Çin mucizesi

Koronavirüs, şüpheye yer bırakmayacak biçimde Çin acı çektiğinde tüm dünyanın acı çekeceğini gösterdi

Fotoğraf: Twitter

Napolyon’a atfedilen bir söz vardır:

Bırakın Çin uyusun çünkü eğer uyanırsa dünyayı sarsar.


Ferid Zekeriya “ABD’den Sonra Dünya” adlı kitabında Deng Şiaoping’in 1978 yılında Çin Komünist Partisi’nin yeni başkanı olduğunda söylediği bir sözü aktarır:

Kedinin siyah ya da beyaz olması önemli değil. Fare yakalayabildiği müddetçe iyi bir kedi demektir.


Bu söz, Çin’in ideolojiden uzaklaşıp gerçeklere odaklanacağına yönelik güçlü bir işaret taşıyordu.

Zira geçmişte Çin, kültürünü çevre ülkelere yaymaya çok odaklanmıştı.

Tarihi, kendisi ile Japonya, Kore, Vietnam vb komşu ülkeler ile arasındaki savaşlar, nefret ve işgaller ile doluydu.

Bu nedenle Şiaoping’in bu sözü modern Çin tarihinde bir dönüm noktası sayılabilir.

Bugün Çin’e bakanlar, 1979 yılındaki aynı devlet olduğuna inanmakta güçlük çeker. O günden bugüne Çin’in ortalama yıllık büyümesi yüzde 9’u aştı.

Bu, yazılı tarihte görülmemiş bir orandır. Öyle ki Çin’in yetmişli yılların sonunda sadece 178 milyar dolar olan GSYİH’sı 2019 yılında 14 trilyonun üzerine çıktı.

Bu süre içinde küresel ekonomi sadece dokuz katı büyürken Çin’in GSYİH’sı 76 katına çıktı.

Yine bu zaman dilimi içerisinde Çin hükümeti, 400 milyonu aşkın insanı yoksulluk sınırından çekip aldı.

Çin’de kişi başına düşen gelir 16 kat arttı. Doksanlı yılların başında 1000 dolar olan geliri, 16 bin dolara (hâlihazırda dünya ortalaması da budur) yükseltti.

Dünyanın genelinde ise bu süre içinde kişi başına ortalama gelir yalnızca üç katı arttı. Çin’de 1979 yılında 66 olan yaş ortalaması 76’ya yükseldi. Eğitimin hem kalitesi hem de yılları arttı.

Hükümet büyük burs programları başlattı. 2018 yılında Çin dışındaki Çinli öğrenci sayısı 660 binden fazlaydı.

Çin hükümeti bu öğrencilerden bir bölümünün ülkelerine geri dönmek niyetinde olmadığını bilmesine rağmen her yıl öğrencilerin sayısını artırmaya devam etti. Öyle ki yıllık ortalaması yüzde 9’a ulaştı.

Çin ayrıca zayıf noktasını (büyük nüfus) güç noktasına dönüştürmeyi başardı. Çin vatandaşı bugün eskiden olduğu gibi dünyaya bir yük oluşturmuyor.

Aksine artık üretim ve arz açısından bir ekonomik gücü temsil ediyor. Çin pazarının kendisi büyük uluslararası şirketleri etkileyecek düzeye ulaştı.

Tüm bunlar Çin vatandaşının gelir düzeyinin yükselmesi sayesinde gerçekleşti.

Çin’in sınırları içerisinde yarattığı etki çok geçmeden dünyanın tüm ülkelerine ulaştı.

Bugün Çin, bir gün içerisinde 1978 yılındaki toplam ihracatı kadar ihracat yapmaktadır.

Büyük uluslararası şirketler Çin ürünlerinden vazgeçemiyor. Yıllık 500 milyar doların üzerindeki geliri ile Fortune 500 listesinin birinci sırasında yer alan Walmart şirketi, ürünlerinin dörtte birini Çin'den ithal ediyor.

Aynı listede üçüncü sırada yer alan Apple’ın Çin’de 12 fabrikası ve 250 binden fazla çalışanı bulunuyor.

Çin’i çevreleyen birçok Asya ülkesi, Çin talebinin gücünden ve küresel tedarik zincirinin kendisine odaklanmasından besleniyor.

Dünya hiçbir zaman Çin'de olanlara şu anda olduğu kadar ilgi göstermemişti. Bu ilginin nedeni tam anlamıyla bencilcedir.

Çünkü halihazırda Çin’in çıkarları dünyanın çıkarlarıdır. Çin’in felce uğraması dünyanın felce uğraması demektir.

Çin bunu ideolojisi ile değil tüm dünya ülkelerinin Çin ürünlerine güvenmesini sağlayan ekonomik gücü ile başardı. Çin, ekonominin dünyadaki en etkili güç olduğunu kavradı.

Halihazırda sahip olduğu önemi, askeri gücüyle değil –bu gücü inkar edilemez olsa da- dünya ülkelerinin çıkarlarını kendi çıkarları ile uyumlu hale getirerek elde etti. Bugün de hala aynı yolu takip ediyor.

Afrika ülkelerindeki yatırımları kesintisiz bir şekilde artıyor ve sömürgeci güçlerin yarattığı boşluğu dolduruyor.

Bunun yanı sıra çıkarlarını dünyanın diğer ülkeleri ile de birleştirmeye devam ediyor.

Yeni İpek Yolu -Çin’e açıkça hizmet ediyor olsa da- için birçok ülke, birçok ekonomik bölgeyi canlandıran bu projede Çin'e katılmak için yarışıyor.

Çin'in yıllardır bu politikayı takip etmeyi sürdürmesinin etkisi şu anda açıkça görülüyor.

Birçok ülke, Çin ile ABD arasındaki ticaret savaşlarından olumsuz etkilendi.

ABD’nin kendisi dahi diğer ülkelerle birlikte Çin’de yayılan yeni tip koronavirüsünden büyük ölçüde zarar gördü.

Koronavirüs, şüpheye yer bırakmayacak biçimde Çin acı çektiğinde tüm dünyanın acı çekeceğini gösterdi.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU