AYM, Soma’da kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmemesini hak ihlali saydı

AYM, Soma’da 301 madencinin hayatını kaybettiği faciada ocağı denetleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevlileri hakkında soruşturma izni verilmemesini hak ihlali saydı

Fotoğraf: AA

Anayasa Mahkemesi (AYM), Manisa’nın Soma ilçesinde 6 yıl önce meydana gelen maden faciasında hayatını kaybedenlerin yakınlarının yaptığı bireysel başvuruda hak ihlali kararı verdi.

AYM, maden faciasında hayatını kaybedenlerin yakınlarının, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, bakanlık personeli hakkında soruşturma izni vermemesini gerekçe göstererek yaptığı başvuruyu haklı buldu.

AYM’nin Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre, Soma'da 301 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasının ardından hazırlanan bilirkişi raporunda, kazanın pek çok ihmal ve kusur sonucu meydana geldiği tespit edildi. 

AYM, başvuruda, Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verdi. 

Yüksek Mahkeme’nin gerekçesinde, bilirkişi raporunda, olayın meydana geldiği maden ocağında iş sağlığı ve güvenliği konusunda ne gibi eksiklikler bulunduğu ve sözü edilen hususların olayın vuku bulmasına katkısının teknik yönden ortaya konduğu vurgulandı. 

Cumhuriyet Başsavcılığı’nca alınan bilirkişi raporunun konusunda uzman kişilerce hazırlandığı belirtilen gerekçede, aynı raporda, 2010'dan olay tarihine kadar olayın meydana geldiği maden ocağını denetleyen, eksiklik ve aksaklıkları ortaya koymayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişlerinin de olaydan sorumlu olduğunun belirtildiği kaydedildi.

 

thumbs_b2_dc2f3a71b3a34c80f99f17c8b7b7dd86.jpg
Fotoğraf: AA

 

"Soruşturma izni verilmeyerek adli süreç sona erdi"

Cumhuriyet Başsavcılığının ve başvurucuların soruşturma izni verilmemesi kararına yaptıkları itirazların reddedildiği hatırlatılan gerekçede, böylece haklarında soruşturma izni istenen kamu görevlileri yönünden adli sürecin sona erdiği ifade edildi.

Gerekçede, "Oysa Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bilirkişi raporunda, 2010'dan itibaren maden ocağında iş sağlığı ve güvenliği konusunda ne gibi eksiklikler bulunduğu açıklanarak sözü edilen hususların denetimler sırasında ortaya çıkarılmamasının da başvuruya konu olayın meydana gelmesine etki ettiği belirtilmiştir." vurgusu yapıldı. 

Ceza hukuku anlamında eylem ile sonuç arasında bir illiyet bağı bulunup bulunmadığını tespit edecek makamın soruşturma makamları olduğuna işaret edilen gerekçede, "Bu nedenle kamu görevlilerinin bilirkişi raporları ile tespit edilen ihmallerinin, ceza hukuku sorumluluğu doğurup doğurmadığı, bu ihmallerle ortaya çıkan netice arasında ceza hukuku anlamında bir illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusundaki değerlendirmelerin soruşturma makamlarınca yapılmasına müsaade edilmeden adli sürecin sona erdirilmesinin etkili soruşturma ilkeleriyle bağdaşmadığı" tespiti yapıldı.  Kararın gerekçesinde, şunlar kaydedildi:

Bireylerin hayatının tehlikeye girmesine neden olan kişiler aleyhine hiçbir suçlamada bulunulmaması ya da bu kişilerin yargılanmaması yaşama hakkının ihlaline neden olabilir. 

Olayda etkili bir ceza soruşturması yürütülmesi gerektiğine yönelik bu tespitin, bilirkişi raporunda kusurlu oldukları yönünde tespit bulunan kişiler hakkında yürütülecek adli sürecin mutlaka bir dava açılması ya da açılan davanın belli bir hükümle sonuçlanması gerektiği anlamına gelmeyip, sorumluların tespit edilmesini ve hesap vermelerini sağlayacak uygun araçların etkili şekilde kullanılması gerekliliğine işaret etmektedir.

Ayrıca, başvuruya konu edilen soruşturma kapsamında alınan bilirkişi raporunda iş müfettişleri dışında kalan Çalışma Bakanlığı çalışanları hakkında herhangi bir değerlendirme bulunmadığından Anayasa Mahkemesince verilen kararın iş müfettişleri dışındaki kişiler yönünden olumlu veya olumsuz bir etki doğurmadığı unutulmamalıdır."

Anayasa Mahkemesi, kararın bir örneğini, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için Danıştay 1. Dairesine, bilgi için de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına gönderilmesine karar verdi.  

 

thumbs_b_c_975bdc35733590662a42c6ca50ce1200.jpg
Fotoğraf: AA

 

Bakanlık’tan soruşturma izni talebine iki kez red

13 Mayıs 2014'te meydana gelen ve 301 madencinin öldüğü maden kazasından sonra cumhuriyet başsavcılığınca, görevlerini ihmal ettikleri yönünde şüphe oluştuğu gerekçesiyle maden ocağının denetimini yapanlar ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevlileri hakkında ilgili bakanlıktan soruşturma izni istenmişti.

Bakanlık, aleyhlerinde ön inceleme yürüttüğü görevliler hakkında soruşturma izni vermemiş, Danıştay 1. Dairesi, eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle soruşturma izni verilmemesine dair kararı kaldırmıştı.

Yeni bir bilirkişi heyetinin maden kazasını incelemek üzere görevlendirilmesinin ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Teftiş Kurulu görevlilerince hazırlanan ön inceleme raporunu esas alarak görevliler hakkında soruşturma izni vermeyi bir kez daha reddetmişti.

Bu karara karşı yapılan itiraz ise "haklarında ön inceleme yapılanların eylemleri ile maden kazasının meydana gelmesi arasında doğrudan bir illiyet bağı kurulamadığı" gerekçesiyle Danıştay tarafından reddedilmişti. Bunun üzerine faciada hayatını kaybedenlerin yakınları yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştu.

 

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU