AK Parti Sözcüsü Çelik: Sultanahmet’in müze yapılması yaklaşımı, İslamofobik bir yaklaşımdır

Çelik, MYK sonrası düzenlediği basın toplantısında, normalleşme süreci, Ayasofya tartışmaları ve Yunanistan’ın Türkiye aleyhi açıklamalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu

Fotoğraf: AA

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.

Tür Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyine gerçekleştirdiği Pençe-Kartal Operasyonu’na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çelik, “Terör örgütleriyle mücadelemiz kararlı bir şekilde güçlü bir şekilde devam edecektir. Hedeflerin tamamı imha edilmiştir. Pençe Harekatlarında elde edilen kazanımların arkası mutlaka gelecektir. Bütün terör unsurları hedeftir” dedi.

Türkiye’deki koronavirüs salgınına ilişkin açıklamalar yapan Çelik, pandemi sonrası normalleşme ile adımları yakından takip edildiğini kaydetti.

Çelik, ülke olarak en büyük düşmanın rehavet olduğunu vurgulayarak, “Maske, mesafe ve temizlik konusundaki hassasiyetimizin devam etmesi gerekiyor. Bu üçgene ne kadar riayet edersek elimiz o kadar güçlü olur” ifadelerini kullandı.

Çelik şöyle devam etti:

Rehavetten ne kadar uzak durursak, tedbirlerde ne kadar titiz olursak normalleşme o kadar güçlü olacaktır. Dünyanın kirlenmesi, çevre konularının bu kadar duyarsız şekilde ele alınması, biomühendislik ürünü bitki, hayvanların ortaya çıkması, hayat alanların yok edilmesi insanı yeni tehditlerle karşı karşıya bırakıyor. Bütün bunlara karşı ilaç, aşı geliştirmek kadar daha geniş bir kadrajla bakmak gerekiyor. Doğa hayatımızı anlamlı, sağlıklı bir şekilde sürdürmemiz için kader arkadaşımızdır. Siyasetin, uzmanların da bu konularda, virüsler, bakteriler, Amazon ormanlarının yok edilmesi, doğal hayat alanların yok edilmesi konusunda hassas olmaları gerekiyor. Hedefin sıfır vaka olması gerekiyor.

“Irkçılığa karşı olduğumuz kadar yağmacılığa da karşıyız”

Pandemi sonrası dolaylı dolaysız birtakım sonuçlar ortaya çıkacağını belirten Çelik, “İlk ortaya çıkan sonuç ABD'de ırkçılığa karşı gösterilerdir. Irkçılığa karşı olduğumuz kadar yağmacılığa da karşıyız” dedi.

Çelik, “Dünyanın her tarafında ırkçı kimlikli kişilerin heykelleri yıkılırken, bir tek Fransa'dan 'biz bu değerleri koruyacağız' diye maalesef açıklamalar geldi. Irkçılığın, İslamofobinin, antisemitizmin insan hayatını tehdit eden virüs, bakteri ve genetik saldırılarla aynı şekilde ele alınması gerekir” diye konuştu.

“Sultanahmet’in müze yapılması yaklaşımı, İslamofobik bir yaklaşımdır”

CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu’nun Sultanahmet Cami’sinin müze yapılması yönündeki önerisine tepki gösteren Çelik, “Türkiye içinde İslamofobik dilin en çarpıcı örneği olarak CHP'li milletvekilinin 'Sultanahmet'i müze yapalım' dediğini gördük” dedi.

Çelik, “Tam diyorsunuz ki biraz demokratik dil kullanmaya başladılar, bir bakıyorsunuz içlerindeki Bekçi Murtaza birdenbire ortaya çıkıyor. CHP'nin Ayasofya dili Türkiye içindeki ayrımcı dildir” diye konuştu.

Çelik şunları kaydetti:

Sultanahmet'i müze yapalım yaklaşımı bugüne kadar gördüğümüz en İslamafobik yaklaşımdır. Daha da üzüntü verici olan daha sonra bir milletvekilinin yaptığı açıklama daha da üzücüdür. Laikliği esas mecrasından çıkararak bir baskıcı ideoloji haline dönüştüren, toplumu din, fikir hürriyeti üzerinden baskı kuran bir geçmiş yaşadık. Laikçilik laikliği sabote eden bir anlayış ortaya çıkardı. Eski laikçi anlayış yine bulunduğu yerden kafasını uzatıyor, Sultanahmet'i müze yapmakla Türkiye'nin laik olması arasında bir zihniyet çarpıklığıdır. Türkiye'deki siyasi hayatı sabote etmek için kullanılmış bu zihniyet yabancıların işine yaramıştır. Keşke bu açıklamaların nasıl bir İslamafobik bir içeriğe sahip olduğunu görseler keşke bunu tashih etseler.

“Bizi tehdit eden kim varsa HDP onlarla iş birliği yapıyor”

PKK içinde Kürt gençlerini lejyoner yapmak isteyenlerin barış ve demokrasi kelimesini istismar ettiğini belirten Çelik, “Biz Meclis'te konuşurken köy adlarının zorla değiştirilmesine karşı çıkarken bir CHP Grup Başkanvekili dedi ki, 'Bulgaristan'da da köy adları değiştiriliyor, egemen devletler değiştirir' dedi. Bizi o zaman tehdit eden kim varsa HDP onlarla iş birliği yapıyor. Askeri ve yargı vesayetini kışkırtanlar kimse onlarla iş birliği yapıyorlar.” diye konuştu.

HDP’nin tutumunu eleştiren Çelik şöyle devam etti:

Bütün bunları bilmelerine rağmen o gün bunu engellemeye çalışanlarla bugün niye işbirliği yapıyorlar, mesele hak, hürriyet, kimlik, din ve bunlar çerçevesinde haysiyet meselesi değildir. Böyle olsaydı bizi takdir ederlerdi. Mesele PKK'nın ne dediği meselesidir onlar açısından. Kürt gençleri için o dağdaki zulüm mekanizmasını hedef ve ideal olarak göstermekten başka ortaya koydukları bir perspektifleri var mı? Meşru siyasi iktidarın meşru aldığı kararlara darbe diyeceksin, barış, demokrasi gibi kavramları PKK terör örgütünün hizmetine vereceksin. Ortaya çıkan yürüyüş tablosunda kullanmaya çalıştıkları barış, hukuk, demokrasi ifadeleri yanlıştır. En büyük düşmanlığı Kürt vatandaşlarımıza yaptıkları ortadadır.

“Libya’nın petrolünde ve zenginliğinde gözümüz yok”

Çeliki, Libya meselesinin sürekli gündemde olduğunu vurgulayarak, “Libya'daki tek meşru aktör olan Sarrac yönetimi giderek daha çok mevzi kazanmaktadır. 9 yıldır devam eden sorunun meşruiyet ve hakkaniyet temelinde çözümünü destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Birilerinin iddia ettiği gibi ne kimsenin petrolünde gözümüz var ne de zenginliğinde” diyen Çelik şunları kaydetti:

Başkalarının petrolünü ve zenginliğini sömürenler, geçmişiyle hala hesaplaşmamış olanlar Türkiye'yi bu şekilde etiketlemeye çalışıyorlar. Bir CHP Grup Başkanvekili çıktı Hafter'i seküler, Sarrac'ı cihadist olarak gördü. Nereden çıkarıyorlar Sarrac'ın cihadist olduğunu. Biraz araştırsalar. Bu şekildeki yorumlar en çok Fransa'da çıkar. Geçmişteki sömürgeci anlayışıyla Libya'ya bakıyor.

Bakıyorsunuz orada çıkan yorumları burada argüman üretiyorlar. Masum, sivil Libyalıların tamamı kardeşimizdir. Libya halkının tamamını temsil eden BM tarafından meşru hükümet görülen yapıya verdiğimiz desteği devam ettireceğiz. Bu aynı zamanda Doğu Akdeniz'deki çıkarlarımız için elzemdir. Orada darbeciler, çıkar grupları temizlendikten sonra Libya halkı iradesini ortaya koyacaktır. Akdeniz devletiyiz, Libya ile hukukumuzu sürdürmek zorundayız.

“Çipras, Türkiye'yle pozitif diyalog kurunca pozitif sonuçları gördü”

Güney Kıbrıs'ın attığı adımlar konusunda uyarılarda bulunan Çelik, “Buradan uyarıyoruz, bu adımları atıp çözümden bahsetmeyin. Çipras, Miçotakis'e seslendi. Ona çok güzel tavsiyede bulundu. 'Türkiye'de sorunları çözmek istiyorsan Erdoğan'la konuş' dedi. Çipras Türkiye'ye olumlu ve pozitif diyalog kurunca pozitif sonuçları, kazanımları gördü” ifadelerini kullandı.

İngiliz üs bölgeleri sınırlarında Kıbrıs Türklerinin mülkiyet haklarının sonuna kadar takip edileceğini belirten Çelik, “Hiç kimse bunları gasp etmeyi aklından bile geçirmesin” dedi.

“Yunanistan, savunma bakanlığı için aklı başında adam bulamıyor”

Yunanistan Savunma Bakanının Türkiye aleyhine yaptığı açıklamalara ilişkin konuşan Çelik, “Yunanistan savunma bakanı yapmak için aklı başında adam bulamıyor, böyle bir sıkıntıları var” dedi.

Yunanistan’ı bu gibi söylemlerden uzak durması yönünde çağrıda bulunan Çelik şunları kaydetti:

Çipras zamanında oraya resmi ziyaret gerçekleştirmişti sayın Cumhurbaşkanımız, savunma bakanını sakladılar arıza olarak. Savunma Bakanları hep travmatik oluyor. Türkiye Ege'deki, Doğu Akdeniz'deki barışın teminatıdır. Biz bunların sürekli sabote etmelerini çocukcu hastalıklar olarak görüyoruz. TSK'nın büyüklüğüne bakın bir de onlara bakın. TSK'da bunlar herhangi bir şekilde konu bile yapılmaz. Yunan savunma bakanları makul bir dille konuşmayı öğrenmelidir. Biz cevap versek büyük tansiyonlara yol açar.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU