Kovid-19 kaptım, düşmanımın başına gelmesini istemem

Hafif geçirilen koronavirüs deneyimi, grip veya soğuk algınlığına benzemiyor. Bunları nükleer atık ve kara mamba zehriyle birlikte çorba yapsak benim deneyimime ancak yaklaşır

"Bir çimento kamyonunca ezildiğim günden beri bu kadar hasta hissetmemiştim" (Reuters)

Artık Kovid-19'un 13. günündeyim ve hala nefes alamıyor, öksürüyorum. Kaslarım sanki yoğun bir antrenmandan çıkmışım gibi; başım kazmalarını savuran küçük yaratıkların saldırısı altında.

Bunlar, "orta derecedeki" bir Kovid-19 vakasının uzun süre geçmeyen etkileri. Evet, "orta". Artık hareket etme fikri düşünülemez hale geldiği ve başım ancak Ferris Bueller'le Bir Gün'ü (Ferris Bueller’s Day Off -1986) iPad'de 60'ıncaya izlemeye dayanabilecek kadar döndüğü için banyoya gitmeyi ne kadar erteleyebileceğimi merak ettiğimde de hala "orta" derecedeydi.

Bir çimento kamyonunca ezildiğim günden beri bu kadar hasta hissetmemiştim. İki yaşındayken Tip 1 Diyabet teşhisi almak da daha kötü olabilir. Ama Kovid-19 bronz madalyayı kazandı.

Eşim hastalığın 20'nci gününde ve Birleşik Krallık'ta (BK) yeteri kadar yatak bulunsaydı ya da "Johnson" soyadına sahip olsaydı, sanırım bir noktada hastaneye kaldırılırdı. Ancak hükümette değil eğitimde çalışıyor; bu yüzden, belirsizliğe rağmen süreç boyunca evde kaldı. Bu, onun da "orta derece" dilimine düştüğü anlamına geliyor.
 

 

Bu kindar, küçük protein ve RNA çuvalının evime girme şekli göz önüne alındığında, hafta sonu kalabalıklar halinde güneşlenenlerin asit atıp atmadığını neden merak ettiğimi anlayabilirsiniz.

Belki de gerçek 5G komplosu budur: (Bazı kalın kafalıların iddiasının aksine) virüsü, kitlesel bencil aptallık salgınını yaydığı kadar hızlı yaymıyor.

4G, interweb ve diğer medyanın yanı sıra 5G de virüsün yayılmasında gerçekten rol oynamış olabilir. Hayır, içi boş yerkürenin merkezindeki bölmeden kertenkele benzeri canlıların dünyayı yönettiğini düşünenlerin hastalıklı hayal gücünün yardımına koşmuyorum. Ben daha çok telefon, bilgisayar ve diğer cihazlar aracılığıyla tüketilen mesajlardan bahsediyorum.

"Orta", "hafif" ve "çoğu kişi" gibi ifadeler sıkça kullanılıyor. Bu ifadelerin gereğinden fazla kullanıldığını düşünüyorum çünkü bazılarına, çok da endişelenmeleri gerekmediği izlenimini verdiler. Onlar iyi olacak. Virüsle temas ederlerse muhtemelen başlarına öksürmekten ve burun çekmekten daha kötü bir şey gelmeyecek.

Kolunda bir çocukla dışarıda Sky News'a demeç veren, son derece halinden memnun bir hödük, "Olacağına varır, öyle değil mi?" diyordu.

Hayır değil. Benden duyun, böyle bir şey istemezsiniz. Bunun "orta" bir vakasını istemezsiniz.

Orta deyince hafif ve kolay gibi duyuluyor. Ortalama bir rüzgar, yürüyüşleri dinçleştirici hale getirir. Orta seviyede atlatılan grip nahoştur ama katlanılabilir.

Orta bir Kovid-19 deneyimi ikincisine benzemez. Gribi nükleer atıkla ve kara mamba zehriyle karıştırsaydık anca yaklaşabilirdi.

Bana inanmıyor musunuz? Sanırım, Facebook üzerinden bir sonraki "halkın" sorusu etkinliğini yapacak kadar iyi olduğunda Boris'e sorabilirsiniz. Eğer o da bizim hissettiğimiz gibi hissediyorsa ve hastanede olduğuna göre "hafif"ten biraz daha güçlü şekilde hastalandıysa, o halde onu gerçekten anlarım. Bu, yazmayı beklediğim bir şey değildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Başbakan'ın hastane ziyareti esnasında sağlanan gözlem ve testlerden fazlasına ihtiyaç duyacak, Londra'nın ExCel merkezindeki yeni Kovid hastanesi Nightingale'de yatırıldıkları sert görünümlü yataklardan birinde solunum cihazına bağlanacak kadar hasta olanlar için yüzde 6 rakamının zikredildiğini gördüm. Bunu yapmaya yetecek personeli bulabildiklerini varsayıyoruz.

Hastalığı benim gibi geçiren birçok kişiye dair herhangi bir istatistik görmedim.

Ama konuşabilme fırsatı yakaladığım için şanslı olduğum doktorum bana bunun hiç de nadir olmadığını ve tekrar normal hissetmemin biraz zaman alabileceğini söyledi.

Bu yüzden, "Olacağına varır, di mi?" diyen kişilere ve bu mereti yaymaya devam ederlerse Britanyalı yurttaşlarında solunum yetmezliğine ya da daha da kötüsüne sebep olmaktan endişelenmeden zar atan diğer tüm idiyotlara şunu söyleyeceğim.

Anlayışlı, bana az da olsa iyileşme ve bu ilk haftayı normalden daha kolay geçirmek için zaman tanıyacak kadar iyi bir işverenim var. Siz bu kadar şanslı olmayabilirsiniz. Birçok patron, çoğu vakanın hafif, 7 günde biraz öksürük ve belki de biraz ateşle geçtiğini söyleyen yazıları okudu. Ve bazıları, Kovid-19'un mamba zehriyle güçlendirilmiş versiyonuyla mücadele edenlere karşı pek de anlayışlı davranmadı. Dışarı çıkmak kendinizi ve başkalarının sağlığının yanı sıra işinizi de riske etmek anlamına gelebilir.

Hayır, panik istemiyoruz. Ama bunun hakkında konuşma şeklimizin değişmesi gerekiyor. Hastalık birçok vaka için gerçekten de çok kötü.

En kötüsü de ne mi? İki lanet hafta boyunca hızla ölüme gidiyormuş gibi hissederken bile kendimi hala en şanslılar arasında görmemdi.

James Moore’un site tasarımı nedeniyle kısalttığımız yazısının başlığının tam hali şöyle: Kovid-19 kaptım, "orta derecedeki" belirtileriyle bile en kötü düşmanımın başına gelmesini istemem

 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU