Merkez Bankası son bir yılda ikinci kez politika faizini değiştirmedi

Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal'ın göreve geldiği Temmuz 2019'dan bu yana geçen 10 Para Politikası Toplantısı'nda toplam 1475 baz puan indirilen politika faizi, son toplantıda da değiştirilmedi

Fotoğraf: AA

Temmuz 2019'dan bu yana geçen 10 Para Politikası Kurulu toplantısında ilk kez geçen ay faizlerde değişikliğe gitmeyen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yine değiştirmedi. 

Böylece geçen yıl ortalarına kadar yüzde 24 seviyesinde seyreden bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı, haziranda olduğu gibi temmuz toplantısı sonrası da yüzde 8,25 seviyesinde.

Karar öncesi 6,8474 lira seviyesinde değerlenen Dolar/TL, karar sonrası 6,8453 liraya kadar çekildi. Dün 7,95'e dayanan Euro/TL ise 7,92 lira seviyesinde işlem görüyor. 

Bloomberg HT Araştırma Birimi'nin faiz kararına ilişkin anketine katılan 17 kurumun medyan beklentisi, bir hafta vadeli repo faizinde değişikliğe gidilmeyerek yüzde 8,25 seviyesinde bırakılacağı yönündeydi.

"Toparlanma güç kazanıyor"

Merkez Bankası’nın kararla ilgili internet sitesinde yayınladığı açıklamasında mayıs ayında başlayan toparlanmanın güç kazandığı ifade edildi. 

Salgın hastalığın Türkiye ekonomisinde olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirlerin ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine katkı yaptığı söylendi. 

Merkez Bankası, seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesiyle turizm gelirlerinde iyileşme beklendiğini vurguladı. 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın haziran açıklamasında yer alan enflasyonla ilgili şu kısım, temmuz açıklamasında da aynı şekliyle kaldı: 
 

Toplam talep koşullarının sınırlayıcı etkisine karşın, salgına bağlı birim maliyet artışlarının yansımalarıyla çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimlerinde bir miktar yükseliş gözlenmektedir. 

Uluslararası emtia fiyatları tüketici enflasyonunu sınırlamaya devam ederken, gıda enflasyonu dönemsel ve salgına bağlı etkiler nedeniyle artmıştır. 

Salgına bağlı tedbirlerle kısa vadede etkili olan arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinin devamıyla kademeli olarak ortadan kalkacağı ve yılın ikinci yarısında talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale geleceği değerlendirilmektedir.


Merkez Bankası haziran açıklamasından farklı olarak şu cümleyi de temmuz açıklamasına ekledi: Yakın dönemdeki gerçekleşmeler nedeniyle yıl sonu enflasyon tahmini üzerindeki risklerin yukarı yönlü olduğu değerlendirilmektedir. 

"Enflasyondaki düşüşün sürekliliği sağlanmalı"

TCMB’nin haziran açıklamasında hiç değiştirmediği, “para politikasındaki temkinli duruşun” devam edeceği sinyali veren bir diğer kısım ise şöyle: 

Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir. 

Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. 

Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. 

Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.

Üst üste iki faiz indirimi ve Merkez Bankası açıklamaları ne anlama geliyor? 

Ekonomist Murat Kubilay, konuyla ilgili Twitter’dan yaptığı açıklamada mevcut enflasyonun iç talebin çöktüğü dönemde kredi pompalanmasıyla yaratıldığını söyledi. Kubilay, faiz indirimi için “enflasyonla mücadele imajı” dedi: 
 


İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent’e göre ise Merkez Bankası’nın açıklamasında vurgu yaptığı “dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hâle gelmesi”, yoksulluğun artacağının işareti. 
 


Ekonomi profesörü Hayri Kozanoğlu da Twitter’dan yaptığı açıklamada Başlevent’in açıklamasına benzer şekilde  yılın ikinci yarısında talepte ortaya çıkacak dezenflasyonist etkinin yoksullaşma ile mümkün olduğunu söyledi.
 


Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin, A Para’ya yaptığı açıklamada maliyet enflasyonunun zaman içerisinde talep enflasyonuna yansıdığını, dolayısıyla birbirini besleyen bir yapının söz konusu olduğunu aktardı. 

Hizmet sektörünün salgından ciddi anlamda yara aldığını hatırlatan Alkin, normalleşme döneminde lokanta, restoran, otel gibi hizmet sektörü alanlarının yüzde 50 kapasite ile çalışmasının maliyet artışlarını beraberinde getirdiğini söyledi. 

Kerem Alkin, “Hizmetler sektöründeki maliyet enflasyonu artışının neticede fiyatlara yedirilmesinden de kaynaklı bir talep enflasyonu süreci gözlemliyoruz” dedi. 

Alkin’e göre söz konusu maliyet enflasyonunun yönetilmesi durumunda yıl sonuna kada 25 ila 50 baz puan daha faiz indirimi olabilir. Tersi durumda ise 2020, yeni bir faiz indirimi olmadan kapatılabilir. 

Bir yılda faiz ve enflasyon ne oldu? 

Tarih Politika faizi (%) Enflasyon oranı (%)
Haziran 2019 24 15,72
Temmuz 2019 19,75 16,65
Eylül 2019 16,50 9,26
Ekim 2019 14 8,55
Aralık 2019 12 11,84
Ocak 2020 11,25 12,15
Şubat 2020     10,75 12,37
Mart 2020     9,75 11,86
Nisan 2020     8,75 10,94
Mayıs 2020     8,25 11,39
Haziran 2020     8,25 12,62
Temmuz 2020 8,25  


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu toplantılarının sayısını 2019 için sekiz olarak belirlemiş, 2020 için toplantı sıklığı "her ay" olarak değiştirilmişti.


Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU