Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı hedef aldı: Her gelen seni kandırıyor

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hep aldatılan bir cumhurbaşkanı gelmiş mi” diye sordu

Fotoğraf: AA

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Kıbrıs Barış Harekatının 46. yılı olduğunu anımsattı.

"Adı barış harekatıydı gerçekten de 46 yılda kimsenin burnu kanamadı." diyen Kılıçdaroğlu, o dönem bu harekat kararını alan Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş'ı rahmet ve saygıyla andıklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Sadece kendi ülkelerine değil dünyaya da hizmet götürdüler. Kıbrıs'ta var olan pek çok sorun bir şekliyle çözülmüş oldu" diye konuştu.

“Bunları yapanlar bizim milliyetçiliğimizi sorgulayamazlar”

"Biz, KKTC'nin bağımsız bir devlet olarak dünya sahnesinde yerini almasını istiyoruz" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

Zaman zaman altı okumuzdan birisi olan CHP'nin milliyetçilik ilkesi tartışılır, vay efendim 'CHP milliyetçi değil.' Avrupa'nın en büyük tank palet fabrikasını yabancı bir orduya peşkeş çekenler bizim milliyetçiliğimizi sorgulayamazlar. Vatan toprağını terk edip, bayrağı indirip, Süleyman Şah Türbesi'ni kaçıranlar bizim milliyetçiliğimiz sorgulayamazlar. Ege adalarının Lozan Anlaşması'na göre silahtan arındırılması gerekiyor. Bugün herkesin gözünün önünde silahlı kuvvetlerle gösteri yapanlara sesleri çıkarmayanlar, bizim milliyetçiliğimizi sorgulayamazlar. Egemen güçlerin Orta Doğu'da taşeronluğuna soyunanlar, bizim milliyetçiliğimizi sorgulayamazlar. İdlib'de 33 askerimiz şehit oldu. Ne oldu, hesabı soruldu mu? 33 asker şehit oldu, 'neden oldu, kim yaptı?' diye sorulacağına koşa koşa gittiler Putin'in önünde esas duruşa geçtiler. Bunları yapanlar bizim milliyetçiliğimizi sorgulayamazlar. 33 askerin kanı yerdedir. Vatan toprağını parselleyenler, yabancılara satanlar, 250 bin dolar verdiği zaman vatandaşlık hakkını satanlar bizim milliyetçiliğimizi sorgulayamazlar.

Bizim milliyetçiliğimizde 83 milyonun kucaklaşması vardır. Bizim milliyetçiliğimizde hiç kimsenin kimliğinden inancından veya yaşam tarzından sorgulanmaması vardır. Bizim milliyetçiliğimizde bayrağa saygı, vatanın bütünlüğüne saygı vardır. Bizim milliyetçiliğimiz mevsimsel, adamına göre değil; kalıcı, tutarlı, ülkenin çıkarları üzerine inşa edilmiş bir milliyetçiliktir. Dolayısıyla onlar bizi anlayamazlar. Bu tanımı 83 milyon vatandaşa yapıyorum; özellikle milliyetçi geçinip Süleyman Şah Türbesi'ni kaçıranlara, alkışlayanlara söylüyorum.

 

20200721_2_43544082_56869145.jpg
Fotoğraf: AA

 

"Sınırlar yol geçen hanına dönmüşse iktidarın sorgulanması lazım"

Kemal Kılıçdaroğlu, kamuoyunda, Van Gölü'nde 59 kişinin cesedine ulaşılan olayın yeterince yer almadığını belirterek, Van Gölü'nün Türkiye'nin sınırları içerisinde olduğunu anımsattı.

Afganistan, İran ve Bangladeş gibi ülkelerden gelen bu insanların ölümü göze alarak Avrupa'ya veya başka ülkelere gitmek istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Buna kim izin veriyor, imkan sağlıyor? Bu konunun tartışılması lazım. Eğer sınırlar yol geçen hanına dönmüşse, her gelen kişi Türkiye'yi bir köprü gibi görüp yol geçen hanı olarak kullanılıyorsa iktidarın sorgulanması lazım. 59 kişinin sorumluluğu kime ait, onları Türkiye'ye kim soktu? Ülkenin İçişleri Bakanı, sınırlarından sorumlu bir siyasi irade var mı? Kim bunlar? Yüz binlerce kişi gelip gidiyor. Parayla tabii. Bu paranın yukarıya çıkış merdivenleri, bu paradan nemalanan siyasetçiler de var mı acaba? Bugünkü teknolojik imkanları dikkate alırsak sinek geçse bile görebiliriz. Nasıl oluyor da yüz binlerce insan gelip geçiyor buralardan?

 "İnsan hayatını kurtarmıyorsa ambulansın ne değeri var?"

Kemal Kılıçdaroğlu, Rize Köprübaşı köyünde yaşanan felaket sonrası bölgeye sadece CHP'lilerin gittiğini, devletin hiçbir yetkilisinin oraya ulaşmadığını öne sürdü.

Söz konusu yerde 11 kişinin göçük altından çıkarıldığını ve bunların 3'ünün yaralı olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, iç kanama geçiren Havva Tüysüz için yardım istenmesine rağmen yardımın 10 saat sonra geldiğini ancak Tüysüz'ün yaşamını yitirdiğini savundu.

Kılıçdaroğlu, "Sorumlusu kim? Ambulans uçaklarımız, helikopterlerimiz var, doğru. İnsana yetişmiyor, insan hayatını kurtarmıyorsa ambulansın, uçağın, helikopterin ne değeri var" dedi.

Kılıçdaroğlu, CHP'li yetkililerin bölgeyi ziyareti sırasında bir üreticinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için "Sözde dünyaya meydan okuyorsun ama bir şirkete sözün geçmiyor" ifadelerini kullandığını aktararak şunları söyledi:

Erdoğan'ın dünyaya meydan falan okuduğu yok. Nereden çıkarıyorsunuz siz bunu? Erdoğan, dünyanın önemli liderlerinden talimat alıp gereğini yerine getiren adamdır. Ne meydan okuması? Meydan okudu da ne oldu? Yok öyle bir şey. Medyayı kullanıyorlar, 'Erdoğan yumruğunu masaya vurdu, dünyayı titretti...' Erdoğan, 33 asker şehit olurken Putin'in orada ayakta beklemedi mi? Sandalye bile vermediler.

"Kadın derneklerinin 5 acil talebi var"

Kemal Kılıçdaroğlu, Pınar Gültekin'in öldürüldüğünü anımsatarak, kadına yönelik şiddetin giderek tırmandığını söyledi.

Bu konuda herkesi duyarlı olmaya çağıran Kılıçdaroğlu, yeri geldiğinde en güzel sözler söylenen kadınların hakkının hukukunun, sadece lafla sorgulandığını savundu.

Kılıçdaroğlu, iktidarın kadına yönelik şiddetin artış nedenlerini araştırması gerektiğine işaret ederek, hayatın her alanında mücadele eden kadınların, işkenceye maruz kalıp öldürüldüğünü dile getirdi.

Türkiye genelindeki 306 kadın derneğiyle Zoom üzerinden toplantı yaptıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, söz konusu sivil toplum örgütlerinin taleplerini kendisine ilettiklerini aktardı.

Kemal Kılıçdaroğlu, 5 acil talepte bulunduklarını belirterek, bunlardan ilkinin, kadınlarla erkeklerin eşit olduğu fikrinin kabul edilmesi ve kadınların hayatın her alanında eşit temsilini sağlamak için somut adımlar atılması olduğunu kaydetti.

Kadın derneklerinin, Siyasi Partiler Yasası değiştirilerek kadınların parlamentoda eşit temsil edilmesinin sağlanmasını talep edebileceklerini ilettiğini belirten Kılıçdaroğlu, partisinin bunu savunduğuna ve Türkiye'de kadın seçmen sayısının erkeklerden daha fazla olması nedeniyle siyasette güçlerini göstererek beklentilerini karşılayabileceklerine dikkati çekti.

Kadınlar için şartları oluşturun

Kılıçdaroğlu, kadın derneklerinin diğer taleplerini şöyle sıraladı:

Şiddeti önlemeye yönelik İstanbul Sözleşmesi'nden imzanın çekilmesi, 6284 Sayılı Yasanın değiştirilmesi girişimlerinden vazgeçin. Sözleşme ve yasayı uygulayın. Kadınların evde, işte, sokakta, tüm alanlarda şiddetsiz bir yaşam sürmesi için gerekli şartları oluşturun. 

Özellikle kız çocuklarını örgün eğitimin dışına iten, çocuk yaşta evlendirmelerin ve çocuk işçiliğinin önünü açan 4+4+4 parçalı eğitim sisteminden vazgeçin, 12 yıl kesintisiz ve ücretsiz eğitime geçin. Kamu ve özel sektör istihdam oranlarında ve yönetim kademelerinde, kadın-erkek eşitliğini sağlayacak pozitif ayrımcılık önlemlerini derhal devreye sokun. Babaların da çocuk bakım yükümlülüğü olduğu unutulmaksızın cinsiyet ayrımcılığı yapılmadan her iş yerine ve mahalleye ücretsiz kreşler açılmasını sağlayın. Kadınların kazanılmış yasal haklarını tehdit eden söylem ve girişimlerden vazgeçin, çocuk istismarcılarına af getirilmesi, boşanan kadının nafaka hakkının 2-3 yıl gibi sürelerle kısıtlanması, aile arabuluculuğuyla kadının boşanmasının zorlaştırılması, kadının ev içi emeğinden kaynaklanan miras hakkına el konulması gibi tartışmalara derhal son verin.

 

20200721_2_43544082_56869148.jpg
Fotoğraf: AA

 

Her gelenin kandırdığı adamdan devlet adamı mı çıkar?  

Kılıçdaroğlu, devlet yönetiminde liyakatın önemine dikkati çekerek, Osmanlı Devleti'nin liyakat olmadığı için, rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma olduğu için battığını söyledi.

Bunlar umursanmazsa devlette çürümeye yol açacağını ve çürümenin adım adım bütün alanlara yayılacağını belirten Kılıçdaroğlu, devleti yönetecek kişilerin işin uzmanlarıyla, sivil toplum örgütleriyle bir araya gelmesi gerektiğini ifade etti. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 27 Şubat 2014'te, FETÖ'ye ilişkin, "Aldatılıyoruz, aldatıldık. Ben dahi aldatıldım' dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

Sen çocuk muydun? Aldatıldım değil, sen bilerek yaptın. Bu ülkenin en önemli kuruluşlarından bir tanesi MİT'tir. MİT, her Millli Güvenlik Kurulu toplantısına FETÖ ile ilgili rapor getirmedi mi? Getirdi. Okudun mu? Okudun. Gereğini yaptın mı? Yapmadın. 'Aldatıldık' diyor. Ne aldatılması. Eğer aldatıldıysan, bir terör örgütü devletin tepesindeki en önemli kişiyi aldatma kapasitesine sahipse senin o koltukta oturmaman lazım; oturduğun her dakika vatana ihanet ediyorsun.

Bir yıl sonra 19 Mart 2015'te, Harp Akademileri Komutanlığı’na gitmiş, Balyoz ve Ergenekon davalarından söz ederek, 'Bu operasyonlarla şahsım başta olmak üzere tüm ülke yanlış yönlendirildi. Aldatıldık' Ne demek tüm ülke. Balyoz, Ergenekon operasyonları yapılırken biz karşı çıktık. Silivri'de dönemin genelkurmay başkanını ziyaret ettik. Çıktığımda da 'Burası bir Nazi kampı gibi. Almanya'daki kamplar ne ise burada da aynı tablo var.' dedim. Eğer seni aldattılarsa, senin o koltukta ne işin var. Her gelen seni kandırıyor. Her gelenin kandırdığı adamdan devleti yöneten devlet adamı mı çıkar?  

3 Ağustos 2016'da, darbe girişiminden sonra, 'Rabbim de milletim de bizi affetsin.' diyor. Peki, 251 şehidin kanı ne olacak? Sen Marmaris'te saklanırken 251 kişi meydanlarda hayatını verdi. Ne yüzünden? 'Beni kandırdılar...' Seni kandırmadılar. Bir ipte iki cambaz oynamaz demiştim. Cambazlardan birisi düştü, diğeri halen yerinde duruyor. 

26 Eylül 2017'de şöyle bir açıklama yapıyor: 'Açıkçası biz son ana kadar Barzani'nin böyle yanlış düşüneceğine ihtimal vermiyorduk. Demek yanılmışız.' Her gelen seni yanıltmış ve adam halen koltuğunda oturuyor. İnsanda ar damarı olsa der ki, ben burayı bırakıyorum, ülkeye büyük zararlar verdim, 251 kişi hayatını kaybetti, ben devleti yönetemiyorum, en iyisi 'izzet ü ikbal ile devlet erkanından çekileceğim' diyeceksin. Demiyorsun. 

20 Nisan 2017, 'Obama maalesef PYD ve YPG konusunda bizleri aldatmıştır.' Obama'ya gidip bütün iradeyi teslim eden kim? Obama'nın her dediğini yapan kim? Milletin çıkarlarını değil de Obama'nın çıkarlarını savunan kim? Bir de itiraf ediyor. 'Bizi aldatmıştır' diyor. Aldatır tabii. Çünkü senin iraden yok ki. Sen devlette liyakatı bitirdin, devleti yok ettin, devletin dibine dinamit koydun, her gelen seni aldatacak zaten.

18 Şubat 2018, 'Sayın Obama ile defalarca konuştum. Ama hep aldatıldık. Bir değil, iki değil, üç değil hep aldatıldık.' Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hep aldatılan bir cumhurbaşkanı gelmiş mi? Türkiye Cumhuriyeti tarihinde egemen güçlerin talimatını koşulsuz yerine getiren bir başbakan, bir bakan, bir cumhurbaşkanı gelmiş mi? Beni üzen de şu: 'Erdoğan çok kararlı.' 'Erdoğan dünyaya meydan okuyor.' 'Erdoğan şunu yapıyor, bunu yapıyor.' Erdoğan egemen güçlerin talimatını yerine getiriyor. Erdoğan'ın iradesi yok. Erdoğan, kim güçlüyse onun önünde esas duruşa geçen kişidir. Bakmayın böyle hava atmasına. Kendi ifadeleri. Hiçbir cümle bana ait değil, kendi cümleleri. Bunları da vatandaşlara anlatın. Öyle ortalıkta kahraman gibi gezmeye hakkı yok. Herkesin aldattığı, herkesin kendi taleplerini onun üzerinden Türkiye'de gerçekleştirdiği bir adamdır.

 

20200721_2_43544082_56869156.jpg
Fotoğraf: AA​​​​​​​

 

"Sendikalara da soruyorum: Niye sesiniz çıkmıyor?"

TBMM'ye getirilen mini istihdam paketiyle ücretsiz iznin bir yıla çıkarılacağını, ücretsiz izne çıkana da aylık bin 168 lira ödeneceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bu parayla ev kirasının mı, elektrik, su, doğalgaz parasının mı, çocuğun okul masrafının mı ödeneceğini sordu. 

Erdoğan'ın bugün, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin iki yılını değerlendireceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bin 168 liraya mahkum ettiğin 1 milyon 100 bin kişiye anlat bunları. Benim külahıma anlat bunları. Tek kişilik saray hükümeti ölü doğmuştur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ölü doğmuştur. Ölüdür. Bir kişi için 83 milyon çalışıyor. Bir aile için 83 milyon çalışıyor. Sarayın beslemeleri için 83 milyon çalışıyor. Beşli çete için 83 milyon çalışıyor. Orta sınıf tamamen yok oldu." dedi. 

Eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner'e teşekkür etmek istediğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

Mehmet Metiner bir televizyon kanalında sunucuya soruyor: 'Hiç FETÖ'cü arkadaşınız olmadı mı?' Sunucu, 'hiçbiri ile arkadaşlığım olmadı' diyor. Aslında bu biraz soru işareti ama öyle cevap veriyor. Metiner buna biraz şaşırıyor, 'maşallah' diyor. 'Bizim cumhurbaşkanımızın oldu, sabah akşam oturdular, getirdikleri listeyi milletvekili de yaptılar. Bürokraside önemli yerlere de atadılar. Cumhurbaşkanımız bütün bu imkanları kendilerine açtı...' Teşekkür etmez misiniz? Teşekkür edersiniz. Doğru; yanlış bir şey söylemiyor. Erdoğan'ın bu ülke için nasıl bir felakete ortam hazırladığını artık hepimizin bilmesi lazım. Kendi günahlarını, kabahatlerini örtmek için tek buldukları yol, CHP'ye saldırmak. Bir şeyden emin olmanızı isterim; eğer bu ülkede hakkı, hukuku ve adaleti bir parti savunuyorsa, o partinin adı CHP'dir.

 

AA 

DAHA FAZLA HABER OKU