Kudüslü rahip ve Alman papazdan Ayasofya kararına destek: Binanın onuru arttı, inançlılar Ayasofya'nın mabet olarak kullanılmasından rahatsız olmamalı

Ayasofya'nın tekrar cami olarak Müslümanların ibadetene açılmasına Hristiyan dünyasından destek de geliyor. Kudüslü Katolik rahip Musellem ve Alman papaz Körner kararı destekliyor

Danıştay, Ayasofya'yı müzeye çeviren Bakanlar Kurulu karaını iptal etmiş, ardından tarihi mabed tekrar Müslümanların ibadetine açılmıştı / Fotoğraf: Pixabay

Uluslararası Kudüs Adalet ve Barış Komitesi Başkanı Manuel Musellem, 'tekrar camiye çevirme kararıyla Ayasofya'nın haysiyet ve onurunun artırdığını' söyledi.

Katolik bir rahip olan Musellem sosyal medya hesabında paylaştığı video kaydında, dünyadaki Hristiyanları Türkiye'nin Ayasofya'yı cami olarak ibadete açma kararını takdir etmeye davet ederek, "Erdoğan, Ayasofya'yı herkesin ayakları altında çiğnenen bir müzeden, içinde Allah'ın adının anıldığı ve yüceltildiği, sevgi ve saygı duyulan camiye çevirdi" dedi.

"Tarih ve kader, bu büyük kilisenin halkıyla birlikte İslam'a dönmesini diledi"

Müsellem, "Bir Müslüman kiliseme saygı duyduğu sürece bana da saygı duyuyordur. Tarih ve kader, bu büyük kilisenin halkıyla birlikte İslam'a dönmesini diledi" görüşünü dile getirdi.

Bazı Avrupa kentlerinde ibadethanelerde Hristiyanlar ve Müslümanların sırayla ibadet ettiğini hatırlatan Musellem, "Onların kiliselerimizde ibadet etmelerine engel olmayın. Onlar bizim halkımız, biz de onların halkıyız. Biz onların eti ve kemiğiyiz, onlar da bizim etimiz ve kemiğimiz. Bir Hristiyan Müslüman'ı korumalı, bir Müslüman Arap da Hristiyan'ı korumalı" diye konuştu.

İnançlı biri rahatsız olmamalı

Almanya'nın tanınmış Cizvit papazlarından Felix Körner ise Ayasofya Camisi'nin yeniden ibadete açılması tartışmalarını "iki yüzlü" olarak nitelendirerek eleştirdi.

Köln şehrinden yayın yapan Domradio adlı radyoya açıklamalar yapan Körner, “İnanan birisinin Ayasofya'nın mabet olarak kullanılmasından rahatsızlık duymaması gerekir” dedi.

Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesinden dindar bir insanın üzülmesine anlam veremediğini belirten Körner, şöyle devam etti:

Artık mabet olarak kullanılmayan bir müzenin şimdi tekrar bir ibadethane haline geldiğini düşündüğünüzde sizi üzen ne olabilir? Dindar birisine bu acı vermez, bu sadece mutlu edebilir. Batı Hıristiyanlığı olarak biz, Osmanlılar yaklaştıkça Doğu Roma'yı umursamadık. 1453'te şehri ve dolayısıyla Hıristiyanlık için Ayasofya'yı kaybettik. Tabii ki bu bize acı verebilir.

"Müzeye çevrilmesi dolayısıyla orayı ikinci kez kaybetmiştik"

Körner, ”Hristiyanlık sonuçta bir kiliseyi kaybetti mi kaybetmedi mi?" şeklindeki soru üzerine şunları söyledi: 

Asıl biz müzeye çevrilmesi dolayısıyla orayı ikinci kez kaybetmiştik. İnançlı insanlar olarak böyle görmeliyiz, orayı tekrar kazandık. Ayasofya'dan yükselen 'namaza davet' çağrısını kabul edip şunu söyleyeceğiz, 'Memnuniyetle bu camiye bir toprak talebi olmadan gideceğiz, bu yeri Müslümanlar ile veya tek tek ibadetimiz için manevi bir dürtü ve manevi taşıyıcı olarak kullanmak istiyoruz.' Ben böyle görüyorum.


Independent Türkçe, AA 

DAHA FAZLA HABER OKU