Dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük 5 su sorunu

Plastik kirliliğinden yeraltı suyunun tükenmesine kadar küresel su arzını tehdit eden en önemli konular

Yemen'deki bir kampta yaşayan kız içme suyu doldurmak için bidon taşıyor / Fotoğraf: Reuters

Hayatta kalmanın temel gereksinimi su, insanlığın karşılaştığı en büyük zorlukların çoğunun merkezinde bulunuyor.

ABD'nin Michigan eyaletindeki Flint şehrini tehdit eden kurşun kirliliğinden Güney Afrika'nın başkenti Cape Town'da suların tehlikeli bir şekilde azalmasına, dünyadaki tüm topluluklar için susuzluk çok gerçek bir korku.

İnsanlar bir yandan içme, yemek yapma, yıkama ve çiftçilik için ihtiyaç duydukları suyu bulmakta zorlanırken, çok daha fazlası, fırtına ve sellerin evlerini vurduğu olağanüstü hava koşulları nedeniyle oluşan su baskınlarıyla karşı karşıya kalıyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Su Günü vesilesiyle gezegenin karşılaştığı en büyük su temelli zorlukları sıraladık:

Artan sıcaklıklar ve kuraklık

İklim değişikliği, belki de küresel su sisteminin karşı karşıya kaldığı en büyük tehdit çünkü gerçekte birçok farklı sorundan oluşuyor. Sera gazı emisyonları gezegenin sıcaklığının artmasına neden olduğundan dünyanın en sıcak bölgeleri daha da ısınıyor ve kuruyor.

Hadley Hücresi genişlemesi olarak bilinen fenomen, dünya ısınırken kutuplar ve ekvator arasındaki sıcaklık farkının azaldığı ve dünyadaki hava akımlarının değiştiği anlamına geliyor. Bu, bulutların Ekvator'dan kutuplara doğru kayarak, Sahra altı Afrika, Orta Doğu ve Orta Amerika bölgelerini değerli yağmur suyundan mahrum bırakması anlamına geliyor.

 




Artan yağış ve sel

Madalyonun diğer yüzü, iklim değişikliğinin getirdiği artan yağış. Bilim insanları artan küresel sıcaklıklar ve daha yoğun fırtınalara yol açan iklim değişiklikleri arasındaki bağlantılar konusunda giderek daha emin ifadeler kullanıyor. Yükselen deniz seviyeleriyle birlikte bunlar felaket anlamına gelebilir.

Dünya Kaynakları Enstitüsü, 2030 yılına kadar iklim değişikliği ve sosyoekonomik gelişme nedeniyle nehir taşkınlarından zarar gören insan sayısının iki kat fazla artışla 54 milyona çıkacağını tahmin ediyor. Son yıllarda seller Hindistan ve Bangladeş’in bazı bölümlerini yok etti, yüzlerce insanı öldürdü ve milyonları etkiledi.

Şimdi bile Güneydoğu Afrika'da ortalığı kasıp kavuran İdai Kasırgası, bu tür tropik fırtınaların yoğunluğunu arttırdığı bilinen iklim değişikliğinden etkilenmiş olabilir.

Kötü altyapı

Dünya su teminiyle ilgili en belirgin sorun olmasa da, küresel altyapıdaki eksiklikler su tedariğinin önündeki en büyük engeller arasında yer alıyor. Su, çok geniş boru ve kanalizasyon şebekelerinde taşınmalı ve arıtma tesislerinde işlenmeli. Bunlar ise çok fazla bakım ve yatırım gerektiriyor.

Bu sadece fakir milletlere özgü bir problem değil. İngiltere Çevre Ajansı Başkanı James Bevan Salı günü yaptığı açıklamada ülkenin sadece 25 yıl içinde su seviyelerinde azalma yaşayabileceğini söyledi.

Bu duruma katkıda bulunan pek çok sorun olsa da, resmi bir raporda İngiltere'nin her yıl boru sızıntıları nedeniyle yaklaşık 3 milyar litre su kaybettiği belirtiliyor. 
 


Yeraltı suyunun tükenmesi

Gezegenin tatlı suyunun yaklaşık 3’te biri yeraltı akiferlerden geliyor ve bunlar görünmese de, tarım ve sanayimizi korumak için hayati öneme sahipler. Acil bir işlem yapılmazsa, Hindistan’ın akifer kaynaklarının yüzde 60’ı yalnızca 20 yıl içinde tehlikeli derecede azalıyor olacak.

Bu durum, artan küresel nüfus ve bu topluluklardaki varlıklı insanların artmasıyla daha da vahim hale geliyor. Küresel nüfusun, yüzyılın ortasına kadar 10 milyar insana yaklaşması beklenirken kaçınılmaz olarak su kaynakları üzerinde büyük bir baskı olacak. Gelişmekte olan ülkelerdeki insanlar zenginleştikçe, et gibi lüks tüketim malzemeleri için de daha fazla talep olacaktır ki bu da daha fazla suya gereksinim olacağı anlamına gelir. 
 


Kirlilik

Su kirliliğinin azaltılması çok büyük bir zorluk çünkü bu, içme suyuna karışan kirli sudan dünyadaki nehir sistemlerine dökülen sonsuz plastik atıklara kadar her şeyi kapsar. BM'ye göre, insan atığından endüstriyel atıklara kadar her şeyi içeren atıksuyun yaklaşık yüzde 80'i hala arıtılmıyor.

Bu kirletici maddelerin bazıları, özellikle plastik ve eczacılık ancak son yıllarda ele alınması gereken sorunlar olarak gündeme geldi. Bu maddelerin onları tüketen insan ve hayvanlar üzerinde kötü etkilere sahip olabileceğinden şüphelenilmekle birlikte bu konuda yapılan araştırmalar halen başlangıç aşamasında denilebilir.


 

* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir

https://www.independent.co.uk/environment

Independent Türkçe için çeviren: Uğur Halis

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU