Johnson: Birleşik Krallık ticari görüşmelerde sosyal ve çevresel korumaya ilişkin AB kurallarına direnecek

Birleşik Krallık Başbakanı, ülkenin Brüksel'le yapacağı ticari görüşmelerin ilk bağlarını kuracak büyük bir konuşma yapacak

Seçim sonuçlarından bu yana ilk önemli konuşma olacak (Reuters)

Boris Johnson pazartesi yapacağı açıklamada, Birleşik Krallık'ın (BK) Avrupa Birliği'yle (AB) yapacağı Brexit sonrası ticaret görüşmelerinde, sosyal koruma ve çevreye ilişkin AB kurallarını kabul etmemekte direneceğini söyleyecek.

BK 47 yıllık AB üyeliğine son verdikten üç gün sonra başbakan, belirleyici genel seçim zaferinden bu yana ilk büyük konuşmasını Brexit sonrası müzakerelerde tutunacağı katı tutumu açıklamak için yapacak.

BK cuma akşamı saat 11 itibarıyla AB'yle "geçiş dönemine" girdi. Londra ve Brüksel'deki yetkililer gelecekteki ilişkiyi şekillendirmeye çalışırken BK, önümüzdeki 11 ay boyunca AB kurallarına uymaya devam edecek.

Johnson çoktan müzakere süresini uzatmama sözü verdi. 31 Aralık'tan önce şartlar üzerinde anlaşılmazsa BK, 2021 yılına kadar Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) AB'yle olan ticaret anlaşmasına bel bağlamak zorunda kalabilir.

Ancak pazartesi konuşacak başbakan, şunları söyleyecek:

Seçimimiz kesinlikle 'anlaşma ya da anlaşamama' değil. Esas soru, AB'yle Kanada'nın ya da daha çok Avustralya'nınkiyle karşılaştırılabilir bir ticaret ilişkisinde anlaşıp anlaşamayacağımız.

Kanada, birkaç yıl süren müzakerelerden sonra blokla, ürünlerinin yüzde 98'inden gümrük vergisini kaldıran serbest ticaret anlaşması (STA) imzalamıştı. Ancak Avustralya'nın böyle bir anlaşması yok ve şu anda AB'yle STA imzalamak için görüşmelerini sürdürüyor.

AB yetkililerini, işletmelerini ve çevre gruplarını muhtemelen endişelendirecek yorumlarında BK Başbakanı şunları ekleyecek:

Serbest ticaret anlaşmasında AB'nin BK kurallarını kabul etme zorunluluğu olmadığı gibi, (BK'nin de) rekabet politikası, devlet desteği, sosyal koruma, çevre veya benzeri AB kurallarını kabul etme zorunluluğu yok. BK pek çok bakımdan AB'den daha iyi olduğu bu alanlarda, anlaşma baskısı olmadan en yüksek standartlarını koruyacak. Bunu şimdiden vurgulamak hayati önem taşıyor.

Dünyanın dört bir yanından iş liderlerine ve büyükelçilere hitap edecek Johnson şunları söyleyecek:

Seçimimizi yaptık: Kanadalıların yaptığına benzer bir serbest ticaret anlaşması istiyoruz, ancak bunu elde edemediğimiz düşük olasılıklı bir durumda ticaretimiz, AB'yle mevcut ayrılma anlaşmamıza dayanmalı. Seçimimiz kesinlikle 'anlaşma ya da anlaşamama' değil. Esas soru, AB'yle Kanada'nın ya da daha çok Avustralya'nınkiyle karşılaştırılabilir bir ticaret ilişkisinde anlaşıp anlaşamayacağımız. Her iki durumda da, BK'nın başarılı olacağından şüphem yok. Ve elbette, en yakın komşularımızla yeni ilişkilerimiz ticaretin çok ötesine geçecek.

Pazar günü konuşan İrlanda Başbakanı Leo Varadkar, BK hükümetini "milliyetçi söylemini" yumuşatması konusunda uyardı ve başbakanın "katı kırmızı çizgilerinin" gelecekteki bir ticaret anlaşmasını etkileme kabiliyetini engelleyebileceğinde ısrar etti.

Varadkar, "Müzakereler söz konusu olduğunda her zaman olduğu gibi, kırmızı çizgileri bu kadar cesurca çekmek aslında anlaşma yapmayı zorlaştırıyor çünkü diğer taraf, bu kırmızı çizgiler pembeye dönmedikçe ya da bir şekilde eğilmedikçe adil bir anlaşma yaptığını hissetmiyor" diye konuştu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Dışişleri Bakanı Dominic Raab da, BK'nın geçiş sürecinden sonra AB kurallarına ve yasalarına uymak zorunda kalacağı yönündeki önerilere cevaben "bu gerçekten olmayacak" dedi.

BBC'den Andrew Marr Show'a verdiği demeçte Raab, "AB kurallarıyla uyumlu olmayacağız, bu müzakere masasında yer almıyor. Bu kırmızı çizgi meselesi dahi değil, müzakere edilen başlıkları arasında dahi yer almıyor" dedi.

Brexit anlaşmasıyla ilgili müzakerelere bizzat katılan eski Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, ticaretle ilgili yapılacak görüşmelerin "hasar kontrolüne" odaklanacağını ekledi.

Tusk, Johnson'ın Brüksel'in mevzuatından uzaklaştığı durumda her iki taraf için de "büyük sonuçları" olacağını öne sürdü.

Tusk, "Cezalandırma arzusu söz konusu değil" dedi. "Brexit ve sonrasındaki müzakerelerde bu, sadece hasar kontrolü süreci. Objektif olmak gerekirse sorun, kasıtlı bir 'oyun' yüzünden olmasa da her iki tarafta da şüphesiz bazı kayıplar ve hasarlar olacağı."

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/uk

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU