8 Mart'ta Suriye hapishanelerindeki kadınlar da unutulmadı

Suriye'de rejim hapishanelerinde tutuklu 8 bin kadının serbest bırakılması için çalışan "Vicdan Hareketi" Kadınlar Günü'nde Sultanahmet'te miting yaptı. Mitingde, Astana Mutabakatı'na taraf olan devletlere çağrı vardı

Suriye hapishanelerinde tutuklu 8 binden fazla kadının serbest bırakılması için 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde İstanbul’da bir miting düzenlendi. 

Suriyeli savaş mağduru kadınların sorunlarına dikat çekmek için uluslararası bir girişim olan Vicdan Hareketi tarafından düzenlenen miting Sultanahmet Meydanı’nda yapıldı. Mitinge katılan kadınlar, ellerini tülbentlerle birbirine bağlayarak Suriye'de kadınların cezaevlerine atılmasını protesto etti.

Vicdan Hareketi Suriye'de 8 binden fazla kadının cezaevlerinde çok kötü şartlar altında tutulduğunu savunuyor

Mitingde konuşan Vicdan Hareketi Söcüsü Gülden Sönmez, “Bu kirli bu savaşlara isyan ediyoruz. Ruanda’da isyan ettik. Bosna’da isyan ettik. Ve çocukların kimyasal bombalarla çırpınarak öldürülmesine isyan ediyoruz. Hapislerde tutulan mazlum her kadın insanlığın geleceğine dair umudumuzu biraz daha kaybettiriyor. İnsanlığımızı kaybediyoruz. O yüzden vicdanların sesinin yükselmesi gerekiyor. Suriye savaşı sırasında sayısız savaş suçu işlendi. Kadın ve çocuklar korunmalı, esir tutulmamalı, pazarlık konusu yapılmamalıdır. İnsan hayatı ve onurun korunması temel prensip olmalıdır” dedi.

 

 

Suriye rejiminin tecavüzü savaş silahı olarak kullandığını iddia eden Sönmez şöyle devam etti: 

“Yeryüzünün dört bir yanındaki insanlık ailesinin her bir ferdini merhamete çağırıyoruz. Rejim hapishanelerindeki cesur ve onurlu kadınlara sesleniyoruz. ‘Yeryüzünde bize yardım edecek vicdanlı bir insan kalmadı mı’ diyen kadınlara: Sesimizin size ulaştığını biliyoruz. Buradayız ve özgürlüğünüz için bütün gücümüzle kadın-erkek hep beraber çalışıyoruz. Pes etmeyeceğiz ve sizden asla vaz geçmeyeceğiz.”

7 ay boyunca Suriye’nin başkenti Şam’daki bir hapishanede tutulan Mecit Çorbacı, 7 ay boyunca hiç güneş görmediğini anlattı. Eşinin gözleri önünde kendisine, kendisinin gözleri önünde ise eşine işkence yapıldığını söyleyen Çorbacı, eşini en son işkence edilirken gördüğünü bir daha kendisinden haber alamadığını ifade etti. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Şam yeraltı hapishaneleriyle dolu

Cezaevine en büyüğü 8 yaşında olan 3 çocuğuyla birlikte girdiğini anlatan Çorbacı şöyle konuştu:

"Suriye zindanlarında 7 ay boyunca yüzlerce çocuk gördüm. Orada hamile, yaşlı ve hasta kadınlar da var. Hiçbir ihtiyacı karşılanmıyor. Rejim onlara her dakika işkence yapıyor. Hasta kadınlara hiçbir tıbbi destek verilmiyor. Şam’la alakalı bir şey düşündüğümde aklıma hemen Şam’ın altının hapishanelerle dolu olduğu geliyor. 8 yıldır Şam’ın her sokağının altında yer altı hapishaneleri yapıyorlar. Sadece kadınlar değil erkekler de aynı şeye maruz kalıyorlar. Bu meseleyi çözmesi gerekenlere sesleniyorum: İnsan hakları konusunda çok samimilerse Şam’a ve Şam’ın yer altına baksınlar.” 

 

 

Mitingde İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım da konuştu. “Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Mecusi, Nusayri, Ezidi, Alevi, Sünni, Şii… Hangi dinden olursa olsun, hangi mezhepten hangi meşrepten olursa olsun hiçbir kadına tecavüz edilemez” diyen Yıldırım “Ey liderler, tarihe nasıl yazılacaksınız? Suriye zindanlarında kadınlara ve çocuklara tecavüz edilirken, öldürülürken, işkence yapılırken sizler nasıl yerinizde oturuyorsunuz. Dünya neden harekete geçmiyor? 7 yıl oldu. Hapishanelerde anne, kız, çoluk-çocuk… Hepsi kötülüğe uğruyor. Neden susuyoruz. Kendimizi kandırmayalım hepimiz katillere yardım ediyoruz. Sessiz kalan herkes aynı vebali işliyor” ifadelerini kullandı. 

Tahran, Moskova ve Ankara’ya çağrı

Yıldırım’dan İran, Rusya ve Türkiye’ye de çağrı vardı. “Özellikle İran’a sesleniyorum. Suriye zindanlarındaki kadınlardan siz sorumlusunuz” diyen Yıldırım, Tahran yönetiminin Esad rejimi üzerindeki gücünüzü hatırlatarak, “Çıkarın onları. Bir an önce çıkarın. Müslümanlara karşı yüzünüz olsun” dedi.

Yıldırım şöyle konuştu:

“Putin’e sesleniyorum, geldin Suriye’ye kondun. Müslüman ülkelerin, Müslüman halkların gönlünü almak istiyorsun. İşte sana dosya; çıkar Suriye zindanlarındaki kadınları… Türkiye elinden geleni yapıyor ama Türkiye’ye de sesleniyorum. Astana’da birinci dosya mutlaka kadın ve çocukların hapishaneden çıkarılması olmalıdır. Aksi halde hiçbir menfaat bunun önüne geçmemelidir. Bir hukuk geliştirelim. Savaşlarda anladım ben; özellikle Müslüman Müslümanın kanını döküyor ve doymadan da bitirmeyecek. Erkekler, savaşıyorsunuz, güç sahipleri, savaşıyorsunuz. Kadın ve çocuklardan ne istiyorsunuz? Kadın ve çocukları takas konusu da yapmayın. Onlar pazarlık konusu olamaz.”


 

DAHA FAZLA HABER OKU