Normalleşme ve korona

Çıkarılabilecek en önemli derslerden biri salgınlarla başa çıkmak için daha fazla küresel hazırlık yapılması gerekliliği

Fotoğraf: Twitter

Bugün, sokağa çıkma yasağının başlamasından yaklaşık üç ay sonra Suudi Arabistan'da hayat normale döndü.

Aynı şekilde dünyanın modern çağda yaşadığı en kötü sağlık, sosyal ve ekonomik krizden sonra diğer ülkelerin çoğunda da hayat normale döndü.

Güçlü sağlık protokolleri doğrultusunda hayatın çeşitli alanlarında yaşanan durgunluk son buluyor.

Ancak korona hayaleti hala varlığını sürdürmesi bir kenara, salgın daha önceki dönemlerde olduğundan daha fazla yayılıyor.

Bugün dünya, korona salgını ile başa çıkmak ve onunla birlikte yaşamak için farklı ve pratik bir formül bulmak zorunda.

Virüs bulaşmış insan sayısı dünya çapında 8,67 milyondan fazla ve ölenlerin sayısı ise yaklaşık 460 bin.

Sağlık teknolojileri ne kadar gelişmiş olursa olsun, dünya üzerindeki bütün insanların incelenmesinin imkansız olduğu göz önünde bulundurulduğunda, gerçek vaka sayısının yüz milyonları bulduğu tahmin ediliyor.

Bu felaketin önündeki en büyük tehlike, sağlık sistemlerinin çöküşü, hastanelere ve sağlık merkezlerine akın eden vakaların kontrol edilememesi ve yoğun bakım odalarının kaldırabileceğinden daha fazla olan kritik vaka sayısıdır.

İtalya, Brezilya ve diğer ülkelerde yaşanan durum buydu. Son altı ay içinde ülkeler sağlık sistemlerini güçlendirdiler ve hızlı bir şekilde çoğalan vaka sayılarıyla nasıl baş edecekleri en iyi yolları buldular.

Bunların en önemlisi virüsün yayılımını azaltmak için uygulanan sağlık protokollerdir.

Sosyal ve ekonomik hayatın önceki aylardan daha uzun bir süre durdurmanın imkansızlığı göz önünde bulundurulduğunda devletlerin ‘daha az zarar’ kuralına göre hareket edecekleri görülüyor.

Salgının patlak vermesinin üzerinden geçen bu altı ay içerisinde bakılması gereken tek yer vaka sayısı ya da virüsün yayılımı değildir.

Burada herhangi bir devletin ‘bir tedavi veya aşı bulunana’ kadar geçen süre içerisinde bir arada yaşama kabiliyetine etki eden iki temel faktör var:

Sağlık sistemlerinin kritik durumların üstesinden gelmesi ve ölü sayısının mümkün olan en az seviyeye indirilmesi.

Almanya'da koronavirüs dolayısıyla ölenlerin sayısı vaka sayısının yüzde 2’sini oluşturuyor.

Salgından ciddi şekilde etkilenen diğer ülkelerle karşılaştırıldığında bu bir bakıma daha düşük bir oran.

İtalya’da bu oran yüzde 12 civarında iken Suudi Arabistan, yüzde 0,6 ile dünya üzerindeki en düşük orana sahip ülkelerden biri. Bu, korona ile mücadele kaydedilen başarıyı yansıtır.

Dünya her ne kadar korona öncesi döneme dönmüşse de ölümcül virüs hala varlığını sürdürüyor.

Korona hakkında hala bilinmeyen durumlar var.

Bununla birlikte çıkarılabilecek en önemli derslerden bir tanesi de salgınlarla başa çıkmak için daha fazla küresel hazırlık yapılmasının gerekliliğidir.

Aynı şekilde gerek bu salgınla gerekse de diğerleriyle mücadele etmek için çeşitli sektörlerle işbirliğini kapsayan bir sağlık yaklaşımı benimsemek gerekiyor.

Korona ile ilgilenen taraflar sağlık bakanlıklarından ibaret değil.

Aksine devletler, tüm sektörleriyle birlikte bu salgına karşı savaş veriyorlar. Maalesef salgın önümüzdeki yıllar içerisinde de bizimle yaşayacak.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU