Z kuşağı gençleri anlatıyor: Türkiye’ye dair umudum yok

Z kuşağı gençleri yaşam tarzına saygı, düşünce özgürlüğü gibi kavramlara önem veriyor ve ailelerinden birçok konuda farklı görüşlere sahip

Fotoğraf: Twitter

Yakın bir zamanda oy verecek yaşa gelecek olmaları sebebiyle siyasetin dikkatini çeken Z kuşağı gençleri, Türkiye’nin geleceğine dair ümitsiz.

Milliyet gazetesinin mikrofon uzattığı gençler, yaşam tarzına saygı, düşünce özgürlüğü gibi kavramlara önem veriyor.

19 yaşındaki genç, Türkiye’ye dair umudu olmadığını şu ifadelerle anlatıyor:

Türkiye’ye dair umudum yok. Her yerde insan kayırma var. Liyakat denilen şey yok. Böyle olunca da insanın umudu da olmuyor. Siyasetle ilgilenmiyorum, sağcısı da solcusu da aynı. Türkiye’de insanların birbirine tahammülü yok. Hayatımı kafama göre yaşıyorum, yalansız ve kimseye zarar vermeden, ön yargılardan uzak. Ailem aşırı dindar ama benim yaşam tarzıma karışmıyor. Fakat uzun saçlı ve küpeli olduğum için çevremdeki bazı insanlar çok ön yargılı. Tek istediğim de iyi bir müzisyen olmak.

“Kişinin dini beni ilgilendirmiyor”

19 yaşındaki başka bir genç, Türkiye’de düşünce özgürlüğü olmadığını şöyle anlatıyor:

Mimarlık okumayı düşünüyorum. Genelde internette vakit geçiriyorum. ‘İyi ki internet var’ diyebilirim. Öğreniyoruz, bakış açımız değişiyor. Sadece okulda ya da ailemizden öğrendiklerimizden ibaret değil hayat. En basiti; kişinin dini beni ilgilendirmiyor. Karşımdaki insanın diniyle değil, vicdanıyla ilgileniyorum. Tuttuğu oruç, kıldığı namaz benim için bir şey ifade etmiyor. Çevreye, insana, hayvana karşı duyarlı mı önemli olan bu. Şort giymeyi çok seven biriyim ancak toplu taşıma kullandığımda giymiyorum, tacizden korkuyorum. Bu korkuyu yaşamak istemiyorum. Türkiye’de o kadar önemli konular varken biz çok farklı konuları konuşuyoruz. Ancak yanlış olan her şeyi de dile getiremiyoruz. Çünkü, düşünce özgürlüğümüz yok.

"Kadın ve erkek eşit değil"

Türkiye’de kadın ve erkeklerin eşit olmadığını söyleyen 16 yaşındaki gencin ifadeleri de şöyle:

 Ailemin tek düşüncesi para kazanabileceğim bir meslek seçmem. İlkokuldan beri çocuk doktoru olmak istiyorum. Bunu seçmemi ailem de onaylıyor. Tıp değil, farklı bir şey de okumak isteyebilirdim. Bu tercihi yaparken tamamen kendi kararlarım doğrultusunda olacaktır. Hayallerimin, ailemin fikirleri üzerine şekillenmesine izin vermeyeceğim. Bunun için de çok fazla okuyorum ama okuduğum kadar da internette vakit geçiyorum. Bu durumdan da rahatsız değilim. Bilinçlenmemi sağlıyor. Şimdiden ailem gibi düşünmediğimi fark ettim. Ailem aşırı inançlı ben de öyleyim ancak onların farklı inançlara bakış açısı ile benimki aynı değil. Ateist birine ailemle benim bakış açım çok farklı olur. Türkiye’de en rahatsız olduğum konu, kadın ve erkekler arasında eşitlik yok. Bunun yanı sıra her gün kadınlar ölüyor, çocuklar istismara uğruyor, hayvanlara işkence yapılıyor, bunlar tartışılsın ve çözüm bulunsun.

Hafızlık okuyor, insanların diniyle ilgilenmiyor

16 yaşında hafızlık okuyan bir genç de şunları söylüyor:

Hafızlık okuyorum, liseyi de dışarıdan okuyorum. Küçüklüğümden beri doktor olmak istiyordum, liseyi dışardan bitirirsem inşallah doktor olacağım. 24 saatin yaklaşık 9-10 saatini internette geçiriyorum. İnternette genelde oyun oynuyorum. Ailemle birçok konuda aynı düşünmüyorum, ancak bunları onların yanında pek dile getiremiyorum. İnsanların dini tercihleri ya da yaşam biçimleriyle ilgilenmiyorum. Ateist birine saygı duyarım, ancak arkadaşlık yapmam. Hepimizin inandığı ya da inanmadığı kendisine, herkes kendisinden sorumlu...

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

16 yaşındaki başka bir genç, yaşam tarzına saygı istiyor:

Lise öğrenciyim. Yazılım mühendisi olmak istiyorum. Aynı zamanda da editörlük yapıyorum. İnternette vaktimi genelde faydalı şeyler için kullanıyorum. Yazılımla ilgili birçok programı herhangi bir kursa gitmeden internetten öğrendim. Vaktimi fazla aldığı için sosyal medyayı da çok kullanan biri değilim. Dünyanın herhangi bir yerine gitmeseniz bile, internet aracılığıyla birçok bilgiye erişebiliyorsunuz. İnsanların yaşam tarzına saygı duyduğum gibi benim de yaşam tarzıma saygı duyulmasını istiyorum. Ancak ne yazık ki bu ülkedeki en büyük sıkıntı, insanların yaşam biçimi ya da inancına saygı duyulmaması. Bu ailem için de geçerli, bana, yaşam biçimime ve tercihlerime saygı duymayan bir insan benden de saygı beklemesin.

 

Milliyet, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU