Washington, Esad ve eşini de kapsayan Ceasar Yasası’nı yürürlüğe koydu

Şam Uluslararası Havaalanı yakınlarında başka bir lüks konut projesi yürüten iki iş insanı Nadir Kalai ve Halid ez-Zubeydi de yaptırımlar listesine eklendi

Fotoğraf: SANA

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ve eşi Esma Esad dahil olmak üzere Suriyeli üst düzey 39 isim ve kurumu kapsayan ‘Ceaser Yasası’nın ilk aşamasını yürürlüğe koyarken Şam’a yönelik baskı kampanyasını sürdürme sözü verdi.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo yaptığı açıklamada, önümüzdeki aylarda daha fazla yaptırım uygulanmasını beklediklerini belirterek, "Esad, Suriye halkına karşı vahşi savaşını bitirmezse, daha fazla yaptırım uygulayacağız" ifadelerini kullandı. Pompeo, uygulanan yaptırımları ‘Esad rejimini savaş kazanmak ve Suriye halkına yönelik zulümleri sürdürmek için kullandığı gelirlerden ve destekten mahrum etmek için yapılan kalıcı ekonomik ve siyasi baskı kampanyasının başlangıcı’ olarak nitelendirdi.

Pompeo, Esad'le çalışan herhangi bir şirkete yaptırım uygulayan Ceaser Yasası’nın yürürlüğe gireceğinin duyurulması kapsamında yasanın henüz yürürlüğe girmeden dahi hali hazırda kırılgan olan Suriye ekonomisini sarstığını ifade etti. Ceasar Yasası’nın ilk aşaması, Suriye Devlet Başkanı Esad ve eşi Esma Esad dahil olmak üzere önde gelen Suriyeli 39 kişi veya kurumu hedef alıyor. Bu arada Esma Esad, ilk kez ABD yaptırımlarının kapsamına dahil edildi.

Yasa, yatırımların uygulandığı kişilerin ABD’deki herhangi bir mal varlığının dondurulmasını öngörüyor. Twitter hesabından yaptığı açıklamada Esma Esad’in ‘Suriye'deki savaşın en ünlü faydalanıcılarından biri haline geldiğini’ belirten Pompeo, "Bugün (dün) Esad rejimine ve dış destekçilerine, Suriye halkına yönelik acımasız eylemlerinin sorumlusu olarak sert ekonomik yaptırımlar uygulanmasına izin veren Ceaser Yasası uyarınca Esad rejimine karşı kalıcı bir yaptırım kampanyası başlatıyoruz. Esad ve rejimi Suriye halkına yönelik vahşi savaşını durdurana ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararında belirtilen siyasi bir çözümü kabul edene kadar daha fazla yaptırım uygulanacak" dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan resmi bir açıklamada, Pompeo’nun Ceasar kod adlı askeri polisin çektiği ve kaçırmayı başardığı, ilk kez 6 yıl önce ortaya çıkan fotoğrafların Esad rejiminin hapishanelerde sistematik işkence yaparak ve infazlar gerçekleştirerek işlediği savaş suçlarının delili olarak dünyayı şoke ettiğini söylediği aktarıldı. Pompeo ayrıca Ceaser’ın bu cesurca hareketinin ABD Başkanı Donald Trump tarafından 180 gün önce onaylanan ‘Ceaser Suriye Sivil Koruma Yasası’na ilham verdiğini ve böylece Esad rejimi tarafından işlenen savaş suçlarının ve Suriye halkına uyguladığı zulmün hesap verebilirliğini artırmak için sert ekonomik yaptırımlar uygulamalarını sağladığını belirtti. Ceasar Yasası ile öngörülen cezalara ilişkin hükümler dün yürürlüğe girerken yasa, dünyanın neresinden olursa olsun, Esad rejimi ile çalışan herkese seyahat kısıtlamaları veya finansal yaptırımlar uygulanmasını ve Amerikan finans sisteminden dışlanmasını öngörüyor.

Bakan Pompeo açıklamasını şöyle sürdürdü:

"ABD Hazine ve dışişleri bakanlıkları, Caesar Yasası ve 13894 sayılı Başkanlık kararnamesi kapsamında 39 ismin yer aldığı listedeki kişilere ve kurumlara karşı yaptırımları uygulamaya koyarken, Esad rejiminin Suriye halkına yönelik zulümlerini ve acımasız savaşı sürdürmesi için gereken gelirlerden mahrum etmek ve dış desteği kesmek amacıyla ekonomik ve siyasi baskı kampanyası başlatıyorlar."

Baskı kampanyasının durmayacağı ve önümüzdeki haftalarda ve aylarda da devam edeceğini vurguladığı açıklamasında Pompeo, Esad rejimini ve acımasız savaşını destekleyen, BMGK’nın 2254 sayılı kararında belirtildiği üzere mevcut çatışmaya barışçıl ve siyasi bir çözümün getirilmesini engelleyen kişilere ve kurumlara yönelik daha fazla yaptırım uygulanmasını beklediğini söyledi.

ABD Dışişleri Bakanı, "Ekonomik ve siyasi baskı kampanyamızı, görüşümüzü paylaşan ülkelerle, özellikle de aynı nedenlerle Esad rejimine uyguladığı yaptırımları üç hafta önce yenileyen Avrupalı ​​ortaklarımızla tam bir işbirliği çerçevesinde hayata geçireceğiz" ifadelerini kullandı.

Esad rejimini dokuz yılı aşkın bir süredir Suriye halkına karşı kanlı bir savaş yürütmekle suçlayan Pompeo, rejimin ayrıca cinayet, işkence, adam kaçırma ve kimyasal silah kullanımı da dahil olmak üzere çeşitli savaş suçları ve insanlık suçu anlamına gelen sayısız zulüm gerçekleştirdiğini belirtti. Suriye’deki çatışmaların başlamasından bu yana yarım milyondan fazla Suriyelinin hayatını kaybettiğini vurgulayan Pompeo, Suriye halkının savaş öncesi nüfusunun yarısına eşit sayıda 11 milyondan fazla insanın ise yerlerinden edildiğinin altını çizdi.

Beşşar Esad ve rejimi, kanlı savaşını finanse etmek ve evleri, okulları, dükkanları ve halka açık pazarları yok etmek için her ay on milyonlarca dolar harcadı. Bu yıkıcı savaşla insani krizi daha da kötüleştirirken insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını engelledi ve Suriye halkına acı çektirdi. Pompeo açıklamasında, ABD'nin Esad rejiminin elindeki Suriye halkına insani yardımda bulunmak amacıyla uluslararası ve bölgesel ortaklarla çalışmaya yönelik sözü verdiğini vurguladı.

ABD’nin Suriye halkına en büyük yardımları yapan ülke olduğunu ve savaşın başlangıcından bu yana Suriyelilere yönelik insani yardımlar için 10,6 milyar doların üzerinde harcama yaptığını söyleyen Pompeo, Esad'ın kontrolü altındaki bölgelerde dahil olmak üzere tüm Suriye’de istikrarın sağlanması için 1,6 milyar doların üzerinde yardım harcaması yaptığını ifade etti.

Ceaser yasası ve ABD'nin Suriye’ye yönelik diğer yaptırımları, Suriye halkına yapılan insani yardımları ve Suriye'nin kuzeydoğusundaki istikrar faaliyetlerini kapsamadığının altını çizen Pompeo, "Washington, rejimin kontrolü altındaki bölgelerde bile çeşitli uluslararası ve Suriyeli ortaklarımız aracılığıyla insani yardım sağlamaya devam edecektir" dedi.

Açıklamasında ‘Esad'ın bu acımasız ve gereksiz savaşının sona ermesinin zamanının geldiğini’ söyleyen Pompeo, "Esad rejimi ve onu destekleyenlerin önünde bugün basit bir seçim bulunuyor. Ya Suriye’deki güvenlik sorununa, BMGK’nın 2254 sayılı kararı çerçevesinde siyasi bir çözüme yönelik geri dönüşümsüz adımlar atacaklar, ya da yeni yaptırımlarla yüzleşecekler" şeklinde konuştu.

Yaptırımlar listesindeki Suriyeli kişiler ve kurumlar

Pompeo'nun açıklamasına göre Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ve eşi Esma Esad, ABD Başkanı Trump'ın 13894 sayılı Başkanlık kararnamesinin hükümleri uyarınca yaptırımlar listesine dahil edildi. Ayrını şekilde açıklamada ‘vahşetin kurucuları’ olarak nitelendirilen önde gelen Suriyeli iş insanlarından Muhammed Hamşo ve Suriye'de rejim saflarında savaşan İran’ın milis gruplarından Fatımiyyun grubu da bulunuyor. Aynı şekilde Beşşar Esad'ın kardeşi ve Suriye ordusunun Dördüncü Tümen Komutanı Mahir Esad ile yine Dördüncü Tümen komutanlarından Gassan Ali Bilal ve Samir el-Dana da yaptırımlar listesine eklendi. Listedeki bir diğer Esad ailesi üyeleri Beşşar Esad'ın ablası Büşra Esad ve Mahir Esad’in eşi Manal Esad olurken rejim bağlantılı iş insanları Ahmed Şabir Hamşo, Amr Hamşo, Ali Hamşo, Ranya Dabbas ve Sümeyye Hamşo da yaptırımlar listesinde yer aldı.

Pompeo, ABD yönetiminin yaptırım uyguladığı onlarca kişi ve kurumun, Suriye’deki savaşa barışçıl bir siyasi çözümün getirilmesinin önlenmesinde temel bir rol oynadıklarını ve kendilerini, ailelerini ve çevrelerini zenginleştirirken Suriye halkına karşı Esad rejiminin zulmüne yardım etmiş veya yardımda bulunmayı taahhüt etmiş olduklarını vurguladı.

Pompeo açıklamasında özellikle Beşşar Esad’in eşi Esma Esad’in kocasının ve Ahras ailesi (Esma Esad’in ailesi) fertlerinin desteğiyle Suriye’deki savaşın en ünlü faydalanıcılarından biri olduğunu vurgularken bugün bu kişi veya kurumlarla bağlantılı herkesin yaptırımlara tabi olduğunu belirtti.

Öte yandan ABD Hazinesi Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, bakanlığın 24 kişi ve kuruma yaptırım uyguladığı belirtildi. ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, "Esad rejimi sivilleri rejim yanlısı seçkinlerle değiştirirken ABD eli kolu bağlı durmayacak. Hazine Bakanlığı, Suriye halkının acılarından yararlanmaya çalışan Esad rejimini ve destekçilerini hedef alan araçları ve güçleri kullanmaya devam edecek" ifadelerini kullandı.

Açıklamada, birçok lüks konut ve turizm projesini yöneten, diğer şirketlerde çok sayıda hissesi bulunan ve şuan Şam’daki bir bölgede çevre sakinlerinin yetkililer tarafından sürülmesinin ardından ‘Marota City’ adında lüks bir konut projesi yürüten Damascus Cham Holding de dahil olmak üzere Suriye Devle Başkanı Esad ile doğrudan bağlantılı şirketlerin de yaptırımların kapsamına girdikleri belirtildi.

Şam Uluslararası Havaalanı yakınlarında başka bir lüks konut projesi yürüten iki iş insanı Nadir Kalai ve Halid ez-Zubeydi de yaptırımlar listesine eklendi.

Açıklamada Kalai'nin biri Lübnan'da diğeri Kanada'da olmak üzere iki ayrı telekomünikasyon şirketinin sahibi olduğu da belirtildi. Kalai ayrıca iletişim altyapısı ve çelik yapılar inşa eden Suriye merkezli Castle Yatırım Holding’in de sahibi.

Şam Valisi Adil Enver el-Ulebi de Damascus Cham Holding ve Marota City konut projesinin denetlenmesindeki rolü nedeniyle yaptırımlar listesinde sıralandı. Açıklamada Ulebi’nin 2018 yılında Damascus Cham Holding kısmen veya tamamen Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, kuzeni olan işadamı Rami Mahluf ve ona yakın isimlerin sahibi olduğu şirketlerle ortak olan ‘Tributary Damascus Private’ adında anonim bir şirket kurduğu belirtildi. Söz konusu şirket, diğer şirketlerle birlikte Marota City adlı konut projesinin yüzde 51’lik hissesine sahip. Ortak projedeki dört şirketten diğer üçü ise, Rami Mahluf’a ait Ramak Kalkınma ve İnsani Projeler Grubu, El-Kamer Gayrimenkul Yatırım Danışmanlığı, Teymeyt Ticaret Şirketi. Aynı şekilde Rami Mahluf'un kardeşi Ehab Mahluf da yaptırımlar listesinde yer aldı. Bu şirketlerin her biri ortak projeye Suriye hükümetinin yararına finansman sağladı ve sonraki üç yıl boyunca ek katkılar da bulundu.

Açıklamada, bu kişilerin ABD'de bulunan mal varlıklarının dondurulması ve iş ortaklıklarının engellenmesi ve faaliyetlerinin Hazine Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC) bildirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

OFAC düzenlemeleri genel olarak, ABD'de yaşayan kişilerin veya ikamet eden kişilerin yaptırımlar listesinde adı geçen kişiler ve kurumlarla iş yapmalarını yasaklar. Bununla birlikte söz konusu kişilerle iş yaptıkları ortaya çıkarsa ABD vatandaşı olmasalar dahi bir takım cezalar öngörebilir.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU