Dünya nüfusunun yarısının gitgide daha fazla hava kirliliğine maruz kaldığı ortaya çıktı

Araştırmacılar hava kalitesinin "halk sağlığına karşı büyük ve birçok bölgede büyümeye devam eden bir tehlike teşkil ettiğini" belirterek uyarıyor

Orta ve Güneydoğu Asya ülkelerindeki nüfusun yüzde 99'undan fazlası tehlikeli hava soluyor (AFP)

Bir araştırma, zehirli gazlara karşı küresel çapta gösterilen çabalara rağmen, dünya nüfusunun yarısından fazlasının gittikçe daha fazla hava kirliliğine maruz kaldığını ortaya çıkardı.

Exeter Üniversitesi'ndeki araştırmacılara göre, bazı bölgelerde kirlilik Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından belirlenen güvenli seviyelerin beş kat üstüne çıktı.

Araştırmacılar kötü hava kalitesinin “halk sağlığına karşı büyük ve birçok bölgede büyümeye devam eden bir tehlike teşkil ettiğini” belirterek uyardı.

Üniversitenin Veri Bilimleri ve İstatistik Dekanı Profesör Gavin Shaddick şunları söyledi:

Hava kirliliğini azaltmaya yönelik uzun vadeli politikaların başta Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere birçok bölgede etkili olduğu görülse de, halen tehlikeli seviyede hava kirliliği olan bölgeler var. Bunlardan bazılarında hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütü'nün kıstaslarından beş kat daha yüksek ve kimi ülkelerde hava kirliliği hala artıyor.

DSÖ ile birlikte yapılan çalışmada, en yüksek hava kirliliği seviyelerinin başta Asya'nın ortasıyla güneydoğusu ve Sahraaltı Afrika olmak üzere orta gelirli ülkelerde görüldüğü ortaya çıktı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kömür yakıtlı termik santrallerin yanı sıra hanelerde, sanayide, tarımda ve ulaşımda verimsiz enerji kullanımı, ince partiküllü hava kirliliğinin başlıca kaynaklarıdır. Bazı bölgelerde buna kum ve çöl tozuyla, atık yakma ve ormansızlaşma da katkıda bulunur.

Araştırma ekibi çalışma için 2010 ve 2016 yılları arasında küresel hava kalitesindeki eğilimleri, kirliliği azaltmaya yönelik küresel çabalar kısa ve uzun vadeli politikalarla gösterilirken inceledi.

Her ülkenin ve daha geniş bölgelerin yıllık hava kalitesi profillerine erişebilmek için hem yeryüzünden yapılan gözlemlerden hem de uydu verilerinden faydalandılar.

Profesör Shaddick, sözlerine şöyle devam etti:

Her ne kadar belirli politikaların neden olduğu sonuçların tam olarak ölçülmesi güç olsa da, etkili müdahalelere dair kanıtları hava kirliliğindeki küresel, bölgesel ve yerel eğilimlerle birleştirmek, gelecekteki politikaların bilgilendirilmesinde ve takibinde kilit rol oynayacak kanıtlara elzem katkılarda bulunabilir.

DSÖ'nün tahminlerine göre, her yıl dünya genelinde 4,2 milyon ölüm dışarıdaki hava kirliliğine bağlı görülebilir.

DSÖ, yıllık ortalama ince partiküllü hava kirliliği yoğunluğunun metreküpte 10 mikrogramı aşmaması gerektiği tavsiyesinde bulunuyor.

Bu kıstasın üzerindeki seviyelere maruz kalanların küresel nüfusa oranı, büyük ölçüde Kuzey Amerika ve Avrupa'daki düşüşlerin etkisiyle, 2010'la 2016 arasında yüzde 94'ten yüzde 90'a düştü.

Fakat Exeter Üniversitesi'nin Climate and Atmospheric Science adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırması başka bölgelerde seviyelerin “neredeyse sabit ve son derece yüksek seyrettiğini” ortaya koydu.


Araştırmaya göre, küresel nüfusun yüzde 55'i gittikçe artan kirlilik seviyelerine maruz kalıyor.

Orta ve Güneydoğu Asya ülkelerindeki nüfusun yüzde 99'undan fazlası tehlikeli hava soluyor.

Bu kirlilik şehirlerle sınırlı değil, kırsal alanlarda yaşayan insanların büyük çoğunluğu da tehlikeli seviyelere maruz kalıyor.

"Dolayısıyla hava kirliliğine bağlı hastalıkların yarattığı yükü azaltmak için, hem kırsal hem de kentsel ortamlarda hava kirliliğinin ele alınması birincil öncelikte olmalıdır" ifadelerine de çalışmada yer verildi.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/environment

Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU