Babacan: Ayasofya'da namaz kılınması, hükümetin büyük sorunları örtmek için getirdiği olaylardan biri

Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Habertürk röportajını köşesine taşıdı. Babacan’ın “Türkiye'ye karşı ekonomik operasyonun en büyüğünün akıl dışı, bilim dışı irrasyonel ekonomi politikaları” sözünü hatırlattı

Fotoğraf: Twitter/@alibabacan

Sözcü yazarı Deniz Zeyrek,  DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın 23 Temmuz’da Habertürk ekranlarında yayınlanan, kendisinin de soru soran tarafta olduğu röportajını bugünkü köşesine taşıdı

Babacan için “13 yıl boyunca Türkiye ekonomisinin patronluğunu yapmış, ekonominin bütün kılcallarını, eksiklerini, gediklerini bilen bir isim. Muhtemelen hâlâ da güncel bilgilere ulaşabiliyordur” diyen Deniz Zeyrek, Ali Babacan’ın Ayasofya'da namaz kılınmasıyla ilgili söylediği “Türkiye'nin büyük sorunları var. Hükümetin büyük sorunları örtmek için getirdiği olaylardan biri” sözlerine yer verdi. 

Deniz Zeyrek, “Bu yorumu ben yapsam, CHP'li, HDP, TKP'li biri yapsa, “Siz ne anlarsınız Ayasofya'da namazın öneminden?” diyebilirler. Ancak özel hayatında muhafazakarlığından kimsenin şüphe duymadığı Babacan'a bu soruyu soramazlar” yorumunu yaptı. 

Zeyrek, Babacan’ın ekonomi ile ilgili tespitlerini de şöyle sıraladı: 
 

Ülkede ciddi bir dolarizasyon yaşandığını, buna rağmen ihracatın artmadığını kaydeden Babacan, röportaj boyunca ülkedeki mevduatın yarısından fazlasının döviz cinsinden olduğunu, ihalelerde şeffaflık sorunu yaşandığını, yürütmenin her alandaki baskısıyla ortaya çıkan demokrasi ve hukuk sorunları nedeniyle ülkeye güvenin azaldığını, hiçbir şekilde denetlenemeyen Varlık Fonu'nun hata olduğunu, Merkez Bankası'nın bağımsızlığını kaybettiğini, denetleme ve düzenleme alanındaki yanlışlar nedeniyle özelleştirmelerin daha çok siyasetin finansmanına yaradığını, işsizliğin çok yüksek boyutlara ulaştığını, kadınların hızla istihdamdan uzaklaştığını uzun uzun örneklerle anlattı. 


"Hâlâ bizim kurduğumuz yapının mirası yeniyor" 


Bu gerçeklerin güçlü bir propaganda mekanizması ile gizlenmeye çalışıldığını söyleyen Babacan'ın şu tespitleri de dikkat çekiciydi: 

Şu anda Türkiye'de güçlü bir propaganda mekanizması oluştu. Bir sanal alem oluşabiliyor. 

Sosyoekonomik düşük seviyede insanlara soruyorlar, daha iyisini görmedikleri için kendilerini iyi hissediyorlar. Para olduğu sürece çark bir süre dönüyor. 

Ne zamana kadar? Kaynaklar bitene kadar. 

Türkiye'nin doğalgazı, petrolü olsa bu sistem uzun süre devam eder, tıpkı Asya'daki ülkeler gibi. Ancak kaynaklar eriyor. Biz çok kötü günlere hazırladık sistemi. Sağlam bir yapı oluşturduk. Hâlâ onun mirası yeniyor. 


 "Operasyonun en büyüğü kötü yönetimdir"


Türkiye'ye karşı ekonomik operasyonun en büyüğünün akıl dışı, bilim dışı irrasyonel ekonomi politikaları olduğunu söyleyen Babacan, “Mevcuttaki kötü politika bile değil. Operasyonun en büyüğü kötü yönetimdir” dedi. 

Eminim bazılarınız Babacan için “o kadar yıl Türkiye'yi buraya getiren sistemin parçası oldunuz. Seyirci kaldınız” gibi cümleler kuruyorsunuzdur. 

Bu cümlelerin haklılık payı olmakla birlikte, dile getirdiği ülke gerçeklerini değiştirmeyeceğini ve başlıkta aktardığım tespiti hafifletmeyeceğini de unutmamak lazım. 

AK Parti'nin geçmişinden gelen bu seslere ve eleştirilere kulak vermekte yarar var 



Sözcü 

DAHA FAZLA HABER OKU