“Hastalığı atlatanlara yeniden bulaşmıyor, gizli kalan virüs aktive olabiliyor”

Kalp Cerrahı Op. Dr. Bülent Polat, vücudun virüsün çoğalmasını engellemeye çalışırken, bağışıklık sisteminin aşırı tepki gösterip kendi hücrelerini öldürdüğünü söyledi. Polat, virüsün laboratuvardan sızma ihtimaline de değindi

Fotoğraf: Pixabay

Küresel salgın haline gelen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) 1,5 milyonu aşkın kişiyi enfekte ederken, 100 bin civarında kişi hayatını kaybetti.

Bilim insanları, virüse karşı çalışmalarını sürdürüyor. Her geçen gün ise koronavirüs ile ilgili farklı bilgiler ortaya çıkıyor. 

Kalp Cerrahı Op. Dr. Bülent Polat, bu virüsün (SARSCoV-2) doğal yollarla SARS virüsünden oluşarak yabani hayvanlardan insanlara geçtiğini bilindiğini söyledi.

Polat, "Ancak özellikle çok gelişmiş laboratuvarlarda bu virüs üzerinde çalışılırken, bilerek ya da yanlışlıkla dışarıya sızdırılmış olma ihtimali ekarte edilemiyor" ifadelerini kullandı.

Dünyada 5-6 üst düzey laboratuvarın bulunduğunu ve bunlardan birinin Çin’in Vuhan kentinde olduğunu hatırlatan Polat, "Bu virüs, insandan insana bulaşma, hücrelere yapışma ve bağışıklık sistemi tahrip etme açısından çok etkili. Özel olarak üretilse, bu kadar zarar verebilirdi!" yorumunu yaptı. 

“Bağışıklık sistemi, virüsün çoğalması durdurmaya çalışılırken, kendi hücrelerini öldürüyor”

Polat, bağışıklık sisteminin Kovid-19’a karşı kendini savunmak isterken aşırı tepki verip vücuda zarar vermesini, teröristlerin öldürülmeye çalışılırken sivillerin de katledilmesine benzetti. 

"Bu virüs solunum yoluyla bulaşıp, akciğer hücrelerine yapışıyor" diyen Polat, şunları kaydetti: 

Hücreye kesecik oluşturuyor ve kendi kendini çoğalttırıyor. Bir tane girip, bir milyona kadar çoğalttırıyor hücre içerisinde. Akciğer hücresi, virüsü üretme makinesine dönüşüyor. Daha sonra da hücreyi patlatıp öldürerek, dokulara zarar veriyor. Vücut kendisini korumak için savunma sistemini harekete geçiriyor ancak aşırı tepki veriyor! Sanki bir saraya teröristler girmiş, bu teröristlere karlı kendini korumaya çalışırken gereğinden kat be kat fazla savaş uçakları kaldırıp, bombardıman yaparken sivilleri de öldürmesi gibi. Lenfosit dediğimiz bağışıklık hücreleri, kendi içinde sitokin dediğimiz mikropları öldürmeye yönelik maddeleri gönderiyor. ‘Sitokin fırtınası’ dediğimiz durum yaşanıyor.

Op. Dr. Bülent Polat Florence Nightingale.jpg
Op. Dr. Bülent Polat / Fotoğraf: Florence Nightingale

 

“En çok zararı akciğere, sonra kalbe veriyor”

Virüsün en çok zararı akciğerde ve kalpte verdiğini belirten Polat, akciğerlerin iltihabi bir sıvıyla dolup tahta gibi sertleştiğini, bu durumun nefes darlığına yol açtığını belirtti.

Virüsün kalbe verdiği zarara ilişkin ise Polat, “Nasıl ki bu virüs akciğerin yeterli çalışamayıp oksijen alamamasına neden oluyorsa, kalp kaslarında da iltihaplanma yapıyor. Miyokardit dediğimiz, kalpte de pompa yapan kas hücrelerini dolduruyor” dedi.

Kovid-19 hastalarını tedavi etmede kullanılan ilaçların üç kategoriye ayrıldığını belirten Polat, şu ifadeleri kullandı:

İlk kategori, virüsün hücreye girmesini engellemek. İkinci tip, virüs hücreye girse bile çoğalmasını engellemek. Diğeri ise bağışıklık sisteminin kendini savunmaya çalışırken aşırı tepki gösterip vücuda zarar vermesini durdurmak. 'Üç terörist öldüreceğim derken koskoca sanayi tesisini vuran asker’ gibi hareket edilmesini engellemeye çalışmak.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

“Türkiye en fazla yoğun bakım yatağına sahip ülke”

Türkiye’nin yoğun bakım yatağı sayısı bakımından ilk sırada yer aldığını, teçhizat ve doktor sayısında  da iyi durumda olduğunu hatırlatan Bülent Polat, evlere kapanmanın olumlu sonuçlarını görmeye başladıklarını, hastanelere başvuruda azalma olduğunu, vaka artış hızında küçük de olsa bir düşüş yaşandığını ve süreç böyle devam ederse Kovid-19 hastalığının önünü almanın kolaylaşacağını söyledi.

“İtalya, İngiltere, ABD gibi olmayacağız”

Sağlık Bakanlığı’na yönelik eleştirilere de katılmadığını belirten Bülent Polat, sokağa çıkma yasağının ekonomik gerekçeler nedeniyle ilan edilemediğini savundu.

“Çin’den İtalya’ya giden 100 bin kişi hastalığı yaydı”

Çin’den İtalya’ya giden 100 bin kişinin hastalığı yaydığını, İtalyanların tatil verilince rehavete kapılıp özellikle ülkenin kuzeyinden güneyine gittiğini ve bu sebeple hastalığın önünün alınamadığını söyledi.

“İtalya, İngiltere, ABD gibi olmayacağız” diyen Polat, karantina sürecinin daha iyi uygulanabileceği eleştirisini de yaptı.

 

Koronavirüs Akciğer İskelet Pixabay.jpg
Fotoğraf: Pixabay

 

“Hastalığı atlatanlara yeniden bulaşmıyor, gizli kalan virüs aktive olabiliyor”

Hastalığın yeniden nüksetme olasılığını da sorduğumuz Op. Dr. Bülent Polat, bazı kişilerin iyileştiğinin sanıldığını ancak virüsün bir yerlerde gizlenmiş olabildiğini, birkaç hafta sonra canlanarak çoğalabildiğini anlattı.

Bu tip hastaların ortaya çıkmasının toplumda endişeye neden olduğunu belirten Polat, “Aslında hastalığın ikinci kez bulaşması değil de, vücutta tam temizlenmemiş, gizli kalmış virüsün ortaya çıkması bu durum. Yeterli şekilde tedavi yapılmamış, ilaç dozu yeterli kullanılmamışsa bu durum ortaya çıkabiliyor. İlacı hangi dozda ve ne kadar süreyle kullanmamız gerektiği kritik önem taşıyor. Ama hastalığı net atlatan kurtuluyor” ifadelerini kullandı.

"Esas kurtuluş aşıda"

İmmün plazma yöntemini hamile bir Kovid-19 hastasına uyguladıklarını anlatan Polat,  annenin de bebeğin de iyi durumda olduğunu kaydetti.

Aşının maliyetinin düşük olması ve yüz binlerce kişiye uygulanabilmesi sebebiyle Kovid-19’u ortadan kaldırmanın ancak uygun aşının bulunmasıyla ile mümkün olabildiğini belirten Polat, bunun ortalama 1,5 seneyi bulabileceğini söyledi.

“Virüs mutasyona uğrarsa…”

Polat, çarenin uygun aşının bulunmasında olduğunu belirtse de virüsün mutasyona uğraması halinde karakterinin değişeceği gerekçesiyle mevcut aşının da etki edemeyebileceğini de sözlerine ekledi.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU