Dr. Halis Kaan Aktürk: Yapay pankreas ile diyabet hastalarının hayatı değişti; artık parmaktan kan şekeri ölçümü yapması gerekmiyor

Diyabet tedavisinde gün geçtikçe yeni seçenekler ortaya çıkıyor. Amerikan Diyabet Derneği (ADA) Diyabet Teknolojileri Çalışma Grubu İletişim Direktörü Dr. Aktürk, diyabet alanındaki son gelişmeleri Independent Türkçe'ye anlattı

Fotoğraf: Independent Türkçe

Diyabet tedavisinde gün geçtikçe yeni seçenekler ortaya çıkıyor.

Pankreastan salgılanan insülin hormonu eksikliği olan tip 1 diyabet hastalarının ömür boyu insülin kullanması gerekiyor.

Bunun yanı sıra insülin direncinin sebep olduğu tip 2 diyabette de çoğu hasta hayatının bir kısmında insülin kullanmak zorunda kalıyor.
 

i.jpg
Fotoğraf: The Independent


İnsülin kalem şeklinde ucunda küçük bir iğne olan şırıngalar ile kullanılabildiği gibi, enjektör ile de cilt altına enjekte edilebiliyor.

Ayrıca insülin pompaları ve yapay pankreas cihazı içerisinde likit formda kullanılabiliyor.

Bu yıl koronavirüs nedeniyle 80 yıllık kongre tarihinde ilk kez online olarak yapılacak olan Amerikan Diyabet Kongresi'nde ne gibi yenilikler bizi bekliyor?

Diyabet hastalarının hayatını kolaylaştıran ve yüksek teknoloji ile modern tıbbi bir araya getiren bu cihazlar nedir ve nasıl çalışıyor?

Amerikan Diyabet Derneği (ADA) Diyabet Teknolojileri Çalışma Grubu İletişim Direktörü Dr. Kaan Aktürk, Amerikan Diyabet Derneği yıllık kongresi öncesi, diyabet teknolojilerindeki gelişmeleri ve diyabet alanındaki son gelişmeleri Independent Türkçe'ye anlattı.
 

kaan akturk 2 (1).jpg
Dr. Halis Kaan Aktürk / Fotoğraf: Independent Türkçe


Endokrinoloji, diyabet ve metabolizma hastalıkları üst ihtisasını Mayo Clinic’de yaptıktan sonra Amerika’da en çok yapay pankreas kullanan hastaların takip edildiği Barbara Davis Diyabet Merkezi’nden Colorado Üniversitesi öğretim üyesi olarak görev yapan Dr. Halis Kaan Aktürk, “Yapay pankreas ile diyabet hastalarının hayatı değişti" dedi.

Dr. Halis Kaan Aktürk, “Tip 1 diyabet tedavisinde teknolojinin faydası ile yenilikler devam ediyor. 2017 yılındaki ilk nesil yapay pankreastan sonra ikinci nesil yapay pankreas bu yıl Amerika’da kullanılmaya başladı. İkinci nesil sistemler sayesinde hastanın artık parmaktan kan şekeri ölçümü yapması gerekmiyor” diye konuştu. 


"Artık hastalar parmaktan kan glikozu ölçmek zorunda kalmıyorlar"

Diyabet teknolojilerinin, çoğunlukla insülin kullanan diyabet hastaları için ileri teknolojiden faydalanılarak hastaların kan glikoz seviyelerini mümkün olduğunca normal düzeylerde tutmak için yararlanılan cihazlar olduğunu söyleyen Dr. Aktürk, şu bilgileri verdi:

Genellikle tip 1 diyabet hastalarında diyabet teknolojilerinden faydalanıyoruz çünkü tip 1 diyabet hastaları 7 gün 24 saat insülin almak zorunda. Diyabet teknolojilerini kabaca glikoz düzeyini ölçen cihazlar ve insülin veren cihazlar olarak ikiye ayırabiliriz. Sürekli glikoz ölçüm cihazları vücuda kol ya da karın bölgesinden takılan 7 ila 14 gün süresi olan, yaklaşık her 5 dakikada bir glikoz seviyesini ölçerek hastanın cep telefonundaki bir uygulamaya gönderen cihazlar. Bu cihazların kullanımı ile artık hastalar parmaktan kan glikozu ölçmek zorunda kalmıyorlar.
 

pixabay.jpg
Fotoğraf: Pixabay


Ayrıca 3 aylık cilt altına küçük bir cerrahi işlem ile yerleştirilen, uzun süreli kullanımlı sürekli glikoz ölçüm sistemlerinin de mevcut olduğunuy söyleyen Dr. Aktürk, "Bu 3 aylık cilt altı sensörleri 6 aya çıkıyor ve 7-14 günlük sensörlerde daha çok küçülerek daha duyarlı bir hale geliyor. Bu sistemler sayesinde hastalar artık kan glikozu düştüğünde ya da düşmeden önce cep telefonlarına gelen uyarı ile haberdar ediliyor, aynı şekilde kan glikoz seviyeleri yükseldiğinde de haberdar oldukları için, diyabet kontrolünde büyük önem sağlıyor" açıklamasında bulundu.


"Yapay pankreas anlık geri bildirimle glikoz düzeyine bağlı olarak insülin salınımını düzenliyor"

İnsülin pompalarının içine insülin konulan ve 24 saat sürekli belli bir programa göre hastaya insülin veren cihazlar olduğunu belirten Aktürk, “Biz bunları yıllardır kullanıyorduk; ancak bu insülin pompaları hastaların glikoz düzeylerinden bağımsız olarak çalışıyordu. 2017 Mart ayı itibariyle yapay pankreas olarak da bilinen akıllı insülin pompaları, sürekli glikoz ölçümü yapan sensörler ile kablosuz olarak bir iletişim halinde çalışıyor. Sensörden gelen anlık geri bildirimle glikoz düzeyine bağlı olarak insülin salınımını azaltıyor, artıyor ya da geçici olarak duraklatabiliyor. Böylece ciddi hipoglisemi riski yani hastanın kan glikoz düzeyindeki ani bir düşme engelleniyor ve kan glikozu daha düzenli bir aralıkta takip edilebiliyor” diye anlattı.
 

kaan aktürk (2).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


"Diyabet hastalarının özellikle uyku ve egzersizleri daha konforlu ve sorunsuz hale geliyor"

İnsülin enjeksiyonunun insülin kalemi ile yapılabildiğini vurgulayan Aktürk, “Son yıllarda teknolojiden burada da yararlanarak akıllı insülin kalemleri ile cep telefonu uygulaması kullanılabiliyor. İnsülin kalemlerine takılan bir aparat ile insülin kalemlerini aynı insülin pompası gibi kullanmak mümkün. Böylece hasta cep telefonu uygulamasındaki komutlar ile akıllı insülin kalemine gelen direktifleri yerine getiriyor” dedi.

Böbrek yetmezliği, körlük ve ayaklarda ampütasyona varabilecek yaralara yol açabilen kontrolsüz diyabetin çok riskli olduğuna dikkat çeken Aktürk, diyabet teknolojileriyle diyabetin daha rahat kontrol altına alınabildiğini söyledi.

Aktürk, hastanın yaşam kalitesinin artırıldığını, özellikle uyku ve egzersizin daha konforlu ve sorunsuz hale geldiğini kaydetti.


"Henüz hastadan hiçbir geri bildirim gerektirmeyen bir cihaz hazır değil"

Özellikle önümüzdeki yıllarda yapay pankreaslarda glukagon ve amilin hormonunun da kullanımı ile iki ya da üç hormonlu cihazlar geliştirileceğini söyleyen Aktürk, her yeni çıkan jenerasyon yapay pankreasın bir önceki jenerasyonlardan daha iyi programlanmış olduğunu aktardı.

Dr. Aktürk, "Şu anki sistemlerde hasta yemek yediği zaman bunu cihaza, ne kadar karbonhidrat aldığını bildirmek zorunda. Maalesef henüz tam otomatik, yani hastadan hiçbir geri bildirim gerektirmeyen bir cihaz hazır değil, ileriki yıllarda bu konuda da büyük gelişmeler yaşanacak" şeklinde konuştu.
 


"Burundan sprey şeklinde glukagon kolayca her yaştaki diyabetli bireye ani ve ciddi kan glikozu düşüşünde verilebiliyor"

Nazal glukagonun da son yeniliklerden biri olduğunu anlatan Aktürk, şunları söyledi:

Glukagon hormonu pankreastan salınan ve insülinin tersi etki yapan bir hormon. Tip 1 diyabet hastalarında glukagon salınımında da bir sorun var. Ayrıca insülin kullanan hastalarda insülin dozu fazla geldiğinde kan glikozunda ani bir düşüş olduğunda hastalar glukagon enjeksiyonu yapmak zorunda kalıyorlardı. Şimdi bu yeni çıkan glukagon ile iğne olmaksızın burundan sprey seklinde glukagon kolayca her yaştaki diyabetli bireye ani ve ciddi kan glikozu düşüşünde verilebiliyor.

 
Koronavirüs diyabet alanındaki gelişmeleri nasıl etkileyecek?

Koronavirüs nedeniyle Amerika’daki neredeyse tüm bilimsel araştırmalara ara verildiğini kaydeden Aktürk, son olarak şunları söyledi:

Yavaş yavaş laboratuvarlar açılmaya başlıyor, çalışmalar bu evde kalınan döneme uydurulmaya çalışıyor. Şüphesiz ki diyabet konusunda gerek yeni çıkacak insülinler olsun gerek diyabet teknolojileri olsun birtakım gecikmeler yaşanacak. Bu yıl içerisinde kullanıma başlanması beklenen yeni hızlı etkili insülinler ve yeni nesil yapay pankreas sistemlerini tahminen gelecek yıl içerisinde kullanmaya başlayacağız.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU