Cezayir Libya’da arabulucu olmak için BM onayını bekliyor

Cumhurbaşkanı Tebbun, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yetki vermesi durumunda, Cezayir’in Libya’da barışı sağlayabileceğini iletti

Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum ile Başbakan Fayiz es-Serrac görüşmesinden bir kare / Fotoğraf: AFP

Cezayir yönetimi, Libya’daki çatışmaları sonlandırmak için hızlı ve aktif bir şekilde hareket ediyor. Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum’un önce Bingazi ardından Trablus’u ziyaret ettiği bir dönemde, Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ‘arabulucu rolü’ üstlenmek için Birleşmiş Milletlere teklif sundu.

Tebbun, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yetki vermesi durumunda, Cezayir’in Libya’da barışı sağlayabileceğini iletti. Cezayir’in güvenilir ve dürüst bir arabulucu olabileceğini ifade eden Tebbun, Libya’daki kabilelerin kendilerine saygı duyduğunu, dolayısıyla ‘ateşkes’ görüşmeleri için girişimde bulunabileceklerini belirtti.

Tebbun şu ifadeleri kullandı:

"Libya'nın en büyük şansı, büyük kabilelerin silaha sarılmamış olmasıdır. Yaptığımız görüşmelerde en önemli kabile reislerinin ortak bir geleceği formüle etmek için Cezayir’e gelme arzusunun olduğunu gördük. Herhangi bir karşılık beklentisi olmadan ciddi bir çözüm önerisi sunan tek taraf biziz. Cezayir’in Libya’da egemenlik arzusu olmamasına rağmen bazıları bizim bu rolü üstlenmemizi istemiyor. Bağımsızlık savaşında bize kapılarını açan bu kardeş ülkenin zenginliklerini ele geçirmeyi hedeflemiyoruz"

Dış ülkelerin taraflara silah sağlamama taahhütlerini yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Tebbun, “Dışarıdan yabancı savaşçıların ülkeye girişi durdurulmalıdır. Cezayir Libyalılar birbirini öldürsün diye silah sağlamıyor, Libya halkı için ilaç ve gıda desteği yapıyoruz. Avrupa ve Akdeniz ülkelerini Libya’nın yeni bir Somali’ye dönüştürülmemesi için uyarıyoruz. Libyalılara gelişmiş silahlar verilmemelidir. Libya’daki çatışmanın temeli, ideolojik ve kişisel çıkarlardır” diye konuştu

Çözümün adresi: Kabileler 

Cezayir'in doğusundaki Annaba Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Bualam Harzullah'a göre, Tebbun’un açıklamaları ve verdiği güvenceler, Cezayir’in Libya krizinin çözümü için kapsamlı bir planı olduğunu gösteriyor.

Cezayir’in planının temelini, Libya’nın omurgasını oluşturan kabilelerin oluşturduğunu söyleyen Harzullah, "Libya’daki kabilelerin Cezayir içlerinde uzantıları var. İki ülkedeki kabileler arasında evlilikler, aile dostlukları ve ticari ilişkiler söz konusu, dolayısıyla bu kabilelerin kardeş kavgasını sonlandırmak için önemli bir rol üstlenebileceği açıktır" diye konuştu.

Libya’daki kabilelerin birbirine karşı silahlı mücadeleye girişmediğini hatırlatan Bualam Harzullah:

"Kabileler barış için hazır olduklarını ilan etmiştir, Cezayir’in vurguladığı husus da budur. Kabilelerin Libya Ulusal Ordusu Komutanı Halife Hafter üzerinde ve Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanı Fayiz es-Serrac üzerinde ciddi etkileri bulunmaktadır. İki tarafın uzlaşması için etkili bir girişimde bulunabilirler. Cezayir’in Libya meselesiyle ilgili olan ülkelerle ilişkisi ise beklenen düzeyde değildir. Cezayir’in, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’la ilişkileri, Katar ve Türkiye ilişkilerinden daha iyi bir seviyededir"

Tebbun’un Libya planı

Libya’daki vekâlet savaşının sonlandırılmasının kolay olmadığını söyleyen Tebbun, sorunun arka planında yabancı güçlerin müdahalesinin yattığını, dolayısıyla sorunun sadece Libyalılar arasında çözülmesinin kolay olmayacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Tebbun konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Libya’daki kabilelerin Cezayir’e gelmeyi kabul etmesi çok değerli bir fırsat anlamına geliyor. Libya’daki en büyük kabileler Cezayir’in krizin çözümündeki olumlu rolüne güveniyor. Mali krizinin çözüm deneyimini kardeş Libya’ya uygulamak istiyoruz. Libya’da geçiş konseyi kurulması ve sonrasında seçimlerin yapılması için elimizden gelen desteği vermeye hazırız.”

Libya Ulusal Ordusu (LUO) basın sorumlusu General Halid Mahcub Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada "Libya’da siyasi ve askeri bir savaş var. Askeri savaşın amacı terörist grupların çözülerek ülkenin istikrara kavuşmasıdır. Siyasi çözümün savaş sona ermeden gerçekleşmesi mümkün değildir. Kabileler dâhil olmak üzere Libya’daki taraflar arasındaki diyalog görüşmelerini önemsiyoruz. Libya’nın sorunu açıktır: Başkent Trablus milis güçlerin işgali altındadır, devletin malını yağmalıyorlar, kurumların çalışmasına engel oluyorlar ve silah zoruyla görüşlerini dikte ediyorlar" şeklinde konuştu.  

Hafter Türkiye’ye yükleniyor

Öte yandan LUO Komutanı Halife Hafter, Moskova ziyaretinin ardından Türkiye’ye sert tepki göstererek şu ifadeleri kullandı:

"Eğer Cenevre görüşmeleri barış ve güvenliğin sağlanmasıyla sonuçlanmaz ve ülkedeki paralı askerler geldikleri yere dönmezse, anayasanın bize verdiği yetkiyle ülkemizi işgalci Osmanlı Türklerine karşı savunuruz. Cenevre görüşmeleri, Türk askerleri ve Suriyeli paralı teröristler ülkeden çekilmedikçe ve Türkiye Trablus hükümetine verdiği askeri desteği sonlandırmadığı sürece Cenevre görüşmelerinin bir sonuç vermeyeceği açıktır"

Serrac Türkiye’de

Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanı Serrac ise Türkiye’ye ziyaretlerini sıklaştırmış durumda. Serrac geçenlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’la İstanbul’da bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, görüşmenin resmi program dışında gerçekleştiği belirtildi. 

Öte yandan Al-Sarraj, herhangi bir müzakere yapılmadan önce Türkiye'yi her zaman ziyaret etmek istiyor ve Erdoğan ile İstanbul'da görüşmelerde bulunan Türkiye cumhurbaşkanlığı, "Türk cumhurbaşkanının resmi toplantılarının programına dahil edilmediğini" söyledi.

Bingazi ve Trablus arasında

Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum, Hafter’in Moskova, Serrac’ın da İstanbul ziyaretinden önce, sırasıyla Bingazi ve Trablus’u ziyaret etti.

Doğu Libya’daki Tobruk hükümetinin dışişleri bakanı Abdulhadi el-Huveyc, "Cezayir’in Libya krizindeki rolünü memnuniyetle karşılıyoruz” demişti. Cezayir Dışişleri Bakanı Bukadum kabile reisleri ve ileri gelenlerle gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, Cumhurbaşkanı Tebbun’un krizin çözümü için bir girişimi olduğunu ilan etmişti. Bukadum ile görüşen Serrac “Çatışmalar sona ermeden ve Trablus’ta güvenlik sağlanmadan barıştan söz etmenin bir anlamı olmadığını" söylemişti.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Mustafa Yıldız

independentarabia.com/node/96626

DAHA FAZLA HABER OKU