Estetik operasyonlarda yeni dönem: Genel cerrahlar estetik ameliyat yapamayacak

2011 senesinde genel cerrahın yaptığı burun ameliyatından sonra iyileşmeyen hasta doktor ve hastaneye dava açtı. Yerel Mahkemenin “komplikasyon” sonucuna vardığı davada Yargıtay “hem doktor hem hastane kusurlu” dedi

Yargıtay’ın emsal teşkil edebilecek bu kararının temeli 2011 yılına dayanıyor. İzmir’in Konak ilçesinde yaşayan 29 yaşındaki S.B, 2011’in mayıs ayında özel bir hastanede burun estetiği operasyonu geçirdi. Genel cerrah A.Ş.A. tarafından yapılan ameliyatın ardından taburcu edilen S.B, burnunda yanık izi ve şişlik nedeniyle aynı hekime başvurdu. Doktor hastasına “Bu durumun normal olduğunu ve düzeltilebileceğini” söyleyerek bu kez başka bir özel hastanede ameliyat etti.

1 burun 3 ameliyat

Tedavi sürecinde burnunun düzelmediğini fark eden S.B Temmuz 2012’de aynı doktor tarafından üçüncü kez ameliyat edildi. Bu kez de göz kapakları düştü ve hukuki mücadele başlatma kararı aldı. 2 hastane ve doktor hakkında dava açtı.

Yerel mahkeme “komplikasyon” dedi

Yargılama sonunda İzmir 3. Asli Hukuk Mahkemesi, yapılan ameliyatları “komplikasyon” olarak değerlendirdi. Hastanın avukatı Suat Çetinkaya kararı temyiz ederek Yargıtay’a başvurdu.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, hazırlanan raporlardaki çelişkilerin giderilmemesini gerekçe göstererek, yerel mahkemenin kararını bozdu. Adli Tıp Kurumu’ndan rapor hazırlanmasını talep etti. Yeniden yargılama yapan İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yargıtayın talebi üzerine Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan görüş aldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ameliyat sonrasında ortaya çıkan olumsuzlukların “komplikasyon” olarak değerlendirilebileceğine dikkat çeken kurul, “Ameliyatın burun estetiği ameliyatı olduğu, ameliyatı yapan hekimin genel cerrahi uzmanı olduğu, ameliyatın genel cerrahi uzmanı alanına girmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde ameliyatı yapan genel cerrahi uzmanının eyleminin, tıp kurallarına uygun olmadığı, hekimin bu yönden tıbben kusurlu bulunduğu oy birliğiyle mütalaa olunur.” görüşünü bildirdi.

Mahkeme, davacıya 30 bin lira tazminat verilmesini kararlaştırdı, ancak olayda hastaneyi sorumlu tutmadı. Avukat, doktor ile hastane arasındaki akdi anlaşmaya dayanarak, hastanenin de sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle kararı bir kez daha temyiz etti.

Hukuki süreç sonunda, hem hastane hem de doktor durumdan sorumlu tutuldu.

Avukat Çetinkaya, Yargıtayın bu kararıyla “hasta hukuku” davalarında yeni bir döneme girildiğini, kararın emsal nitelikte olduğunu söyledi.

DAHA FAZLA HABER OKU