Koronavirüs beni kimlik krizine soktu: Komedi olmadan kimim ben?

Rutinim içinde yaptığım bir espri var: Stand-up komedi bir dürtü. Bir hafta geçmiş ve sahneye çıkmamışsam otobüs duraklarında baya arkadaş canlısı oluyorum. Şimdi kim bilir tekrar ne zaman sahneye çıkacağım ve artık otobüs duraklarında da takılamıyorum

Britanya hükümeti yakın zamanda aldığı kararla koronavirüs nedeniyle "tecrit" uygulamasına geçmişti (AA)

Bu köşede yazabildiğim için hiç bu kadar minnettar olmamıştım. Kelimenin tam anlamıyla şu an yaptığım tek iş bu ve onu da uzun sürsün diye gayet yavaş yazıyorum.

Günümün her anına çalışmanın, seyahatlerin ve yazmanın hakim olduğu bir durumdan her şeyin iptal edildiği bir hale geçiverdim bir gecede. İşlerimin tamamı kaybolup gitti. Sırtımı dayarım dediğim para havaya karıştı. Beş parasızlıkta benden daha kötü durumda insanlar olduğunu biliyorum, dolayısıyla başım dik, inancım sağlam ve terapi niteliğinde birkaç saatlik temizliğin ardından evim pırıl pırıl.

Yaratıcı serbest yazarın hayatına vah... Yakayı sıyırabileceğimizi düşünmüştük ancak anlaşılan o ki sert kayaya çattık. Her zaman için gelirim bir odanın içinde sıkış tıkış halde toplaşmış insanlara bağlı olmuştur. Faturalarımı komediyle ödemeye başlamadan önce bile "günlük işim" yaşam koçluğuydu, ki o da bir parça stand-up komediye benziyor ancak daha az gürültülü (ve 90'ların komedi sahnelerinin [comedy circuit; stand-up komedyenlerin düzenli bir program kapsamında performans sergilediği etkinlikler ve mekanları ifade ediyor -ed.n.] daha renkli köşelerinden bazılarını hatırlayacak olursanız daha az çıplaklık içeriyor).

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

KVÖ (koronavirüsten önce) geçimimi çoğunlukla gösteri turlarından ve ödül töreni sunuculuğundan sağlıyordum. Bunların çoğu yeniden planlanabildiği için şanslıyım. Fakat şimdi şöyle bir gerçekle karşı karşıyayım: Mesleğim olmaksızın kim olduğumdan tümüyle emin değilim.

Rutinim içinde yaptığım ve bütün espriler gibi gerçeğe dayanan bir espri var: "Stand-up komedi bir dürtü: Eğer bir hafta öylece geçip gitmiş ve sahneye çıkmamışsam otobüs duraklarında baya arkadaş canlısı oluveriyorum." Şimdiyse kim bilir tekrar ne zaman sahneye çıkacağım. Üstelik bu sefer otobüs duraklarında da takılamıyorum.

Zavallı yavrularım, 20 yıldan fazla zamanını stand-up komedi koşuşturmasıyla geçirdikten sonra üzerindeki basınç bir anda kalkmış bir anneyle mahsur kalmış durumda. Yavaşlamayı öğreniyorum. Sürekli kendime onları acele ettirmeme gerek olmadığını hatırlatmak zorunda kalıyorum çünkü artık olmam gereken hiçbir yer, yetişmem gereken hiçbir tren yok. Çocuklar bana seslendiğinde gayri ihtiyari "bir dakika" diyorum, sonra da aklıma aslında hiçbir işin ortasında olmadığım geliyor. Para kaygısı bir yana, çocuklarımla geçirme fırsatını kaçırdığım bu "normal zamana" sahip olmak gerçekten de inanılmaz. Her bekar ebeveynin ya da serbest çalışan herkesin bildiği gibi "boş zaman" diye bir şey yok.

Bununla birlikte sahne sanatlarının kapanması ve bu durumun birçok kişiyi meteliksiz bırakması canımı sıkıyor. Şimdi lütfen beni böyle bir kriz zamanında rahatını düşünmekle suçlamadan önce (ne de olsa ön saflarda seçtikleri meslekle hayat kurtaranlar var) diyeceklerimi bir dinleyin. Komedyenlerin kendilerine ehemmiyetsiz bir meslek seçmiş gibi göründüğünü biliyorum ama insanlar kriz zamanlarında komediye yönelir; hala birlikte gülebildiğimiz sürece umut da var.
 


Fakat pek tabii bu düşman bizi izolasyona zorluyor ve komedyenlere büyük darbe indiriyor. Çoğunun sırtını dayayacağı başka bir şey yok. İnanın bana, biliyorum, çok azı başka bir işte iyi olurdu. Avukat ya da tesisatçı olmak bu kadar mutluluk verebilecek olsa kimse stand-up komedyen olma zahmetine katlanmazdı. Komedi yaparsınız çünkü yapmamak elinizde değildir. Yıllar süren belirsizliğe, güvensizliğe ve ezici reddedilmelere rağmen bu işi bırakamazsınız çünkü yaşamanın başka yolu yoktur. Yirmilerimdeyken arkadaşlarımın düzgün bir mesleği, tatile ve akşam yemeğine çıkacak parası vardı. Ne aptallık! Weetabix ve muzdan oluşan akşam yemeğimi tıkıştırdıktan sonra sokakları arşınlar, bir kulüpten diğerine mekik dokur ve suratsız kulüp menajerlerine bana sahnede 5 dakikalık "yer açmaları" için yalvarırken böyle düşünürdüm, ki o 5 dakika için para almaz, o sahne süresini kapmak için de kilometrelerce yol katederdiniz. Stand-up yapmadan stand-up komedyeni olmayı öğrenmenin başka yolu yok. Para sıkıntısı çekmek zordu ama gençtim, çocuğum yoktu ve başka komedyenlerle takılıyordum. Şimdi sahne komedyenleri mahvolma tehlikesiyle karşı karşıya. Neden kimsenin umurunda olsun ki? Söyleyeyim.

Sahne, her stand-up komedyeninin bu işi öğrendiği yerdir. Live At The Apollo'da ya da panel şovlarda zevkle izlediğiniz komedyenlerden hiçbiri, yumurtadan çıkıp Graham Norton'da "anne!" diye cıvıldayarak televizyon stüdyosuna dalmadı. Herkes önce bir sahneyle işe başlar. Ülkenin dört bir yanındaki kulüplerde sahne alan, asla televizyona çıkmayan veya henüz çıkmamış ancak bununla beraber muhteşem profesyoneller olan stand-up komedyenleri var. Şimdiyse tüm işleri iptal edildi ve televizyon komedyenlerinin aksine bu zamanı atlatmalarını sağlayacak birikimleri yok. Televizyon komedyenleri sektörümüzün sadece küçük bir kısmı. Gerçekten zor duruma düşecek sahne komedyenleri için bir GoFundMe (internet üzerinden bağış toplamaya yarayan site -ç.n.) kuruldu. Komediyi seviyorsanız bir göz atın ve 10 sterlin bağış yapın. Bütün bunlar sona erdiğinde bölgenizdeki kulübü bulup oraya gidin ve canlı bir stand-up gösterisi izleyin. Sahne komedyenlerinin ve onların çalıştığı kulüplerin neden Britanya komedi sektörünün can damarı olduğunu anlayacaksınız. Bu arada ben de öğretmen olmanın ve çocuklarımdan çarpım tablosunu hiçbir zaman öğrenemediğim gerçeğini gizlemenin bir yolunu bulmalıyım.

 

 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU