New York Times arşivlerinde Kurtuluş Savaşı ve Atatürk - 1. Bölüm: Temmuz 1919 - Mayıs 1920

Yonca Çubuk Independent Türkçe için yazdı

Öncelikle, bu derlemeyi şimdilik sadece Atatürk'ü ismen içeren makaleler üzerinden ve öncelikli olarak "Kemal Pasha" kelimelerinin getirdiği sonuçlar üzerinden yaptım. Faydalandığım tek kaynak New York Times'ın herkese açık dijital arşivi.

Haberlerin birçoğu, hatta belki hepsi, propaganda amaçlı yazılmış gibi görünüyor. Buradaki amacım, bu haberlerin doğruluğunu veya yanlışlığını kanıtlamaktan ziyade hepsini özetleriyle beraber bir yerde toplamak.

Çok fazla materyal olduğu için yazıyı bölümlere ayırmaya karar verdim. İlk bölüm 31 Temmuz 1919 ve Mayıs 1920 tarihini, yani savaşın ilk yılına kadar kadar geçen süreyi konu alıyor.

Atatürk'le ilgili çıkan ilk haber, 31 Temmuz 1919 tarihinde olduğu için Mayıs 1919 yerine bu tarihten başlamayı uygun gördüm.

 

 

"Kemal Pasha" araması ilk olarak 31 Temmuz 1919 tarihli bir haber getiriyor. Habere göre Tatarlar ve Türk Ordusu Ermenistan'ın tedarik hattını kesiyorlar.

 

 

1 Ağustos 1919 tarihli bir haber ise Anadolu'da Kemal Paşa'nın başında olduğu bir kalkınma hareketinin, Müttefik Devletlere karşı saldırı olasılığını konu alıyor. Bu kısa haberde Paris'e ulaşan dedikodular arasında, İran'ın, Müslümanların Hristiyanlarla yer değiştirmesine karşın Türklere verdiği desteğe yer veriliyor. Konstantinopolis'deki siyasi karışıklık sonucu tüm yurdun bir kaos ortamına sürükleneceği de haberin belirttiği endişeler arasında.

 

 

10 Kasım 1919 tarihli makale ise Hahambaşı Narhoum Efendi'nin Kemal Paşa hakkında yaptığı röportajı konu alıyor. Narhoum Efendi, Türkiye'deki milliyetçi hareketin, Müttefik Devletlere karşı bir hareket olmadığını ve sadece Wilson Doktrini'ne uygun olarak Osmanlı topraklarının Osmanlı'ya ait kalması gerektiğini savunduğunu söylüyor. Narhoum Efendi ayrıca, bazı Arap isyancıların, Mustafa Kemal'le Fransa ya da İngiltere'ye karşı işbirliği yaptıklarını iddia etmeleri durumunda müttefikleri kandırmaya çalışmakla itham ederek sözlerine değer verilmemesi için uyarıyor. Hahambaşı, Türkiye'nin en büyük sorunu olarak, ülkenin içinde bulunduğu belirsizliği gösteriyor. Yiyecek - içecek bulmakta zorlanmayan İstanbul halkının en büyük sorununun ise yangınlar sonucu yaşanamaz hale gelen evlerden kaynaklanan konut sorunu olduğunu belirtiyor.

 

 

1920 senesine geldiğimizde ise Mustafa Kemal'in Yunan işgal kuvvetlerine karşı bir saldırı planı içinde olduğu yazılıyor. 3 Ocak 1920 tarihli bu haber Mustafa Kemal'in orduyu İzmir'in güneyine çektiği bilgisini içeriyor ve Mustafa Kemal, Müttefik Devletlerin yurdu bölme planına karşı çıkan milliyetçi bir lider olarak tasvir ediliyor. Haberin devamında ise 23 Aralık tarihli bir bilgi olarak Osmanlı delegesinin Paris'e barış görüşmelerine gitmekte olduğundan söz ediliyor.

 

 

1 Mart 1920 tarihli bu haber ise Türklerin Adana'nın doğusuna devam eden tren yolunu kesmesi ve Türk ordusunun Maraş'ta Fransızlar ile çarpışmasını konu alıyor. Amerikan Dışişleri Bakanlığı'ndan alınan bu bilgilere göre, Antep'e doğru ilerleyen ve içerisinde Fransız ve Amerikalıların olduğu bir arabaya Türkler tarafından ateş açıldığı fakat olayda yaralı olmadığı ifade ediliyor. Haberde aynı zamanda Maraş'ta Türkler tarafından öldürüldüğü iddia edilen Ermenilerden de bahsediliyor. Kendi hesaplarına göre beş bin Ermeni vatandaşın öldürüldüğü ve işkenceye uğradığı iddia ediliyor. Söz konusu haberde verilen detaylı bilgiye göre, Amerikalılar tarafından kurulan ve Ermeni kızların kaldığı bir sığınma evinin “Türkler tarafından basılıp, içerisindeki kızların öldürüldüğü” iddiasına yer veriliyor. Maraş'ta bulunan Amerikan kolejinde ise Amerikalıların üzerine ateş açıldığı yine aynı haberde verilen iddialar arasında bulunuyor. (1) Haberin devamında ise hem İskenderun'un Türkler tarafından alınmasını hem de Ermeniler hakkındaki haberlerin İngiliz kaynaklı olduğu belirtilerek Fransızların bu duyumları yalanladıkları yazılmış. 29 Şubat'ta Paris'ten gelen bilgiye göre Türkler ile işbirliği içinde olan Arapların, I. Faysal tarafından verilen emirle geri çekildikleri belirtilmiş. Haber aynı zamanda Fransız kayıplarının birkaç kişi ile sınırlı olduğunu belirtirken, Mustafa Kemal'in Fransızlara karşı yapılan saldırıların durdurulması yönünde bir emir verdiğinden de bahsediyor.

 

 

10 Mart 1920 tarihli "Zararsız Türk" başlığına sahip makale, İngilizlerin Türkleri "zararsız" ilan etmesine karşın Maraş'ta öldürüldüğü iddia edilen Ermenilere dikkat çekiyor. Makale, İngilizlerin, Müttefiklerin Sultan üzerinde savaşta Almanya'nın sahip olduğundan daha fazla bir etkiye sahip olduğunu iddia ettiklerini ve Maraş olaylarının Sultan'a bağlı olmayan kişilerce gerçekleştirildiğinin belirtildiğinin altını çiziyor. Makalenin geri kalanı Sultan'ın Mustafa Kemal'e neredeyse bağlı olduğunu ve Maraş'ta gerçekleştiği iddia edilen olayların da Mustafa Kemal tarafından emredildiğini iddia ediyor. Makale Fransızların durumu kontrol etme isteğini, Yunanistan'ın önerdiği yüz bin askeri reddettiği gerekçesi ile sorguluyor.

 

 

11 Mart 1920 tarihli başlık, Müttefiklerin İstanbul'u işgal edecekleri haberini veriyor. Haberin detaylarında İstanbul'un işgalinin disiplin amaçlı olduğu ve Ermeni olaylarının bir sonucu olduğu belirtiliyor. Mustafa Kemal'e karşı bireysel bir yaptırım olup olmayacağının ise muallakta olduğunu belirten haber, böyle bir şeye karar verilmesi durumunda bundan İzmir'de işgal konumunda bulunan Yunan ordusunun sorumlu olacağını belirtiyor. İstanbul'daki işgalin ise devlet dairelerinin bir kısmının kontrolünü de içereceği söylemi de haberde yer alan başka bir detay. Haberin devamında ise Yunanistan Başbakanı Venizelos'un hevesi ve girdiği riskin büyüklüğünden söz ediliyor.

 

 

New York Times, 13 Mart 1920'de Venizelos'un Mustafa Kemal ve Türk birliklerini yok etmek için 100 bin asker önerdiğini bir kez daha haber yapıyor. Haber, Müttefikler arasında, bir Müslüman birliğinin oluşma ihtimalinden duyulan endişeyi de dile getiriyor. Türklerin ezilmesi karşısında, Arapların Türklere yardım edebileceği görüşünden bahsedilirken İtalyanların Müslüman askerleri Türklerle karşı karşıya getirmekten kaçınmak istediği yazılmış. Haberin geri kalanında ise Boğaz'daki Müttefik donanmalarının gösterileri ile İstanbul'daki Fransız ve İngiliz askeri yürüyüşlerinin halk tarafından tepkisizce izlendiği belirtiliyor. Haber, Illinois'lu Cumhuriyetçi Senatör Sherman'ın [Lawrence Yates Sherman] Türklerin Konstantinopolis ve tüm Hristiyanlar üzerindeki hükümdarlığının sona erdirilmesini ve ülkenin batısında büyük bir bölgenin Yunanistan'a devredilmesini önerdiğini yazarak sonlanıyor.

 

 

15 Mart 1920 tarihli bu haber ise Milliyetçi Parti olarak adlandırılan Jön Türkler ve "Çanakkale'nin meşhur koruyucusu" olarak isimlendirilen Kemal Paşa ile ilgili. Partinin amaçları arasında Osmanlı topraklarının yeniden alınması, Müslüman olmayan nüfusun itlaf edilmesi ve Bolşeviklerle işbirliğine ilave olarak Afgan, Tatar ve İranlılardan müteşekkil bir pan-Müslüman birliğinin kurulmak istendiği de var. Sultan'a bağlı hareket eden Damat Ferit Paşa'nın Mustafa Kemal'in Anadolu'da örgütlenen kalkışmasını durdurmaya çalıştığı ancak başarılı olamadığı da not edilmiş. Haber, Mustafa Kemal'e açıkça "despot" demekte ve Anadolu'nun her yanında gerçekleştiği söylenen katliamlar ve cinayetlerden bahsetmekte.

 

 

2 Nisan 1920'ye geldiğimizde ise Kemal Paşa'nın Adapazarı'nı ele geçirip birliklerini İzmit'te İngilizlerin karşısına konuşlandırdığı haber yapılmış. Fransızlardan alınan bilgiye göre Batı Anadolu'da gerçekleşen ayaklanmanın Müttefiklerin aksine Kemal Paşa'yı hedef aldığı da belirtilmiş.

 

 

18 Nisan 1920 tarihli kısa haberde ise Anadolu'da Saimbeyli, Antep ve Urfa dışında bulunan Amerikalı çalışanların [haberde işçi kelimesi kullanılmış] güvenliklerinin "Mustafa Kemal'in Milliyetçi Hükümeti" tarafından bildirildiği yazmakta.

 

 

2 Mayıs 1920, Kurtuluş Savaşı'nın birinci yılı dolarken New York Times, Türk delegesinin barış görüşmeleri için Paris'e hareket ettiğini yazmakta. Bu delegenin imza yetkisi olmadığı ve imzaya yetkili tek kişi olan Damat Ferit Paşa'nın da Konstantinopolis'te Mustafa Kemal'e karşı gönderilen birlikleri kontrol etmekte olduğu yazmakta. Haber, İzmir ve Trakya'nın Yunanistan'a verilecek olmasından duyulan huzursuzluğu da belirtmekte.

Mevcut hükümetin bu anlaşmayı imzalayıp imzalamaması ise Milliyetçilerin anlaşmanın şartlarına karşı savaşacakları düşünüldüğünden Konstantinopolis çevrelerince önemsiz görülmekte olduğu da haberde belirtilmiş. Haber, Milliyetçilerin Anadolu'da yenilmesi için Müttefiklerin, Levant'ta bulunan tüm askeri güçten daha fazla güç göndermeleri gerektiğini belirterek, Konstantinopolis ve etrafındaki 50 bin İngiliz askerinin ancak başkenti kontrol etmeye yeteceğini belirtmekte. Mustafa Kemal Paşa'nın ise İzmir'de bulunan 100 bin ve ayrıca Trakya ve Anadolu için hazır bekleyen diğer bir 100 bin Yunan askeri karşısında tahminen 50 bin ile 200 bin arasında değişen askeri gücü olduğu yazmakta.

İstanbul gazetelerinde genel havanın sıkı sansüre rağmen kötümser olduğu, Trakya ve İzmir'in kaybedilmesinin tekrardan görüşülebilir olduğunun umulduğunu belirten haber, İstanbul'daki Türklerin aynı şeyleri Silifke ve Suriye için hissetmediklerini ve Avrupa'daki topraklara daha çok önem verdiklerini yazmakta. Harbiye Nezareti'nde gizemli şekilde çıkan yangının ciddi miktarda nakit parayı ve önemli arşiv belgelerini kül ettiğinden de bahseden haber, çeşitli kaynaklardaki kanıtları, Mustafa Kemal'e karşı ciddi bir durdurma girişiminde bulunulmadığının göstergesi olarak sunuyor.

Mustafa Kemal'in "Biz üç cephede savaşıyoruz - Ermenistan, Silifke ve Marmara kıyısı - ancak geçici olarak Aydın cephesinde sessiz kalmak zorundayız" sözünü de paylaşarak Aydın'daki hattın Yunanistan tarafından tutulduğunu belirtiyor. Milliyetçiler ve İtalyanlar arasındaki arkadaşça yakınlaşmadan da bahseden haber, İtalyanların Türklere cephane sağladığına dair raporlar olduğunu ekliyor.
 

 

Savaşın birinci yılına ait son haber 13 Mayıs 1920'ye ait. "Türk İsyancılar Çanakkale Boğazı'na İlerliyor" başlıklı haberde Milliyetçi güçlerin Sultan'ın askerlerini İzmit'te geri püskürttüğü ve Çanakkale Boğazı'na doğru harekete geçtikleri yazmakta. Bursa ve Adapazarı'nda Mustafa Kemal'in ordusuna katılmak isteyen her mahkumun serbest bırakıldığı belirtilen haberde aynı zamanda, Sultan'ın ordusundan birçok kişinin Mustafa Kemal'e katılması sonucu, Sultan'ın ordusunun çökme ihtimalinin ciddiyet kazanmasından da bahsetmekte. Mustafa Kemal Paşa'nın Damat Ferit Paşa'ya gönderdiği bir mesajda ise ülkeye ihanet girişimi sonucunda kendisinin tanınmadığını ve dolayısı ile kendisiyle müzakere edilmeyeceğinin yazıldığı belirtilmekte.

 
1.  Maraş'taki Yabancı Okullar Hakkında Detaylı Bilgi (link köprü: http://www.atam.gov.tr/dergi/sayi-64-65-66/cumhuriyet-oncesinde-marastaki-yabanci-okullar)

 

*Bu makalede yer alan ifadeler ve fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU