Taşgetiren: “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde…” ifadeleri rüşvet-i kelamdır

Karar yazarı, “liderliğinde” ifadesi için “Söze hiçbir şey katmayan şeydir. Zorakidir. Onu söylemeye kendini zorlayan psikoloji sıhhatli değildir” yorumunu yaptı

Fotoğraf: AA

Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, AK Parti’deki isimlerin birçok konuşmasında “Sayın Cumhurbaşkanlığımız liderliğinde…” ifadesini kullandığını belirtirken bu sözü “rüşvet-i kelam” olarak nitelendirdi.

Taşgetiren, “Liderliğinde…” başlıklı yazısında birçok bakanın “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde…” ifadelerin kullandığını örnek vererek şunları yazdı:

Ak Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın “Tayyip Erdoğan olmazsa biz bir hiçiz” söylemi ise bu işin en dibe vurmuş hali. 

Belli ki bu söylenmediğinde bir eksiklik hissediliyor. Neden acaba?

Bir ara medyada “Başkan” kelimesini vurgulu biçimde kullanmaya gidildi. Belli ki “Cumhurbaşkanı” yetersiz kalıyordu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bundan böyle her konuşmanızın bir yerine böyle bir ifade yerleştireceksiniz” gibi bir talepte bulunduğunu sanmıyorum. Hoşuna gidiyor olabilir mi, mümkün. 

Meclis’te bir AK Partili milletvekilinin “Cumhurbaşkanımızdan emir talimat almaktan şeref duyarız” dediğini söyleyen Taşgetiren, “Bu psikolojiyi anlıyorum” diyerek şu yorumu yaptı:

“Merkez güç” yoğunlaştıkça ve insanların statüleri “Merkez Güç”ün iradesine daha yoğun biçimde bağlı hale geldikçe, oraya “Yatırım” önem kazanır. Bu manevi örgütlenme diye nitelenebilecek yapılarda bile çok önemlidir, siyaset ise, hep bir “statü edinme” yarışıdır, orada sevilme, öfkeden kaçınma, yakınlara ulaşma, yakınlarda bulunma-kalabilme hesaplarının yapılması kaçınılmazdır. “İşimi gücümü yapayım, beni ötesi ilgilendirmez, millet takdir etsin, balık bilmezse Halik bilir” yaklaşımı, çok az insanın istiğna göstereceği (gönül tokluğu sergileyeceği) bir durumdur. 

Taşgetiren, şöyle devam etti.

Bana öyle geliyor ki bu “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde…” ifadeleri rüşvet-i kelamdır. Söze hiçbir şey katmayan şeydir. Zorakidir. Onu söylemeye kendini zorlayan psikoloji sıhhatli değildir. 

Peki “Merkez insan, merkez irade” bu tarz oluşumların önlenmesi için tavır koyamaz mı? “Ne bu liderliğinde, liderliğinde… Bırakın bunları, herkes işini yapsın, iyi yapsın, herkesin amel defteri ayrı ayrı yazılıyor” der mi? Başlangıçta diyebilir, ama bu bir süreçtir ve zaman içinde “Etraf”ın sarılması nerede ise tarihi bir sendromdur. 

 

Karar, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU