Bilim insanları Güneş sistemine ışık tutabilecek yeni bir gezegen parçası keşfetti

Gezegenin 'ağır metal' yapısı sayesinde maruz kaldığı yoğun olaylara karşı koyabildiği düşünülüyor

Bir gezegen parçası SDSS J122859.93+104032.9 yıldızı etrafında dönerken, ardında gaz yığınları bırakıyor / Fotoğraf: Warwick Üniversitesi, Mark A. Garlick

Bilim insanları Güneş sistemimizin geleceği hakkında fikir verebilecek uzak bir gezegene ait parça keşfetti.

Araştırmacılar, 400 ışık yılı uzaklıktaki ölü bir yıldızın etrafında dönen kütlenin demir ve nikel ağır metalleri yönünden zengin olabileceğini söylüyor.

Kaşifler bu garip ağır metal bileşeni sayesinde, gezegenin ölü yıldızın çevresindeki diğer gezegenlerin maruz kaldığı yıkımdan kurtulmuş olabileceğini düşünüyor.

Beyaz cüce gezegenin etrafında dönen kütle için "hala hayatta olan bir şeyler bulma ümidimizden daha fazlası" ifadesini kullanan bilim insanları, bu sistemin altı milyar yıl sonra kendi Güneş sistemimize ne olacağına dair ipucu içerebileceğinin de altını çizdi.

Eskiden daha büyük bir gezegenin parçası olduğu düşünülen parçanın, yıldızının ölümünden sonra tüm sistemi yok eden felaketten kurtulduğu tahmin ediliyor. Yıldızına daha önceleri mümkün olduğu düşünülmeyen bir yakınlıkta dönmesi nedeniyle, bir yılı sadece iki saat süren bu gezegenin kurtulması olası görülmezdi.

Science dergisinde yayımlanan bu yeni keşifte, beyaz cüce gezegen yörüngesindeki katı kütleleri bulmak için ilk kez spektroskopi kullanıldı. Bu teknik, araştırmacıların gezegen parçasının yaydığı gazların ışıkta yol açtığı hafif değişimleri tespit etmesini sağlıyor.

Obje, La Palma'daki Kanarya Adaları Büyük Teleskopu'nu (Gran Telescopio Canarias) kullanan bilim insanlarının, 410 ışık yılı uzaklıktaki beyaz bir cüce gezegenin yörüngesindeki toz diskine bakması sonucu tespit edildi. Kütle, Dünya ve diğer katı kütlelerin çoğunun oluşumuna yardımcı demir, magnezyum, silikon ve oksijen gibi bir grup elementten meydana geliyor.

Araştırmacılar gözlemlerinde, katı bir cisimden, kuyruklu yıldıza benzer biçimde bir gaz halkası yayıldığını gördüler. Gaz, cismin kendisinden çıkabileceği gibi, diskteki tozlara çarpmasıyla bu tozların buharlaşması sonucu ortaya çıkıyor olabilir. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bilim insanları, parçanın en az bir kilometre genişliğinde veya daha da büyük olabileceğini söylüyor. Bir kaç yüz kilometre büyüklüğü bulabilecek parça, Güneş sistemimizdeki en büyük asteroidlerle eşdeğer.

Parçanın yörüngesinde dolaştığı ölü yıldız veya beyaz cüce gezegen, yıldızların tüm yakıtını tüketip dış katmanlarının dağılmasıyla oluşuyor. Buysa geride zamanla soğuyan yoğun bir çekirdek bırakıyor.

Bu çekirdek o kadar çok küçülüyor ki eskiden güneşin bulunduğu yörüngede dönmeye başlıyor. Ancak parça, muhtemelen şimdiki yörüngesinden daha uzakta ve Güneş sistemimize benzer bir sistemde yer alan ve yıldızı soğumaya başlayınca parçalanan büyük bir nesnenin parçasıydı.

Fizik alanında araştırma görevlisi Dr. Christopher Manser, "Yıldız, başlangıçta Güneş'in iki katı kütleye sahipken, şimdi Güneş'in sadece yüzde 70'i kadar bir kütleye sahip. Aynı zamanda çok ufak, kabaca Dünya kadar bir büyüklüğü var. Bu da yıldızı, genel olarak tüm beyaz cüce gezegenleri aşırı derecede yoğun yapıyor" dedi.

"Beyaz cüce gezegenin yerçekimi Dünya'nın 100 bin katı kadar güçlü ve çok yakından geçen tipik bir asteroid yerçekimi gücü nedeniyle parçalanıyor” diye sözlerine devam eden Manser ve araştırma ekibi, çok yakında ve hala hayatta olan parçanın keşfiyle şok oldular.

 



 

Araştırmanın yazarlarından Boris Gaensickle ise "Keşfettiğimiz gezegen parçası beyaz cüce gezegenin yerçekimi kuyusunun çok içinde. Daha önce hayatta kalabilmesini beklediğimiz her şeyden çok daha içeride. Bu ancak parçanın çok yoğun ve/veya kütlesini bir arada tutan güçlü bir iç güce sahip olması nedeniyle mümkün olmalı. Bu yüzden büyük ölçüde demir ve nikelden oluştuğunu tahmin ediyoruz" dedi.

Gaensickle sözlerine şöyle devam etti:

"Eğer saf demirden oluşsaydı, şu anda bulunduğu yerde hayatta kalabilirdi. Fakat eşit ihtimalle, demir bakımından zengin ve bir arada tutacak güçlü bir iç güce sahip olabilir. Bu durum parçacığın oldukça büyük bir gezegen çekirdeğinin bir parçası olmasıyla tutarlı. Eğer doğruysa, orijinal gövdenin çapı en az yüzlerce kilometreydi çünkü bu noktada gezegenler - sudaki yağ gibi - farklılaşmaya başlar ve metalik bir çekirdek oluşturmak üzere daha ağır elementlerle batarlar. "

Parça, diğer güneş sistemlerinde bulunabilecek gezegenlere dair bir bakış sunmasının yanı sıra, aynı zamanda kendi geleceğimize de işaret ediyor.

Dr. Manser, “Yıldızlar yaşlandıkça, gezegensel sistemlerinin iç kısımlarının çoğunu 'temizleyen' kırmızı devlere dönüşürler. Güneş sistemimizde ise, Güneş, Dünya'nın yörüngesine kadar genişleyerek Dünya, Merkür ve Venüs'ü silecektir. Mars ve ötesindekiler ise hayatta kalacak ve daha da uzağa kayacaklar" diyor.

Manser sözlerini şöyle bitiriyor:

“Genel fikir birliği, bundan 5-6 milyar yıl sonra Güneş sistemimizin yörüngesinde Mars, Jüpiter, Satürn ve dış gezegenlerin yanı sıra asteroidler ve kuyruklu yıldızların bulunduğu Güneş'in yerini alacak beyaz bir cüceden teşkil olacağıdır. Yerçekimi etkileşimlerinin bu tür gezegen sistemi kalıntılarında gerçekleşmesi muhtemel. Bu, büyük gezegenlerin kolayca küçük cisimleri beyaz cüce gezegene yaklaştıracak ve yüksek yer çekimi nedeniyle parçalanacakları yörüngelere itebilecekleri anlamına geliyor. Beyaz bir cüce gezegene ulaşabilen asteroid kütleleri veya gezegen parçaları hakkında bilgi edinmek bize bu sistemde olması gerektiğini bildiğimiz gezegenler hakkında bir şeyler anlatabilir, ancak şu anda bunu tespit edebileceğimiz bir yöntem bulunmuyor."

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/life-style/gadgets-and-tech
İndependent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik 

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU