump, tabanının ellerinde meşalelerle desteklediği uç noktada bir popülist, ırkçı ve göçmen karşıtı bir altyapıyla başkanlığını yürüttü. Müslümanları ve Meksikalıları milyonlarca insanı etkileyen beyaz Amerika’nın sorunları için suçlamak ben dahil pek çok Amerikalıyı utanç, şaşkınlık ve dehşet içinde bıraktı.

Trump öfkeli beyazların korkularından ve nefretinden faydalandı, dertleri için kimi suçlayacaklarını gösterdi. Tabanı da önerdiği çözümleri kabul etmekte hızlı davrandı. Kafesler, duvarlar ve din temelli yasakların hepsi Cumhuriyetçiler ve Trump destekçilerinin kulağına harika fikirlermiş gibi geliyordu. Bana ise daha çok Nazi Almanyası’nın ilk dönemleri gibi geliyor.

Tabii ki Trump’a neden oy verdiğini sorduğum bazı kişiler ona yalnızca; “Washington siyasetinin dışından biri” olduğu için ve “bataklığı kurutma” vaatleri nedeniyle oy verdiklerinde ısrar ediyor. Ancak ben bu argümanı her zaman inanması güç buldum.

Gerçek çok daha çirkin ve hassas. Göçmenlik karşıtı söylem ve politika bu yönetimin kendine has bir özelliği oldu ve bazıları halen bunu yüksek sesle kabul edemese de ne yazık ki destekçileri ona bunun için oy verdi.

Ama Trump vaatlerini yerine getirmek için gerçekten ne kadar ileri gitti ve yoluna devam etmek için işleri ne kadar öteye götürecek? Haydi gerçeklere bir bakalım.

20 Aralık 2018’de Trump, Senato tarafından halihazırda onaylanmış olan bir geçici bütçe tasarısını imzalamayı reddetti. Çünkü tasarı çok yoğun şekilde kampanyasını yaptığı (ve sözüm ona ödemesini Meksika’nın yapacağı) sınır duvarı için ek ödenek içermiyordu.

Başkanlığın öfke krizi, ABD tarihindeki en uzun süreli hükümet kapanmasına dönüşmüş durumda ve yakın zamanda bir ilerleme sağlanacakmış gibi de durmuyor. Dün geç saatlerde Trump, Geçici Koruma Statüsü (TPA) ve göçmen çocukların ülkeden gönderilmesini erteleyen eylem planından faydalananlar için, Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği’nin (ACLU), “umursamaz çözümler” olarak nitelendirdiği önerilerini sundu. Ama Demokratlar bu önerilerin Trump’ın duvarına kavuşmasını sağlamayacağını söylüyor.

Başkanın göçmenlik süreci üzerindeki etkilerine gelince, Chicago’dan sivil insan hakları ve göçmenlik avukatı Christina Abraham bana hükümetin kapanmasının “göçmenler için yasal süreci tamamen durdurduğunu” ve göçmen mahkemelerinin yalnızca insanların halihazırda tutuklu bulunduğu davaları gördüğünü söyledi. Bu, diğer tüm göçmen davalarının zaten ihmal edilmiş bir sistemde geri çevrildiği anlamına geliyor.

Abraham şunları söyledi:

“Örneğin, hükümetin kapanmasından önce göçmen dava duruşmalarının zaten bir buçuk iki sene içinde görülmesi planlanıyordu ve şimdi insanlar daha da uzun beklemek zorunda. Göçmen davaları tutukluluk davalarını da içermesine rağmen azalmış işgücü nedeniyle tutukluluk davaları daha da yavaş ele alınıyor. Hükümetin kapanmasının sona ermesinin ardından yetiştirilecek daha çok iş olacak.”

Trump hariç herkes için oldukça net olan bir durum var: Meksika duvar için asla ödeme yapmayacak. Ne geçmiş yönetim ne de şimdiki yönetim bunu yapacak. Bunun Trump için bir sürpriz olup olmadığını bilemem ama başkan ve halkla ilişkiler ekibi, tabanına bir tür açıklama yapmak zorunda.

Trump bu yıl 2 Ocak’ta attığı bir tweet ile Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nın (Nafta) yerini ABD-Meksika-Kanada Anlaşması’nın (USMCA) almasıyla duvarın maddi açıdan karşılanacağını söyledi.

Ancak PolitiFact’ten uzmanlara göre bu hiç de doğru değil; Kongre daha yeni ticaret anlaşmasını onaylamadı bile ve Meksikalı ihracatçılar üzerinde yeni gümrük vergileri yok ve sözleşmede de böyle bir şey öngörülmüyor.

Pek çok Demokrat ABD’nin güney sınırından gelen düzensiz göçmenlerin kontrolü için ekstra güvenlik önlemlerine ihtiyaç duyulduğu konusunda hemfikir olsa da, Trump’ın duvarı için ek ödenek sağlayarak ilerleme konusunda isteksiz görünüyorlar.

Trump’ın bugüne kadarki en insanlık dışı göçmenlik eylemi, binlerce Orta Amerikalı çocuğun ailelerinden kelimenin tam anlamıyla koparılıp sınırdaki çadır kentlerde kafeslere kilitlenerek termal battaniyeler altında titremeleri ve gözaltındayken cinsel tacize ve hatta ölüme karşı korunmasız kalmaları olarak dünya gündemine oturdu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Şimdi öğreniyoruz ki bu yönetim binlerce çocuğu daha ailelerinden ayırıp tahmin edilenden daha uzun süreler boyunca alıkoydu. Aralık’ta yayımlanan bir makalede bu yönetimin göçmenlerin tutuklanmalarından nasıl kar sağladığını yazmıştım. Kar amaçlı göçmen gözaltı endüstrisinin kar payı göz önüne alınırsa, Trump yönetimdeyken uygulamanın yavaşlaması ya da durması muhtemel değil.

Bu yönetim altında geleceğimizin ne getireceğini tahmin etmek o kadar zor değil. Bu ülkenin Beyaz Saray’da beyaz üstünlükçü ve kadın düşmanı bir otokratı olduğu sürece, işler siyahiler, LGBT+ üyeleri, dini azınlıklar ve kadınlar için korkutucu olacak.

Adaletsizlik, yolsuzluk ve beceriksizlik hüküm sürdüğünde Amerikan hükümetinin gücüne karşı koymaya cesaret eden Malcolm X, Dr. Martin Luther King, Rosa Parks, Oturan Boğa ve bu ülkenin diğer ünlü insan hakları ve medeni haklar aktivistleri tarafından bırakılan miraslara bakmalıyız.

Tekrar sokaklara çıkmanın ve Amerika’nın eski ihtişamına geri dönmesini talep etmenin tam zamanı. Özgürlük Anıtı’nın temsil ettiği ihtişama, bu ulusu bu kadar muhteşem kılan görkeme, kendilerini ve yaşamlarını iyileştirmek isteyenlere ve bu süreçte ülkeyi daha iyi hale getirmeye kollarını açma politikasına dönmenin tam zamanı. Aksi takdirde artık “herkes için özgürlük ve adalet” ulusu olmayacağız.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Sezin Bala

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU