Ligler neden tamamlanmalı?

Okan Can Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Stern.de

Belirsizlik ortadan kalktı, ligler muhtemelen haziran ayında seyircisiz olarak başlayacak.

Yaklaşık 3 aylık bir aradan sonra kaybettiren rekabet ve yerel tartışmalar kaldığı yerden devam edecek.

Salgın ile defterinde yeterince sorusu olan Türk futboluna, yeni sorular da eklenmiş oldu.

Şu ana kadar Avrupa’da, Belçika, Hollanda ve Fransa liglerin sonlandırıldığını duyurdu. Muhtemelen başka liglerden benzer kararlar gelecek.

Salgının yarattığı zararın en aza indirilmesi için liglerin tamamlanması şart oldu.

Aktif Bank'ın hazırladığı "Kovid-19 Öncesi ve Sonrasında Futbol Ekonomisi Raporu”na göre, ligler tamamlanmazsa, Süper Lig’in zararının 1 milyar TL olacağı tahmin ediliyor.

Zaten borcu yüksek, geliri düşük olan Türk futbolu, bu kaybı göze alamaz.

İlk koronavirüs vakası çıktığında liglerin ertelenmesi için konuşan futbol aktörleri de şimdi maçların oynanmasını bekliyorlar.

Bununla beraber oyuncu maaşlarında indirim yapılması kolay değil. Kulüplerin oyuncu maaşlarını ödeyemedikleri biliniyor ve oyunculara geçmişten kalan borçlar var.

Maaşlarını alamayan futbolcuların, en çok olduğu liglerden biri Süper Lig. Kulüplerin ödeme yapmadığı takdirde, futbolcuların sözleşmeden doğan fesih hakları bulunuyor.

Geçtiğimiz hafta maaşını alamadığı için Fenerbahçe’yi UEFA’ya şikayet eden Martin Skrtel, tazminat kazandı.

Denizlispor file bekçisi Adam Stackhowiak, 2 aylık alacağından dolayı sözleşmesini tek taraflı fesih ettiğini açıkladı. 


Spor medyası yüzde 50’nin üzerinde etkisini kaybetti

Salgın, kulüplerde birçok tahribat yaratırken, spor medyası içinde boşlukta geçen bir dönem yarattı.

Bir başka rapor olan Deloitte’un Küresel Kovid-19 salgınının “Türkiye’de Farklı Kategorilere Etkileri” raporunda, spor medyasının salgında en çok etkilenen alanlardan biri olduğu açıklandı.

Rapora göre; Türkiye ve Avrupa Liglerin iptal edilmesinin ardından spor medyası, diğer medya kategorilere kıyasla negatif ayrışarak yüzde 50’nin üzerinde etkileşim kaybı yaşadı.

Bununla beraber gereksiz gerginlikler, fayda yaratmayan tartışmalar, ligler oynanmadığı için yaşanmadı.

Değer yaratmayan rekabet ve yarattığı kaostan beslenemeyen spor medyasının bir bölümü de anlamını yitirmiş oldu.

Ligler oynanırken kendine fazla anlam yükleyen spor medyası, başkanlardan teknik direktörlere, futbolculardan kendi meslektaşlarına kadar herkesin üzerinde baskın ve karar verici bir duruş sergiliyordu.

Ana ürün futbol olmayınca ve finansörü olan taraftar da uzaklaşınca spor medyasının bir bölümünün etkinliği kayboldu.

Taraftar gibi hareket eden spor muhabirleri, kulüplerin haklarını savunan spor yazarları, teknik direktörlerin ve başkanların görevlerine müdahil olan yorumcuların, ana oyuncu olmadığı anlaşıldı bu dönemde.

Rekabetin normal olduğu, kavganın olmadığı ve kulüplerin birbirinden nefret etmediği bir ortamda spor medyası da değişmek zorunda kalacak.


Türk futbolunda hataların sahibi yok

Salgın süreci; futbol kulüpleri kadar dominant ve kendini çok önemli bulan spor medyasına zarar verirken, asıl korunması gerekenin futbol olduğunu ortaya çıkardı.

Biriken sorular ve sorunlar başarılardan daha büyük artık. Seyircisiz oynanacak sessiz maçların ve mali kayıplar yaşanmasın diye oynanmak zorunda kalan liglerin kazananı olmayacak.

Türkiye’de futbol sisteminin hataları çok ama hataların sahibi yok. Yıllardır bu hataların sonuçları üzerinden kavga ve gündem yaratıldı.

Hatalardan kazananlar oldukça, Türk futbolu kaybetti. Artık eski futbol sisteminin,borçtan başka vereceği bir şey kalmadı.

Havalı statlarda çorak araziye dönen Türk futbol sistemi tıkandı artık. Bu yüzden yeniden başlamalı Türk futbolu, sıfırdan.

Spor medyası da yeniden başlamalı ama önce kendini yorumlamalı. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU